HER TÜRK ÝNSAN DOÐACAK!..
03 Aðustos 2011 23:03 / 1749 kez okundu!
Genarellerin askeri þura öncesi dayatmalarý hükümet tarafýndan reddedilince önce istifa sonra emekliliklerini istedikleri haberleri gündemi yeniden ýsýttý. Emekliliðini isteyen genaralleri darbeci genarallere yeðler misiniz? Yanlýþ soru. Ne oldu da darbeci gelenek emekliliðe mecbur kaldý? Ya da ne oldu da en azýndan darbeci genaralleri destekleyen ordunun komuta kademesi emekliliðe ayrýldý?
Nedenleri henüz daha kamuoyuna tam olarak yansýmamakla birlikte kýyýdan köþeden duyumsamalar nedenler konusunda pek müneccim olmak gerekmediðini gösteriyor bize.
Peki bu dayatmalar ne anlama gelebelir. Yeni yasama yýlýnda yeni anayasanýn hazýrlanmasýný ve gelecek anayasa ile askeri bürokrasinin siviller üzerindeki egemenliðinin devamýný saðlayacak dayatmalar için, müdahaleler giderek darbeler demek daha doðru sanýrým; askeri gücü kontrol edebilme isteði.
Yani bir bakýma azýnlýk egemenliðinin silah zoruyla devamý…
Artýk toplumda oluþmasýný bekledikleri tepkiler de gelmeyince týpýþ týpýþ evlerinin yolunu tutmuþlar (mý)dýr?
Gerçekten de böyle mi olmuþtur?
Genaraller hükümetlerin sorumluluklarýnda göreve gelir ve giderlermiþ. Yasalar teammüllerden daha da güçlüymüþ. Öyle miymiþ?
Son geliþmeler demokrasi uðruna mücadele edenlerin elini güçlendirmiþtir.
Ancak sanýlmamalýdýr ki genaraller emekliliðe, darbeciler mahkemeye, demokrasi ülkeye.
Demokrasi iki genaralin emekliliði ya da istifasý ya da atýlmasýyla geliverecek bir rüya deðil.
Genaraller emekli edilince kýyamet kopmuyormuþ.
Peki ne oluyormuþ? Ufuktan demokrasi doðuyormuþ.
Ufuktan demokrasi doðarsa çocuklarýmýz asker doðmayacaklar...
Bu bile tek baþýna bir devrim deðil mi?
Bütün insanlar gibi bundan böyle Türkler de insan doðacaklar. Ýnsanca yaþam koþullarýnda yaþamak için, insanca mücadele edecekler.
Aslýnda istifa ya da emeklilik diye görünen süreç göründüðü kadar sancýsýz deðildir. Onlarca Türk-Kürt genç evladýný yitirdi bu ülke. Sadece saltanatlarý devam etsin diye acýmasýzca gencecik insanlarýn katlini planlayanlar artýk günahlarýyla baþbaþa kalacak. Adalet önünde hesap vereceklerdir.
Sadece istifa ya da emekliliðe ayrýlmalarla sýnýrlý kalýrsa adalet öksüz kalýr. Her ne kadar kimin nereye kadar gideceði konusunda bir uzlaþma sezinleniyor olsa da adalet ýsrarlý ve inatçý bir demokrasi mücadelesi ile saðlanacaktýr.
Hatýrlanmasý gereken hala 12 Eylül darbe anayasasý ile yönetiliyor olduðumuzdur.Yeni anayasaya yaklaþtýkça can çekiþen saldýrgan boðalar gibi saldýrganlaþacak eski. Ama yine de yeni bu acýlarýn içinden mutlaka doðacak. Buna da inanmak gerekiyor.
Olan biten karþýsýnda bir yandan þaþkýnlýkla sorunu hala Ýslamcý ve Cumhuriyetçiler arasýnda bir kapýþma gibi algýlamak en büyük yanýlgý olacaktýr. Bütün bu deðiþim süreci devlet içinden destek görmese, bu adýmlar Türkiye gibi ülkede o kadar kolay atýlabilecek adýmlar deðildir. Halk sessiz ya da suskun olarak deðerlendirilip kimileri yenilginin ezikliðinden dem vururken, diðer yandan da halkýn olan biteni çok iyi izlediðini ve anladýðýný söyleyecektir. Ben kendimi ikincilerin yanýnda deðerlendiriyorum.
Bazý kesimlerde korku da yaratan genarallerin emekliliklerini istemeleri artýk son kalelerin de düþtüðü þeklinde yorumlanýrken, ordu da elden gitti þimdi cumhuriyet savunmasýz kaldý diye yorumlar da geniþ kesimler tarafýndan paylaþýlmakta. Evet bu bakýþ bir bakýma bir gerçeði de ifade ediyor. Dýþ düþmana karþý savunma amaçlý bir ordu deðildi ordu. Halkýna karþý örgütlenmiþ bir devletin ordusuydu. Bu anlamda artýk bu misyonu bitmiþtir ordunun. Darbeci ordu dönemi sona ermiþtir. Sivil iktidarlara baðlý asli görevi ülkenin savunmasý olan bir ordu yeniden inþa edilecektir. Yenilenen devlet yapýsýna, yenilenmiþ ordu.
Geniþ emekçi kesimler için bu ne ifade etmektedir? Tekrar hatýrlamakta yarar var. 12 Eylül öncesinde MESS sözleþmelerinde Turgut Özal bu sözleþmeleri þimdi imzalamazsanýz yarýn süngü altýnda imzalayacaksýnýz demiþti. Öyle de oldu. Þimdi pazarlýk masasýnýn ardýnda süngüler olmayacak. Kuþkusuz güllük gülüstanlýk da olmayacak. Ama ordu ne zaman darbe yapsa balyoz hep emekçilerin kafasýna indi. Þimdi en azýndan iþçi-asker karþý karþýya gelmeyecek. Polisin emekçilerin hak ve özgürce sendikal mücadele süreçlerine biber gazlý saldýrýlarý devam edecek olsa da, emekçiler için askerin kýþlaya dönüþü daha demokratik bir sýnýf mücadelesi, en azýndan sendikal mücadele sürecinin baþlangýcý olabilecektir.
Darbeci bir ordunun bu ülkeye maliyeti çok yüksek olmuþtur. Nesiller heba olmuþtur. Ülkenin geleceði karartýlmýþtýr. Artýk býrakýn da bu sürecin hesabý adalet önünde verilsin. Hak ettikleri cezalarý alacaklar mý? Bunun için baský yapacak güçlü bir muhalefet ne yazýk ki geliþmemiþtir. Ancak yine de umutvar olmaktan yanayým.
Gerçekler bir bir ortaya çýktýkça ülke üzerine çöken karanlýk yavaþ yavaþ da olsa aydýnlandýkça halktaki korku ve þaþkýnlýk yerini cesarete býrakacak ve insanlar daha iyi bir yaþam için daha umutlu olacaklardýr. Adalet bütün bu sürecin en önemli dönemecidir. Hukuk adil olmayý baþarabildiði oranda da toplum, sürece daha aktif olarak katýlacaktýr.
Çocuklarýmýzýn asker doðmayacak olmasý sevinmek ve umut etmek için yeter…
Ufuktan demokrasi doðar, doðar da sonra ne olur hep beraber göreceðiz…
Ali Rýza ÜLEÇ
03.08.2011 - Almanya
Son Güncelleme Tarihi: 12 Aðustos 2011 23:46