ÝSABETSÝZ EVLÝLÝKLER
12 Ocak 2019 09:38 / 2128 kez okundu!
Bir arkadaþým tanýþma ortamlarýnda eþini her defasýnda “hasbelkader eþim” diye tanýtýyordu. Görüntü olarak da birbirlerine hiç uymuyorlardý. ‘A aa bunlar eþ mi’ dedirtecek kadar vardý yani. Merak etmiþtim hikayelerini.
****
ÝSABETSÝZ EVLÝLÝKLER
Bir arkadaþým tanýþma ortamlarýnda eþini her defasýnda “hasbelkader eþim” diye tanýtýyordu. Görüntü olarak da birbirlerine hiç uymuyorlardý. ‘A aa bunlar eþ mi’ dedirtecek kadar vardý yani. Merak etmiþtim hikayelerini.
Çatýþmalarýn çok yoðun olduðu dönemlerde Güneydoðu’nun küçük bir ilçesinde öðretmenlermiþ. Bir akþam arkadaþlarýnýn evlerinde sohbet halinde çaylarýný içerlerken aniden baþlayan silah sesleriyle ortalýk cehenneme dönmüþ. Salonda bulunanlar can havliyle kendilerini yerlere atarlarken yan yana oturmakta olan karþý cins iki genç öðretmen de can korkusuyla birbirlerine sýkýca sarýlýp koltuðun dibine yatmýþlar. Gecenin sessizliðini hoyratça yýrtan kurþunlar havalarda uçuþtukça iki genç öðretmen birbirlerine daha da sokulup nefes nefese, koyun koyuna onlarca dakika vücutlarýnýn ýsýsýný birbirlerine vererek ölüm kalým çizgisinde gidip gelmiþler. Neyse ki kimseye bir þey olmamýþ, ortalýk sakinleþince evlerine daðýlmýþlar.
Ýki genç öðretmenin ertesi gün çalýþtýklarý okulda, ilk karþýlaþma anýnda göz göze geldiklerinde hafif tebessümle ve ayný anda “çatýþma güzeldi” demeleri evlilik kararlarý olmuþ ve iki yýl kadar daha evli olarak çalýþmýþlar oralarda.
Can korkusuyla geçen yýllarýn ardýndan Ege sahiline yerleþen çiftin üzerindeki korku bulutu daðýlýnca kendilerini bir anda boþlukta hissetmeye baþlýyorlar. Zira onlarý sýký sýkýya birbirlerine sarmaþ dolaþ edecek kurucu ve sürükleyici neden yoktur artýk. Herkes rahat, isteyen sabahlara kadar sokaklarda, eðlence mekânlarýnda… ne kurþunlar, ne can korkusu… Dolayýsýyla çok geçmeden ‘hasbelkader evlilik’ dedikleri evliliklerini birlikte sorgulamaya baþlýyorlar ve evliliklerinin yürümeyeceði kanaatine varýp evliliklerini sonlandýrýyorlar. Neyse ki o ‘hasbelkader evlilik’ ten adlarý muhtemelen “Kurþun” veya “Kader” olabilecek ‘hasbelkader çocuk’ olmuyor.
Þüphesiz ki bütün isabetsiz evlilik kararlarý bu tarz olaðan dýþý ruh haliyle verilmiþ deðildir. Aþýk olunmuþtur, sevgi yakýnlaþtýrmýþtýr, mal-mülk para neden olmuþtur, aileler zorlamýþtýr, ideolojik birliktelik aðýr basmýþtýr, statüye hayran olunmuþtur, mezhepsel tutku öne çýkmýþtýr, yalnýzlýk cana tak etmiþtir, olumsuz aile ortamýndan kaçmak çýkýþ yolu olarak görülmüþtür…
Ýlk bakýþta doðruymuþ gibi algýlayabildiðimiz evliliðin dayandýrýldýðý kurucu ve sürükleyici nedenlerinin bir süre sonra zayýflamasý veya ortadan kalkmasýyla özellikle ilk beþ yýlda yoðun boþanmalara tanýk olduðumuz acý bir gerçektir. Ve bu boþanmalarla birlikte hiçbir suçlarý olmadýðý halde çocuklar baþta olmak üzere hayatlar yaralanmaktadýr. Hafif yaralýlar hayata tutunmayý baþarma þansýna sahipken aðýr yaralýlar yaþama yenik düþme korkusunu hep içlerinde taþýmýþlardýr.
Demek ki bu ‘haklý nedenli’ evlilik kararlarýnda da isabetsizlikler vardýr. Mesela aþýk olarak evlenenlerin her þeyin bir ömrü olduðu gibi aþkýn da süresiz olmadýðýný bilmeleri gerekmektedir. Þair Cemal Süreya “Aþkýn ömrü on sekiz aydýr” diyerek aþka bir buçuk yýl ömür biçerken, Fransýz yazar Frédéric Beigbeder “Aþkýn Ömrü Üç Yýldýr” kitabýyla biraz daha iyimser olmuþtu. Dolayýsýyla aþk temeline dayalý evlilikler aþk bittiðinde çatýrdamaya baþlar. Eðer o zamana kadar baþka sürükleyici bir neden bulunamamýþsa o evliliðin sadece geçmiþ aþk günlerinin hatýrýna yürümesi çok zordur. Zira aþk uykusundan çýkýlmýþ, gerçek hayatýn içine girilmiþtir.
