Bir cenaze töreninin düşündürdükleri…
03 Eylül 2012 12:52 / 4036 kez okundu!
Taraf’ta Halil Berktay’ın yazısından öğrendim... ”Arslan amcam” diye yazmış... Doktor Alpaslan Berktay ölmüştü... Bir kaç arkadaşla birlikte cenaze namazına gittik. Camide çok sayıda çelenk vardı... Ama nasıl ?!!.. Doğu Perinçek’ten tutun, eski TKP lilere, ADD, CHP, kısaca soldaki her partiden ve neredeyse İzmir'deki bütün derneklere, sendikalara varıncaya kadar çok geniş bir yelpazede ilgi vardı..
Doktor 88 yaşında olduğuna göre İzmir’deki solun tarihi bir simasıydı... Ayrıca saygın bir kişiliği de vardı. 1968'de TİP'te tanımıştım kendisini. O sıralar zaatüre geçiren Zafer (Karabiniş) rahmetliye de çok yardımcı olmuştu..
Doktor Alpaslan Berktay aydınlık gurubuna sempati duyduğundan TİP'ten ayrılmışlardı. Aslında tasfiye edildiler de denebilir... Sonradan, Aydınlık gurubu Beyaz ve Kırmızı Aydınlık diye ikiye ayrılmışlardı. Bu renklerin anlamı yoktu sanırım. Sadece Doğu Perinçek’in Aydınlık dergisinin kapağı beyaz, Mihri Belli gurubunun Aydınlık dergisinin kapağı da kırmızıydı..
Doktor Alpaslan Berktay TİP'ten ayrılmıştı ama tip yöneticileri kendisine saygıda kusur etmezlerdi. Doktor da saygılı davranırdı. Eski komünistler kavga ederlerdi ama saygıda kusur etmezlerdi. Bu konuda tanık olduğum bir olayı anlatmadan geçmeyeceğim..
1968 de TİP'li olmuştum. Avukat Süha Çilingiroğlu da haftada bir gece partide dersler verirdi. Süha Çilingiroğlu, Sorbon mezunu, çok saygın bir avukattı..
1972'de Aliağa’da Wiking kağıt fabrikasında işçiydim. Sendika kurmak için çalışıyordum..öğrendim ki DİSK'in kağıt işkolunda sendikası yokmuş. Biz de mecburen TÜRK-İŞ'e bağlı selüloz iş sendikasında örgütlenirken Petrol-İş sendikası İzmir şube başkanı Özcan Tüzün bizlere yardımcı oldu. İşte orada Süha Çilingiroğlu'na tekrar rastladım... Petrol- İş İzmir şube avukatıymış, bize yardımcı olacağını söyledi…
Bir gün Süha beyin yazıhnesinde başbaşa sendika durumunu gözden geçirirken kapı açıldı ve içeriye Dr. Nihat Sargın girdi. Süha beyin nasıl aceleyle toparlandığını ve hemen çeketinin önünü iliklediğini unutamam. Eski tüfekler (biz o yıllar yeni yetmeler olarak böyle derdik) birbirlerine çok saygılıydılar yani. Nihat Sargın o sıralar TİP'te genel sekreterdi sanırım… Ayrıca TKP genel sekreteri Zeki Baştımar‘ın (Yakup Demir) damadı olduğunu sonradan öğrenecektim..
1969 Genel Seçimleri'yle de ilgili bir anı... O yıllarda doçent olan sosyoloji doktoru Mehmet Selik İzmir'den milletvekili adayımızdı. Mehmet Selik de bir başka saygı duyduğumuz insandı. Çünkü Kapital’i çeviren “kutsal” kişiydi. Ben 1969'da Aliağa’da Akbank’ta veznedardı. Aliağa bir başka öneme haizdi. 1967'de başlayan rafineri inşaatında beş bin civarında işçi çalışıyordu…. Mehmet Selik’in Aliağa’daki çalışmalarına Behice Boran başkan da gelmiş hep birlikte Aliağa’nın Samurlu ve Güzel Hisar köylerine gitmiştik... Gerek Mehmet bey, gerek bizler Behice hanıma öyle saygılı davranıyorduk ki, benzetmek mümkünse babam görse kıskanırdı yani. Bu saygı, sevgiden ve Behice hanıma verdiğimiz değerden kaynaklanıyordu. Bu zora ve güce dayanan askeri bir disiplin saygısı değil, tersine yetkinliğe duyulan gönüllü bir saygının ifadesiydi. Hayat hikayeleri bile kendilerine saygı duymamıza yeterdi…
Tanıdığım eski komünistlerin bir çoğunun meslekleri ve kariyerleri vardı.... Süha Çilingiroğlu avukattı... Alpaslan Berktay, Nihat Sargın doktordu... Ahmet Bilge mühendisti sanırım, Güner Eliçin yüksek mimar, Veli Lök tıp profesörü... Doğan-Nermin Çetiner müteahhitti galiba... Bu insanlar hem siyasete hem de insan ilişkilerine bir kalite getiriyorladı... Meslek ve kariyer sahibi olduklarından ötürü politikadan bir beklentileri yoktu. Hatta onlar politikaya her bakımdan katkı sağlıyorlardı..
Alparslan Berktay’ın cenazesinde aklımdan bu ve buna benzer düşünceler geçti... Nur içinde yatsın. (yoksa ışıklar içinde yatsın mı demeliydim?..)
Ali Rıza KAPTAN
03.08.2012
Son Güncelleme Tarihi: 03 Eylül 2012 13:25