HOLLANDA HÜKUMETÝ NEDEN ÝSTÝFA ETTÝ?

17 Ocak 2021 00:22 / 2289 kez okundu!

 

 

Hollanda'dan Ahmet Daþkapan çok önemli bir yazýyla, Hollanda Hükumetinin istifasýnýn arkasýndaki gerçeði anlamamýza yardým ediyor.

"Hollanda hükümetinin düþmesine sebep olan, vahim ve derin ýrkçýlýk gerçeðidir!

Bu, çocuk bakýmý yardýmý uygulamasýnda ayrýmcýlýk ve Hollanda hukuk devletinin iflasýdýr!" 

 

 

****

 

HOLLANDA HÜKUMETÝ NEDEN ÝSTÝFA ETTÝ?

 

Hollanda hükümetinin düþmesine sebep olan, vahim ve derin ýrkçýlýk gerçeðidir!

Bu, çocuk bakýmý yardýmý uygulamasýnda ayrýmcýlýk ve Hollanda hukuk devletinin iflasýdýr!

Hollanda vergi dairesinin totaliter rejimleri aratmayacak yabancýlara zulüm politikasý su yüzüne çýktý. Çocuk bakýmý yardýmý kapsamýnda yolsuzlukla mücadele kisvesi altýnda hukuk devletinin temel ilkeleri ayaklar altýna alýndý. VVD partisi adýna kabine üyeliði yapan eski devlet sekreterleri bay Frans Weekers ve bay Eric Wiebes, eski sosyal iþler bakaný bay Lodewijk Asscher (PvdA) ve baþbakan Mark Rutte (VVD) bu politikanýn fikir babalarý olarak anýlmaktadýrlar. Hepsi bu konuya iliþkin gelen alarm çanlarýný duymazdan geldi. Yardýmý hak ederek alanlar kýsa süre zarfýnda aldýklarý yardým ödeneðini geri ödemeye zorlandý ve kendilerine karþý yasal süreç baþlatýldý. Binlerce (26.000) dar gelirli aile 2013 ile 2019 döneminde haksýz yere maðdur edildi. Birçok aile bu uygulamadan ötürü maddi, sosyal ve psikolojik olarak büyük tahribatlar yaþadý, evini kaybedip sokakta kalanlar ve hatta yasal olarak iflas edenler oldu, yasal anlamda dolandýrýcý damgasýný yedi. Çok uzun yýllar bu durum hasýr altý edildi. Eylül 2018’de durum ifþa olmaya baþladý ve kurumsal önyargýya istinaden ayrýmcý uygulamadan söz edilmeye baþlandý. Parlementer Soruþturma Komisyonunun nezdinde yalancý þahitlik yapacak kadar derin bir inkar politikasý izlendi. Bu demokrasi ayýbý denilecek fiili durumun en az 15 yýllýk siyasi tarihçesi olduðu da iddia edilmektedir.

Hollanda tarihinde kara bir sayfa, derin ýrkçýlýðýn su yüzüne fýþkýrmasý ve nihayetinde utanç duyulmasý gereken örbas politkasý. Lakin yalancýnýn mumu yatsýya kadar yanar derler. Maske düþtü ve hükümet istifa etmek zorunda kaldý. Ancak bu durum ayný zamanda Hollanda’da yaþamakta olan göçmenlerin olasý karanlýk geleceklerinin bir ön habercesi niteliðini de taþýmaktadýr.

Hollanda devletinin sosyal yardým kapsamýnda çocuklarýn bakýmýný desteklemek amacýyla tahsis ettiði yardým ödeneðinden 583 bin hane istifade etmektedir. Bu yardým politikasý Hollanda vergi dairesi görevleri dahilinde icra edilmektedir. Uygulama düzeyinde bir çok vatandaþýn haksýz yere yolsuzlukla itham edildiði sinyalleri üzerine meselenin içyüzünü ortaya çýkarmak için devlet içinde yetkilendirilmiþ ve þahýslarýn özel verilerinin korunmakla görevli Autoriteit Persoonsgegevens (Kiþisel Verileri Koruma ve Denetleme Dairesi) isimli alt devlet kurumu tarafýndan bir araþtýrma baþlatýldý. Bu araþtýrmada yardým almak isteyenlerin vatandaþlýk durumlarýna, yani yabancý uyruklu olup olmadýðýna bakýlarak karar verilip verilmediði ve bu hususta olasý ayrýmcýlýk, özellikle araþtýrýldý. Yardým için müracaat edenlerin uyruklarýyla ilgili bilgilerin kullanýmýnda ve müracaatlarýyla ilgili karar alýrken uyruklarýnýn deðerlendirmesinde hukusuzluk var mý sorusu araþtýrýldý.

Bu araþtýrmanýn sonunda üç noktadan ibaret olan bir hukusuz uygulama olduðu tespit edildi:

1. Çifte vatandaþlýðýn müracaatlarý deðerlendirirken dikkate alýnmýþ olmasý. Yardým müracaatlarýyla ilgili karar vermek için ve de vergi dairesinin bu konuda görevlerini icra etmesi için çifte vatandaþlýk önem arzeden bir husus deðildir. Vergi dairesi bu konuda hukuksuz davranmýþtýr ve haliyle müracaat edenlerin çifte vatandaþlýk bilgilerini sistemde iþlememeliydi.

