Hrant’ın Katilleri Kim?
19 Ekim 2010 15:45 / 3219 kez okundu!
Hrank Dink’in öldürülmesinin üzerinden neredeyse dört yıl geçti. Gerçek katiller henüz ortada yok. “Hrant’ın Arkadaşları” gerçek katillerin yargılanmasını sağlamak amacıyla bilgi edinme hakkından yararlanarak Cumhurbaşkanlığına, Adalet, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarına ve Başbakanlığa sorular sordular. Başvurulara yanıt gelmiş, aslında yanıt değil savuşturma yazıları.
Daha önce “Hrant Dink maalesef gerekli tedbirler alınmadığı için hayatını kaybetti” diyen Cumhurbaşkanı, bu kez “konu yargıya intikal ettiğinden, Hrant’ın öldürülmesine yol açan tedbirsizlikleri araştırtamam…” demiş.
AİHM’ndeki dosyaya T.C.Hükümeti adına gönderilen savunma için “ruhuma birçok krizden ağır geldi, içime sindiremedim” diyen Dışişleri Bakanı, “…savunmayı Hükümet adına Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile birlikte hazırladık…” biçiminde ‘hükümetin hikmetinden sual olunmaz’ yanıtı göndermiş.
Cinayetle ilgili MİT’in ihmalinin olup olmadığı sorusuna Başbakanlık, “…soruyu bana değil MİT adlı FİRMA’ya sorun…” demiş. Böylelikle satma sırasının günün birinde MİT’e de gelebileceğini bize göstermiş oldu.
Cumhurbaşkanı, "gerekli tedbirlerin alınmadığını” itiraf ederek, devletin sorumluluğunu kabul etmemiş miydi? Devlet Denetleme Kurulu’nu bu konuda görevlendirtmeyip de hangi konuda görevlendirecek?
MİT’in bir şirket olmadığını, kendisine bağlı bir istihbarat kurumu olduğunu Başbakanlığa birisinin anlatması gerekiyor.
Bu yanıtları şimdi nasıl değerlendirelim? Bilgi vermekten kaçınan bu tutumun anlamı nedir? En basit anlamıyla, katilleri ortaya çıkarmak değil, korumaktır. Söylenen sözlerin samimi olmadığının göstergesidir.
AİHM’ne gönderilen savunmada “Dink Türklüğü aşağıladı, nefret söyleminde bulundu. Bu tür yazılar halkı tahrik eder, kamu suçu oluşturur” diyebilen ve utanmazca “Nazi lideri Kuhnen ile Alman hükümetinin davası”nı emsal olarak gösterebilen hükümetten başka bir şey beklenemezdi.
Hrant’ı öldürenleri koruyan kamu görevlilerini görevde tutması nedeniyle sorumluluğu olan AKP Hükümeti, AİHM’e gönderdiği savunmayla suça ortak olmuştur. “Firma, kem, küm” biçimindeki yanıtlar da suçluluğun dışa vurumudur.
Gerçek katilleri ortaya çıkarmadan Hükümetin suç ortaklığı sona ermeyecektir. Bunu sağlayamazsak bizim de utancımız bitmeyecek.
Arif Ali Cangı
18.10.2010