12 Eylülden önce ideolojik evlilikler çok yaygýndý. Özellikle sol kesimde herkes kendi fraksiyonundan biriyle, ülkücüler kendi ülküdaþlarýyla… evlilikler yapýyorlardý. Bu arada “bacý” kavramýnýn oldukça revaçta olduðu 70’li yýllar katý disiplinli, flörtün, karþý cinsle duygusal arkadaþlýklarýn yasak olduðu yýllardý. Günümüzde gayet normal karþýlanan insani davranýþlar o zamanlar “lümpenlik” diye adlandýrýlarak aþaðýlanýyordu. Kurallara uymayanlar þiddet görüyordu. Dolayýsýyla gençlerin birbirlerini iyi tanýma ortamlarý da çok iyi deðildi. Ýdeolojik evlilik kararlarý bu þartlarda veriliyordu, ancak her þeye raðmen baþlangýçta her þey çok da güzel görünüyordu. Evlilikler yürüyordu, çocuklarýnýn isimlerini de Eylem, Devrim, Öncü, Asena… koyuyorlardý. Ancak gün geldi askeri faþist darbe o evlilikleri de sarstý. Darbeden sonra ortalýkta fraksiyon vb. kalmayýnca ideolojik evliliklerin kurucu ve sürükleyici zemini de yok oldu. Boþananlar kervanýna yenileri katýldý.
Mezhepsel nedene dayalý evlilikler de bir zaman sonra anlamýný yitirebiliyor. Bireylerin evlilik süreciyle birlikte gerek çevre deðiþikliði, gerek olaylar, araþtýrmalar vb. nedenlerle kiþilik ve anlayýþ deðiþimine uðramalarý evliliklerinin kurucu ve sürükleyici nedenini sorgulamalarýna yol açabiliyor.
Mal-mülk para, kariyer, aile zorlamasý, yalnýzlýk, evden kaçma… nedenlerle yapýlan evliliklerde de kurucu neden anlamsýzlaþtýðýnda yine boþanmalarla karþýlaþabiliyoruz.
Tabii bu arada içki masalarýnda ‘iyi kafalarla’ verilen evlilik kararlarýnýn da hakkýný yemeyelim. Genelde en hýzlý ve an az süren evlilikler. Aslýnda alkolün etkisi geçtiðinde verilen kararýn yanlýþlýðý çoðunlukla bilinmektedir, ancak ‘verilmiþ söz sözdür’ misali karardan dönülmeyip hayatýn akýþýna býrakmak daha çok tercih ediliyor.
Ayrýca bütün bunlarýn dýþýnda toplumsal deðiþimin, metropollere göçlerin, çalýþma hayatýnda kadýn sayýsýnýn artmasý, eþlerin iþleri gereði uzak kentlerde çalýþmalarý, farklý kültür ortamlarýna giriþ, ekonomik, siyasi, sosyal statülerde beklenmedik ani deðiþimler de evlilikleri zora sokan nedenler arasýndadýr. Mesela bir inþaat iþçisiyle evlilik yapan masum bir köylü kadýnýn günün birinde eþinin büyük bir müteahhit olup metresler edineceðini tahmin etmesi çok zordur.
Peki, hangi kararlar isabetlidir?
Sosyolojik bulgular genelde ‘sinerjik evlilik’ dedikleri evlilik kararlarýnýn daha isabetli ve daha uzun ömürlü olduðunu söylemektedir. Sinerjik evliliklerde dayanýþmayla birlikte eþler birbirlerine güç katmakta, bir anlamda birbirlerini tamamlamaktadýrlar. Birbirlerine verecekleri ve birbirlerinden alacaklarý þeyler vardýr. Çiftlerde öðrenme ve kendini geliþtirme isteði devam ettiði sürece birbirlerine ihtiyaç duyma halleri de devam edecektir. Mesela ayný branþtan iki akademisyenin, organik tarým tutkunu iki insanýn, daðlarda koyunlarla yaþamak isteyen iki çobanýn… Evliliklerinde daha çok dayanýþma vardýr.
Ancak bunlarla birlikte eþlerin fiziki, kültürel, maddi, zevk, hobi, dünya görüþü vb. uygunluklarý da göz ardý edilmemesi gereken önemli bir durumdur. Aksi takdirde evliliklerinde ne kadar sinerji olsa da “A aa bunlar karý-koca mý, bu onun karýsý mý, o bunun kocasý mý” sorularýna uzun süre direnemeyeceklerdir.
Bütün bunlarla birlikte çiftlerin çocukluktan, aileden, eðitimlerinden gelen kiþilik modelinin evliliðin ilk yýllarýnda deðiþime uðramasý sonucu edinecekleri (birbirlerine yakýn) yeni kiþilik modeli konusundaki baþarýlarý da evlilikte belirleyici bir durumdur. O nedenle evliliði Katolik dönemden kalma katý disiplin kurallarýyla yürütmenin günümüzde çok zor olduðu bilinmelidir. Evliliði sevgi ve arkadaþlýk temelinde karþýlýklý hoþgörüyle sorunlarýný tartýþma yoluyla çözmeyi tercih edenlerin, ‘aman evliliðimize bir þey olmasýn’ deyip içine atanlardan çok daha saðlýklý ve çok daha baþarýlý olduklarý unutulmamalýdýr.
Ahmet OÐUZ
12.01.2019, Kuþadasý
Son Güncelleme Tarihi: 14 Ocak 2019 11:37