2. Risk sýnýflandýrma modeli uygulamasýnda, müracaat edenin uyruðunun risk belirleyici bir gösterge olarak kullanýlmasý hukuka uygun olmamýþtýr. Buna istinaden vergi dairesi sisteminin otomatikmen uyruða göre, müracat edeni yolsuzluk riski taþýyor diye sýnýflandýrmasý da... Otomatikman bu hususa iliþkin görevlilerin, salt uyruk belirlemesine dayanarak hemen harekete geçmesi de... Risk sýnýflandýrma modeli kapsamýnda uyruklarýn kullanýlmasýnýn gereksiz olduðu ve risk indikatörü olarak kullanýlabilecek daha hafif sonuçlarý olan risk göstergelerin mevcut olduðu saptamasý da yapýldý.

3. Çocuk bakýmý yardýmý için müracaat edenlerin uyruk bilgilerinin organize suç kapsamýnda çocuk bakýmý yardýmý yolsuzluðu soruþturmalarýnda kullanýlmýþ olmasý da hukuka uygun deðildir. Araþtýrma sonucunda vergi dairesinin bu amaçla uyruk bilgilerini kullanmasýnýn gerekli olmadýðý belirlendi ve vergi dairesinin bu gerekliliði inandýrýcý bir þekilde müdafaa edemediði saptandý.

Arastýrma raporunda yukardaki maddelerin ýþýðýnda iki hususun, yani uyruklarýn risk göstergesi olarak risk sýnýflandýrma modeline dahil edilmesi ve uyruklarýn çocuk bakýmý yardýmý organize yolsuzluk soruþturmalarýnda kullanýlmasýnýn ayrýmcý ve yasaya aykýrý olduðu belirlenmiþtir. Her iki hususta da uyruklara istinaden ayrýmcýlýðýn yapýldýðý ve bu uygulamayý haklý çýkaracak bir mesnetin mevcut olmadýðý sonucuna varýlmýþtýr.

“Autoriteiten Persoonsgegevens” isimli devletçe görevlendirilmiþ Ýdari teftiþ ve özel bilgileri koruma kurumunun (Kiþisel Verileri Koruma ve Denetleme Dairesi) araþtýrma raporu sonuçlarýna istinaden, 2 Temmuz 2020 itibariyle parlemento soruþturma özel komisyonuna soruþturma görevi verildi. Bu komisyon 17 Aralýk 2020 tarihinde Hollanda meclisine soruþturma sonuçlarýný içeren raporu sundu.

Meclis soruþturma komisyonun ana görevi hükümet düzeyindeki yöneticilerin çocuk yardýmý kapsamýnda vergi dairesi tarafýndan uygulanan yolsuzluðu ele alma metodlarýndan hangi ölçüde haberdar olduklarýný, bu durumu yetkileri dahilinde nasýl yönettiklerini ve neden sözkonusu durumun bu kadar uzun devam edebildiðini araþtýrmak olarak belirlenmiþti.

Parlementer Soruþturma Komisyonunun vardýðý sonuçlar þöyle sýralanabilir:

1. Çocuk Bakýmý Yardýmýný (kinderopvang toeslag) uygulama düzeyinde hukuk devletinin temel ilkeleri çiðnenmiþtir. Bu belirleme yalnýz yürütmeden sorumlu vergi dairesi dýþýnda hem yargý ve hem de yasamayý kapsamaktadýr.

2. Vatandaþlarýn çýkarlarý dikkate alýnmamýþtýr.

3. Siyasi iktidarýn yürütmeyi en verimli hale getirme isteði ve de yolsuzluðu önlemenin siyasi ve toplumsal düzeyde belirgin bir ihtiyaç olmasý; vatandaþýn durumunu ve haklarýný yeterince gözetmeyi engelleyen yasa ve kurallarýn çýkarýlmasýna sebep olmuþtur. Vatandaþýn iyi niyetli olabilme özelliði gözardý edilmiþtir.

4. Yasama (parlemento) çok sert yasalar çýkararak vatandaþlarýn özel durumlarýnýn hakça gözetilmesini engellemiþtir. Doðru yöneticiliðin zorunlu gerekleri, yönetmede ve ugulamada orantýlýlýk ilkesi hususlarý yeterince dikkate alýnmamýþtýr.

5. Yürütme (Maliye bakanlýðý) kitlesel yaklaþým ve uygulama metoduyla Çocuk Bakým Yardýmýný uygulamaya koymuþtur. Grupsal metodu, “ya hep ya hiç” yaklaþýmý ve uygulanan “kasýtlýlýk ile aðýr suç veya ihmal” belirleme yöntemi; hukuk devletinin ‘insanlarýn bireysel durumlarýnýn azami düzeyde dikkate alýnmasý gerektiði’ ilkelerini derinden ihlal etmiþtir.

