İncelikler...

10 Nisan 2012 09:25 / 1768 kez okundu!

 


tam da bu yüzden işte, hayatı acı ile kahkaha arasındaki iki mutlak uzaklık arasında bir salınım olarak düşünürsek eğer; ömrümüz denilen şeyin, o iki mutlak arasında sevinç ile sancı, seçim ile sürçme arasında salıncak olduğunu bilmesek bile sezeriz...

işte o zaman incelikler, incelikler yüzünden olup biter her şey...


İncelikler...

Orada burada yazdıklarımı okuyanlar aslında yanılır.. galiba onları ben yanıltırım.. hadi, buna şairliğin şanındandır diyelim.. oscar wilde'ın sözünü ilk didem'den duymuştum:

"şiirler büyüler, şairler yanıltır!"

incelikler, oysa incelikler yüzünden her şey..

kendimle olan hesabımı ben bilmiyor muyum sanki? tamam, itiraf ediyorum: ben beni naçar kılan dertlerimle, ki neyse onlar; hadi kendimle uzlaşamazlıklarım diyelim, tek başıma yaşarım, yaşıyorum da zaten..ki tanrıyla kendimi eş değer kılmam bu yüzdendir: ödenecek bedel bana aitse eğer, kimseyi yanıma çağırmam, yükümün benden başka hiç kimseye hafiflik olarak bile olsa ağırlık olmasını istemem..

daha çok sevinçler yalnızlaştırır insanı..düşünsenize, tanrının beraber kahkaha atacak tek arkadaşı yok! ki en zalim haldir bu! kahkaha, birlikte kahkaha atacak arkadaşlarınız yoksa, sizin yüzünüzü bir karikatüre ve tam bittiğinde kallavi bir buruşukluğa döndüren bir fotoğraftır..tam da bu yüzden, bu onulmaz yalnızlık yüzünden örneğin hapşırığı kahkahadan daha çok sever oldum biliyor musunuz?

öte yandan hayat sadece böyle de yaşanmaz..yani, bir yanda acı diğer yanda kahkaha, seç beğen al, falan..dil sürçmeleri, klavye arazları ve daha çok yürürken dizini bir yerlere çarpmak, bir çalıya sürtünüp çizilmek daha çok vardır..elbette, bunlar da yapayalnız dayanabileceğimiz sancılar bırakır bünyemizde..çoğu zaman bunları da yapayalnız karşılamaktan, tek başına cevap vermekten burkulmayız..farkına varmayız ama yalnızlığımızın bizden bile daha kendinden emin, daha sarsılmaz bir oluşu vardır..

tam da bu yüzden işte, hayatı acı ile kahkaha arasındaki iki mutlak uzaklık arasında bir salınım olarak düşünürsek eğer; ömrümüz denilen şeyin, o iki mutlak arasında sevinç ile sancı, seçim ile sürçme arasında salıncak olduğunu bilmesek bile sezeriz..

işte o zaman incelikler, incelikler yüzünden olup biter her şey...

örneğin acı, bizi kırmaz, asla!

kahkaha bizi ondurmaz, asla!

tanrı değiliz ki, acı bizi kırsın!

tanrı değiliz ki, kahkaha bizi ondursun!


sevinç ile sancı, seçim ile sürçme arasında olup biten her şey sadece ve sadece inceliğe yazılıyor..

...


ama tam da bu anda, bu kadar ince oluşumuz yüzünden kırılıp duruyor zorunda kaldığımız için bazan tanrıya meydan okuyoruz duygusundan kendimi kurtaramıyorum...


incelikler..incelikler yüzünden her şey...

bu kadar ince olmasaydım, kimseyi kırmazdım, eminim..

bu kadar ince olmasaydım, kimse beni kıramazdı, emin olun..


bu saatte tüm bunları yazmış olduğuma göre ya kırılmış ya da kırmış olmalıyım..

bilmiyorum..


parayı fırlatıyorum..

yazı?

tura?


parayı düştüğü yerde dik tutacak bir incelik arıyorum...


incelikler..incelikler yüzünden her şey...


Ali İhsan ÖZEREN

Son Güncelleme Tarihi: 14 Nisan 2012 11:25

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
15 Mayıs 2013 10:05

Epos

'tanrının beraber kahkaha atacak tek arkadaşı yok!' demişsiniz.

Tanrı, hepimizle birlikte kahkaha atar diyeceğim ben... O yüzdendir ki cennet dişlerimizin ardından bakar... Sevdiğimizin gülüşü işte bu yüzden çok kıymetlidir. En iyisi parayı hiç düşürmemek kanımca. Hiççç...

Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.