Güle güle Boll
21 Ocak 2013 13:51 / 2148 kez okundu!
Almanya’ya ilk geldiğim günlerde tanıdım Günter’i. Şimdi çalıştığım ‘Jugent Hilfe KBB’de öğretmen olarak çalışıyordu. Aynı zamanda da iş yeri temsilciğini yürütüyordu. Alman Komünist Partisi üyesi olduğu için ona devlet okullarında kadro verilmemişti. Çünkü komünistlerin Almanya’da devlet memuru olmaları yasaktı.
Günter Boll, 1940 yılında sıradan bir Katolik ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. İkinci Dünya Savaşı’nın en ağır günleridir. Freıburg, Günter dört yaşındayken ağır bir bombardıman altında kalır. Savaşın bütün vahşetini yaşar Günter.
Marangoz olan babası aileyi savaşın dehşetinden korumak için akrabalarının bulunduğu Hotzenfeld’e taşır. Daha dört yaşında savaşın insanlık için nelere mal olduğu çocuk hafızasında yer eder Günter’in.
Bütün çocukluğu ve gençliği boyunca bu izleri taşıyacaktır. Liseyi bitirdiğinde askerlik yapmayı reddeder. Bütün yaşamını adeta militarizme karşı barışa adamıştır.
İnatçı bir barış savaşçısı olması ve sınıf kavgasında emekten yana tavrı ödünsüz bir eşitlik ve özgürlük savaşçısı olması nedeniyle devlet hizmetlerinde görev alması yasaklanmıştı.
Üstündeki yasak kalkınca ‘Ev. Jugend Hilfswerk Kinderdorf Müllheim’de çalışmaya başlar.
Çevresine ve doğaya karşı her zaman duyarlı olan Boll, Müllheim’e çok yakın olan Fessenheim nükleer santralinin çevre-doğa ve insanlar için ne kadar tehlikeli olduğunun halka anlatılması ve kamuoyu yaratılması süreçlerine yaratıcı girişimleri ve projeleri ile aktif olarak katılır.
1987-1989 yılları arasında Yahudiler üzerine yaptığı çalışmalarla Müllheim ve civarında yaşayan Yahudilerin tarihine önemli katkılar sağlamıştır.
Adeta çöpe atılan binlerce belgeyi sabırla araştırmış, ayıklamış ve “Müllheim Yahudilerinin acı tarihi” hakkında bir tez hazırlamayı başarmıştır. Tez 1750-1850 yılları arasında yaşayan Yahudilerin yaşamını konu ediyordu.
Markgraeflerland dergisinde yayınlanan “Müllheim’de Yahudi Yaşamı” adlı kompozisyon çalışması ile de Obermayer Alman Yahudi Tarihi Ödülü’ne layık görülmüştür.
Araştırmaları sırasında Elsas Mackenheim’deki sinagogda yenilenme çalışmaları sırasında Genisa diye adeta bir çöplük yığılmıştır önüne. Sevgili eşi Caroline ile birlikte titiz, sabırlı ve inatçı bir çabayla belgeleri adeta yeniden Yahudi toplumunun tarihine kazandırmıştır.
Sevgili eşi Caroline’nin ölümünden sonra oldukça yıkılmıştır. Üzüntüsü onu tekerlekli sandalyeye mahkum etmiş ama tekerlekli sandalyede bile internet olanaklarından da yararlanarak, son günlerinde hemen hemen dünyanın dört bir tarafındaki arkadaşları ile bağlarını yeniden kurabilmiştir.
Bugün bu güzel insanın 20 yıldan fazla çalıştığı okulda onun idealleri ve inançları ile çalışıyorum. Üzgünüm, çok üzgün.
Komünistin sanki kaçınılmaz olan yalnız ölümü onu da beklenmedik bir zamanda önce yoğun bakıma sonra da yıldızlara taşımıştır.
Sevgili yoldaşım; bütün yaşamınla yıldızların ışıklarını hak ettin. Uğruna neredeyse yaşamını adadığın Breısach Yahudilerinin mezarlığında ışıklar içinde uyu.
İyi ki seni tanıdım. Kucakladım. Sevdim. Yoldaşın oldum.
Güle güle Boll.
Nikotin sarartmıştı bıyıklarını
Akpakdı sakalları
Gözlüğün arkasından bakan gözleri
Alabildiğine aydınlık
Olabildiğince dost
Barışa ve insana adanmış
Bir ömür saklı gözbebeklerinde
Ve yüreğinde sevgisiyle
Yürüdü yıldızlara...
Ali Rıza ÜLEÇ
18.01.2013, Almanya