hurkus
|
MÝNNOÞ'A VE KÖTÜ KEDÝ ÞERAFETTÝN'E TEÞEKKÜRLER...
14 Mart 2000, Ýzmir/Alsancak.
Milenyum... Ve de Ejderha yýlý Çin astrolojisinde. Yani, kargaþanýn, gürültünün, þamatanýn, deðiþimin bol olduðu bir yýl!
Bu yýl bir de baktým, nüfusumuz artýverdi.
Sevgili dünya güzeli Minnoþ sepetinde, bizlerin þaþkýn bakýþlarý altýnda dört tane yavru dünyaya getirdi.
Minnoþ, gördüðüm en olaðanüstü anne, kendi annemden sonra.
Ýnsanoðlunu adeta, keþke ben de Minnoþ'un yavrusu olsaydým demeye özendirecek bir sevgi, sabýr ve þefkatle dolu bir anne!
Üç aylýk emzirme döneminin sonunda dört yavrunun ikisini kendime ayýrýp, diðer ikisini arkadaþlarýma verdim. Zaten emzirme dönemi sonunda tekrar gebe kaldýðý için dünyanýn en tatlý annesi yavrularýna üvey anne gibi davranmaya baþlamýþtý. Hiç birine yüz vermiyordu. Böylece iki yavru yani Koko ve Kijo, annelerinden alýþtýklarý sevgi ve þefkati artýk bulamayýnca, bana daha fazla güvenmeye ve belki de beni anneleri (?) gibi sevmeye baþladýlar. Bense zaten "koruyucu anne" olmaya dünden razý bir kedi fanatiði... Minnoþ onlarý reddettikçe benim kollarýma attýlar kendilerini ve aramýzdaki bað gün geçtikçe kopmaz hale geldi.
Kijo, tanýdýðým en zeki, en konuþkan, en obur, söz dinleyen, mimiklerden, vücut dilinden anlayan, uyku seven, hasta iseniz baþýnýzda nöbet tutan, kapý açabilen, gök gürültüsünden deli gibi korkan, IQ'su yüksek bir arkadaþ.
Koko ise, neredeyse en inatçý, en sadýk, sevdiklerini asla paylaþmak istemeyen, bu yüzden kardeþine her fýrsatta "pentük" atan, yaramaz, ýþýk hýzý ile hareket eden, kapýdan bacadan kaçan, pencereden düþen, gök gürültüsü gibi detaylara takýlmayan, kertenkelelerin ve minik yavru farelerin korkulu rüyasý, "pisi"kopat bebeðim benim.
***
Yýl 2007, 14 Mart, Ýstanbul/Moda...
Koko, Kijo bugün 7 yaþýna giriyor ve hala Hürkuþ'la birlikteler...
***
Veee 2009...
Tekrar Ýzmir ve Alsancak.
Zaman ne kadar hýzlý akýp gidiyor.
Fýstýklar hep ayný.
Koko'nun hiperaktivitesi eskisine benzer bir þekilde sürüyor. Ama daha sosyal ve daha yumuþak. Her tarafýný sevdiriyor artýk. Eskisi kadar "pentük" atmýyor severken. Hala söz dinlemiyor ve onlar için ayýrdýðým yerlerden çok, koltuk, kanepelere yayýlma tutkusu anneanne ve dedesi -annem ve babam elbette- sayesinde tavan yapmýþ durumda.
Kijo hep ayný uykucu ve korkak ve de "cool" bir kedi olarak prensesliðine devam ediyor. Eve yabancý bir insan adým attýðý anda yegane mekaný küçük odadaki kýrmýzý kanepenin altýndan astarýn arasýna kaçýp saklanmak. Bir çeþit ana rahmine dönüþ gibi...
Onlarýn gerçekten ne hissettiðini bilemem ama ben bu beraberlikten geçen 9 yýla raðmen çok ama çok mutluyum. Uzun ve saðlýklý yaþamalarý için söylediðim sözler hayatýmýn 3-5 mantrasýndan birini oluþturuyor.
Artýk 2010'dayýz...
Hala Ýzmir’deyiz ama bu kez Gaziemir'de. 2. kat. Etraf yeþillik, bahçe hep. Kediler, köpekler, kuþlar, bilimum haþerat. Tam kýzlarýma göre. 6. katta günlük hayata, sokaklara, insanlara epey yukarýdan bakmak zorunda kalýyorlardý. Burada yeryüzüne daha yakýnlar hiç olmazsa.
Nüfusumuz ayný; Koko, Kijo, Juno (Juno aramýza 2006 yýlýnda, Moda’da otururken katýlmýþtý) ve ben, 4 kiþi.
Koko, eskisi kadar olmasa da hareketli sayýlýr. Bu yüzden de kilo aldý. Nev’i þahsýna münhasýr bir kedi. Bütün ev ona ait, istediði yerde yatýp uyuyor. Juno ile anlaþmayý ise kesinlikle istemiyor. Oyuncak köpeklere sarýlýrým, sana asla diye diretiyor. Kaþla göz arasýnda kavgaya tutuþuyorlar, orasýndan burasýndan yara eksik olmuyor.
Kijocuk, aynen devam… Ama kafayý bana takmýþ durumda iyice. Yýllarca kucaðýma çok az aldýðým için sanýrým, tam bir kucak delisi. Çoðu zaman da otururken izin istiyor patisiyle ikide bir beni dürterek. Ben sandalyede veya koltukta otururken arkamda, yanýmda en ufak bir boþluk görse hemen atlayýveriyor. Küçücük yere koca göbeðini ve popsunu sýðdýrarak benimle yapýþýk yaþýyor adeta. Ayakta isem ve bir süre benden uzak kaldýysa söylenip dolaþýyor etrafýmda otur artýk dercesine.
Tüyleriyle mücadele etmek çok yorucu olsa da bu kýzlarla hayat çok güzel. Ýnþallah beraberliðimiz uzun yýllar sürer.
Bugün 10 yaþýný bitiren kuzucuklarýma mutlu yýllar!
Sevgili Minnoþ, sana ve "Kötü Kedi Þerafettin"e de teþekkürler!
Ýnsan dostlarým alýnmasýn ama sayenizde, karþýlýksýz sevmenin ne olduðunu öðrendim ve gerçek dostlar kazandým.
Sevgilerimle,
Hürkuþ
14.03.2010
Not: Cinsi her ne olursa olsun, kedi, köpek, kuþ fark etmez, bir "hayvan" edinmek büyük bir sorumluluk gerektiriyor. Canýnýz çekince alýp, sýkýlýnca býrakamazsýnýz. Týpký biz insanlar gibi duygulara sahip olan bu canlýlarý gerçekten sahiplenmek istiyorsanýz evinize almalýsýnýz.
|