Adalet

04 Nisan 2012 02:02 / 1578 kez okundu!

 


12 Eylül yargılaması bugün başladı. Yargılamanın başlamasını önemli görmeyip daha çok nasıl sonuçlanamayacağı üstüne öngörülerini dillendirenleri anlamaya çalışıyorum. Yeni bir şey yok söylediklerinde. Tekrarlayıp sıkıcı olmak da istemiyorum. Sadece hukuki gerekçelerin davanın başlamasıyla sona erdiğini düşünebilirim. Geriye de siyasi gerekçeleri kalıyor ki bunların da temelini AKP karşıtlığı oluşturuyor.

Bu davada politik tutumlarını AKP karşıtlığıyla belirleyerek bırakalım sonuçlarını, davanın açılmış olmasının bile demokrasi mücadelesi açısından yaratacağı olanakları görmemek olsa olsa ancak siyasi körlükle açıklanabilir.

12 Eylül mağduru geniş sol kesimlerin, Türk ve Kürt halklarının demokrasi ve barış için mücadele eden aktif güçlerinin davaya birlikte müdahil olabilmelerinin önemi sanıyorum yadsınamaz.

Sonuçlarını şimdiden konuşmaktan daha çok, kim hükümet ediyor olursa olsun, hükümetin yargı ile ilişkisi ne olursa olsun biz adalet isteğimizi haykırmaktan geri durmamalıyız.

Hrant Dink davasıyla yükselen adalet isteği Sivas davası ile daha geniş kesimlere yayılmış, adaletle demokrasi arasındaki ilişkiyi bir daha sorgulamak ihtiyacını, hayat demokrasi ve adalet için mücadele eden güçlere dayatmıştır.

Kimden Adalet istiyoruz? İktidar ya da hükümet, ne derseniz deyin. Yargı ile ilşkisi ne olursa olsun. Eğer demokrasi yoksa adalet altın tepside sunulmayacak bize. Biz kendimiz alacağız onu kendimize. Bu nedenle dava her ne biçimde olursa olsun müdahil olmak, davanın takipçisi olmak, dava sürecinde birlik ve dayanışmayı geliştirip güçlendirmek hem vicdanlarımıza karşı borcumuz hem de demokratik bir görevimiz olarak algılanmalıdır.

Davaya bu açıdan bakınca, daha önceleri farklı tutum alsalar da bugün davaya müdahil olmak için tutum alanlardaki değişimi tutarsızlık ya da döneklik vb. etiketlerle ötelemeye çalışmak dava sürecine oldukça zarar verecektir.

Yanımda yürüyeni daha önce neredeydin diye hesap sormaktan ziyade birlikte ne kadar daha yürüyebilirizi konuşup tartışmak daha akıl işi değil mi?

Hep aklımızla oynuyorlar dedik durduk. Akıl almayacak ne zorbalıklar ve acılar yaşadık. Yaşadıklarımız artık aklımızın bize ne kadar gerekli olduğunu öğretmiş ve aklımızı doğru kullanabilecek bilince ulaştırmış olması gerekmez mi?

Bu davanın açılmasını sağlayan dinamikler bize yabancı olsalar bile bu dava bizim davamız.

Ya davana sahip çıkacak vicdanlarımızı adaletle yıkayacağız ya da vicdanlarımız kanayarak acılar içinde yaşamaya devam edeceğiz.

Karar ne hükümetin ne de yargıçların olacak.

Karar bizim kararımız olacak.

Bu davayı biz bitireceğiz.


Ali Rıza ÜLEÇ

04.04.2012, Almanya

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.