Can kırıkları

08 Mayıs 2012 16:13 / 1877 kez okundu!

 


Yıllar sonra yine 1 Mayıs'ta emekçilerle birlikte Gündoğdu meydanına doğru yürüyordum. Katıldığım en son 1 Mayıs kutlaması 1979'da İzmir'deki kutlamalardı. Aradan geçen yıllar boyunca farklı biçimlerde yaşadığım kutlamalardan sonra 2012'de yine İzmir’deydim işte.

30 küsur yıldır görmediğim arkadaşlarım, dostlarım, yoldaşlarımla kucaklaştım doyasıya. Yılların biriktirdiği özlemle sıcak kucaklaşmalardan sonra ıslak gözlerimizde geçmiş yıllara kaybolup gittik. Hasretimiz kimimizin gözlerinden dolu dolu gözyaşı olarak aktı. Yaşlanıyorduk galiba. Duygularımız daha kolay esir alıyordu sanki aklımızı. Ya da insandık biz de şunun şurasında.

Bu 1 Mayıs’ın geçen yıllardan daha kalabalık olduğunu söyledi kimi arkadaşlar. Kimi arkadaşları da umutlandırmıştı yığınsallık. Bu da mümkündür elbette. Bütün ülkede olaysız geçmesi ve yığınsal bir katılımın olması elbette çok sevindirici bir gelişme.

Ancak sonrasında gündeme taşınan 1977 1 Mayıs tartışmaları boşuna olmasa gerek.

İlk akla gelen gelen soru neden şimdi? Sorunun muhatabı nasıl bir yanıt verir bilemem ama benim yanıtım;

Sol muhalefetin güçlenme ihtimali öngörülerek halka solun ne (menem bir meret) olduğunu anlatmak çabası.

1 Mayıslara katılımlarda artan yığınsallığın emek ve demokrasi güçleriyle bağlarını güçlendirmelerini engellemeye yönelik bir ilk adım.

Neden ilk adımdır?

Arkası gelecektir çünkü bu adımla planlanmış bir seneryo başlamaktadır. Zaman önemlidir ve bence iyi seçilmiştir.

Hak ettiği tepkiyi almıştır bu provakatif girişimler. Ancak arkası gelecektir diye endişelerimi belirtmeden geçemeyeceğim. 12 Mart’tan sonra başlayan ve 12 Eylül’e kadar yükselerek devam eden solun güçlenmesi ve hem de bölünmesi sürecinde sol içinde ilişkiler ayrı bir başlık altında değerlendirilse doğru ya da yanlış ama samimi bir niyet düşünülebilir.

Ama 12 Eylül'le sonuçlanacak bir planın ilk ve önemli adımlarından biri olarak değerlendirilebilecek iyi örgütlenmiş bir provakatif komployu solcular arası çatışma olarak ele almak iyimserlik sınırlarını zorlamaktadır.

Bizler aramızda solcu diye dolaşan ne provakatörler gördük yaşadık. Sol içinde var olan çatışmaların da kimler tarafından tezgahlandığını da iyi anladık. Sol içindeki provakatörleri de sol’a mal etmek provakatörleri aklama çabaları kar etmeyecektir. Acımızı bilerek yaşadığımız gibi canımızı yakanı da iyi tanıyoruz.

1 Mayıs 1977'yi yaşamış her insan her 1 Mayıs kutlamasında yüreğinde can kırıklarıyla yürümektedir. 1 Mayıs 1977'nin sorumluları bulunup yargılanana kadar da can kırıklarımız yüreğimizi kanatacaktır.

Alanlar yeniden dolarken yürünmemiş yollar aramak durumundayız. Birleşik bir muhalefeti gerçekleştirecek yeni yöntemler ve yeni bir dile gereksinmemiz var. Demokrasi mücadelesinde kimse bir diğerinden daha üstün değil.

Hep birlikte omuzdaş olmayı öğrene öğrene bu yolu yürüyeceğiz.

“El eli yıkar el de döner yüzü yıkar”mış. Bu ülkeyi demokrasi bahçesine dönüştürmek bizim ellerimizde. Elle ele yürümeyi becerebilirsek demokrasi bahçesinde barış çiçekleri toplayıp özgürlük türküleri söyleyebiliriz.

Bugün her zamankinden daha çok birarada olmaya, elele yürümeye ihtiyacımız var. Can kırıkları ile parçalı yüreklerimizin acısını başka nasıl dindirebiliriz.


Ali Rıza ÜLEÇ

07.05.2012, Almanya

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.