6. Yolsuzluðun önlenmesi hususunda siyasi düzeydeki hararetli arzularýn baskýsýyla en ufak bir hata bile hemen yolsuzluk olarak yorumlandý, anne ve babalar haksýz yere vergi dairesi tarafýndan kasýtlý dolandýcý olarak etiketlendi.

7. Sosyal Ýþler bakanlýðý bu baðlamdaki sorumluluðunu hiç bir þekilde yerine getirmedi.

8. Ýdari hukuk ve yargý kurumlarý yýllarca çok katý nitelikli Çocuk Bakýmý Yardýmý yasalarýný destursuzca onaylayarak vatandaþý (hukuksal) koruma görevini ihmal etmiþtir. Düzgün devlet idarecilik genel Ýlkelerine göre hareket edilmemiþtir.

Parlamento Soruþturma Komisyonu, anne ve babalarýn, yýllarca haklarýný arama konusunda hiç bir imkanlarýnýn olmadýðý bu durumdan dolayý, çalýþmalarý sürecinde önce büyük þaþkýnlýk yaþadýðýný ve daha sonra derin bir öfkeyle idrak ettiðini ifade etti. 

Komisyon konuyla baðlantýsý olan devletin bütün yetkili mercilerinin kendilerini süzgeçten geçirmeleri gerektiðini, gelecekte tekrarýn önlenmesinin elzemliliðini ve yapýlan haksýzlýklarýn giderilmesinin önemini vurgulamýþtýr.

Komisyon anne ve babalarýn Çocuk Bakýmý Yardýmý hususunda yaþadýklarýný benzeri görülmemiþ büyük bir haksýzlýk olarak niteledi.

 

ÝLLEGAL KARA LÝSTE

Vergi dairesinin GÝZLÝLÝK ÝÇERÝSÝNDE YASAL DAYANAÐI OLMAYAN kara liste tuttuðu ve bu kara listeye göre yabancýlara yönelik ayrýmcýlýk yapýldýðý belirlenmiþtir. 20 yýllýk bir süre boyunca bu kara liste zihniyetiyle yabancýlara büyük haksýzlýk yapýldýðý tespit edildi. Özellikle bu listenin mesnetsýz ve ciddi dayanak olmadan oluþturulmasý, süzgeçten geçirilmemiþ bilgiler, dedikodular temelinde oluþturulmuþ bu kara liste Hollanda’da büyük yanký yaratmýþtý. Bu listede adý geçenlerin bundan haberleri olmadýðý gibi bu duruma itiraz haklarý da mevcut deðildir. 2001’den itibaren vergi dairesi bu konuya iliþkin sistemli bir çalýþma yapmaktadýr ve toplam 180.000 insanýn bu listede kayýtlý olduðu ortaya çýkmýþtýr.

Vergi dairesindeki bu durum Hollanda’da kurumsal ayrýmcýlýk olarak nitelendi ve daha önceki süreçte Rutte tarafýndan kurumsal ayrýmcýlýk olarak kabul edilmiþti. Hatta Birleþmiþ Milletler bile Hollanda’yý kurumsal ayrýmcýlýk hususunda tenkit etmek zorunda kaldý.

Vergi dairesinde ortaya çýkan bu vahim ve özünde ýrkçý durum, doðal olarak toplumda ciddi tartýþmalara ve tepkilere sebep vermiþtir.

PvdA lideri L. Asscher’ýn, sosyal iþler bakaný görevini yürütürken vergi dairesindeki durumla ilgili gelen sinyalleri -kendi ifadesiyle- dikkate almadýðý ve bertaraf ettiði ortaya çýktý. Buna istinaden PvdA partisi içinde onun parti liderliði pozisyonuna tepkiler artýnca parti liderliðinden istifa etti. Bunun akabinde sorumlu hükümet de istifa etmek zorunda kaldý.

Vergi dairesinde ortaya çýkan bu ýrkçý durum ve hukusal rezaletin, buz daðýnýn henüz tepesi olduðunu ve aslýnda hem vergi dairesinde ve hem de diðer devlet kurumlarýnda gizliden ve yetki istismarý temelinde çok daha derin ýrkçý ve ayrýmcý uygulama ve ögelerin olduðu tahmin ediliyor.

Bütün bu siyasi tartýþmalara ve hükümetin istifasýna raðmen yürütmeden, iþlerin iyiye doðru deðiþtiðine dair belirtiler deðil, hergün ayrýmcý uygulamalarýn devam ettiðini gösteren sinyaller gelmektedir.

Hollanda toplumunda ve devlet yapýsýnda ayrýmcýlýðýn büyük bir öncelikle ele alýnmasýnýn gerekliliði aþikardýr. 17 milyon nüfuslu Hollanda’da milyonlarca seçmenin ýrkçý faþist partilere oy vermesi ise zaten son derece kaygý verici bir durumdur.

 

Ahmet DAÞKAPAN

16.01.2021/ Hollanda

 

 

Son Güncelleme Tarihi: 17 Ocak 2021 19:13

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.