Hükümetin Muhalefeti mi? Halkın Muhalefeti mi?

23 Şubat 2011 09:08 / 1812 kez okundu!

 


Seçimler yaklaştıkça gündemde anayasa dışında her şey konuşuluyor. Anlaşılan hükümetin de ana baba çocuk her ne ise muhalefetinin de gündemlerinde yeni anayasa yok.

Zaten artık muhalefete, hükümetin muhalefeti desek bence daha doğru olur. Bu muhalefet ne zaman konuşsa ya da ne zaman bir şey yapsa hükümet partisinin oylarını artırmaktan başka bir işe yaramıyor. Sözleri ve icraatlarıyla hükümeti daha da güçlendiren bir muhalefet hükümetin muhalefetidir.

Peki başka muhalefet var mı?

Var.

O muhalefet de halkın muhalefetidir.

Değişim ve yenilenme sürecinde hükümet halkın gerisine düşmüştür. Bu nedenle hükümet politikalarına muhalefet konusunda muhatap doğrudan halktır.

Peki nerede halkın muhalefeti?

Her yerde.

Nasıl her yerde?

Sistemle şu ya da bu şekilde sorun yaşamış,

Ve yaşayan herkes.

Barış isteyen herkes, demokrasi isteyen herkes, adalet arayan herkes, aş - iş - ekmek ve özgürlük isteyen herkes,

Sendikal hak ve özgürlüklerini haykıran,

İşçi ölümlerinin son bulmasını, güvenceli çalışma koşullarını isteyen her işçi.

12 Eylül karanlığından hesap sorulmasını isteyen herkes.

Faili meçhullerin aydınlanmasını isteyen herkes.

Yurdun dört bir yanında sorunlarının çözümü için bir araya gelen sivil insiyatifler ve daha sıralayamadığım niceleri.

Politikanın halkın sorunlarına çözümler üretebilme ve geleceğini programlayabilme yeteneği olduğuna inanan herkes bu hükümete ve hükümetin muhalefetine muhalefettir.

Bu geniş yelpaze içinde geleceğe dair umutlar taşıyan sivil örgütlenmelerin başarıları, halkın politikaya doğrudan müdahale olanaklarını artırdığı gibi, anti- demokratik partiler ve seçim yasalarıyla oluşan parlamentoya güvensizliğinin de arttığının göstergesidir aynı zamanda.

Başka bir söylemle 12 Eylül’ün politikasızlaştırdığı geniş halk kesimleri artık kendi güçlerinin farkına varmaktadırlar.

Bilgilenmenin, yeni teknolojilerin getirdiği olanaklarla daha da artmış olması, halkın doğrudan müdahale cesaretini de arttırmaktadır.

Bu ne demektir?

Halk bir bakıma kendi gündemini kendisi belirlemektedir. Karşılıklı ağız dalaşı yerine sorunlarına kendisi çözümler aramakta ve üretmektedir. Belki çok abartılı gibi algılansa da süreçin bu yönde geliştiğini düşünüyorum.

Ürettiği her söylem ve politikalarla hükümeti daha da güçlendiren bir muhalefet ve kendi muhalefetinin söylemlerine göre politika üreten bir hükümet…

Halk artık her iki cambazın da ipten inmesini istiyor. Adam gibi hükümet adam gibi muhalefet istiyor.

Seçimlere vadettikleri demokratik değişim ve dönüşümleri unutarak girmek isteyen parlemento bu dönem de seçim ve partiler yasasını değiştirmeden sandığa gidip halktan oy isteyecek partilerle yenilenecek.

Görünen o ki AKP yine büyük bir süpriz olmadıkça tek başına hükümeti kuracaktır. Fakat bu dönem en fazla zorlanacağı bir dönem olacaktır. Dahası AKP'nin kaderi çizilecektir bu dönemde. Bu dönemde aynı zamanda parlemento dışında kalsalar da sınırlı sayıda temsil olanağı yakalasalar da kimi partilerin politik alternatif konumları güçlenecektir. Sivil insiyatifler daha da güçlenerek ve çoğalarak gelecek dönemde hükümetleri hatta parlemetoyu zorlayacaklardır.

Eğer AKP tek başına hükümet olsa da, yeni ve demokratik bir anayasanın oluşumunda geniş katılımı sağlayacak bir sürece sırtını döner de bildiğini okursa ve ben nasıl anayasa yapacağımı bilirim havasına girerse erken seçimi öngörmek herhalde kehanet olmayacaktır.

Seçimler sonrası süreçte bütün partilerin iki temel sorunda yaklaşımları geleceklerini oluşturacaktır. Sadece partilerin değil belki de Türkiye'nin geleceği bu iki temel sorunun çözülüp çözülemeyeceğine bağlı desek abartmış olmayız sanırım.

Birincisi hazırlık süreci ile birlikkte yeni ve demokratik sivil bir anayasa, ikincisi de Kürt sorunu.

Her iki konuda da sanki hükümet ve muhalefeti ne yazık ki halka dürüst davranmamaktadırlar. Bütün bir açılım sürecini eline yüzüne bulaştıran ve ürken hükümet farklı arayışlarla hala Kürt sorununu çözmek yerine Kürt oyları nasıl partisine yöneltebileceğinin hesabı içindedir.

Hükümeti ve anası- yavrusuyla muhalefeti şimdiki hallerinden gayet memnunlar, bu seçimleri de böyle atlatabilsek sonrası Allah kerim havasındalar. Anlaşılan Allah sadece onlara kerim.

Allah onlara Kerim, onlar halka zülüm. Bu çelişki bu adaletsizlik çok sürmez.

Hayırlısını halk bilir…



Ali Rıza Üleç

19.02.2010 - Almanya


 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.