ATSIZ HOCA

12 Aralık 2021 17:46 / 909 kez okundu!

 

 

"Atsız Hoca’nın edebiyatçılığı fena değildir. Şiirleri ve romanları ise tamamen ideoloji yüklüdür. Bu ideolojik takıntısı olmasa çok daha güzel edebi eserler verebilirdi... Yine de ondan uzak durun çünkü Atsız düpedüz ırkçı ve anti hümanisttir de..."

 

****

 

ATSIZ HOCA

 

Bugün (Dün) Atsız Hoca’nın ölüm yıldönümü imiş. 

 

Sosyal medyada sağ kesimin bu konudaki ezber cümleleri, kalıp yargıları yine gırla.

 

Bizim gençliğimiz Atsız Hoca’nın kitaplarını okuyarak geçti. Eserleri her Ülkü Ocaklının başucu kitaplarındandı. Hemen hemen bütün kitaplarını okumuşuzdur o yıllarda. 

 

Atsız Hoca, tarihçilerin duayeni Fuat Köprülü’nün öğrencisidir. Yani çok iyi bir tarihçidir. Gerçi Etrafında bir çok öğrenciye asistanlık sözü vererek,  makalelerinde onların çalışmalarından faydalanmasına rağmen bu sözünü tutmayan Köprülü’ye ateş püskürür Atsız ama yine bu durum Köprülü’nün tarihçilerin kutbu olduğu gerçeğini değiştirmez. 

 

Atsız Hoca’nın edebiyatçılığı fena değildir. Şiirleri ve romanları ise tamamen ideoloji yüklüdür. Bu ideolojik takıntısı olmasa çok daha güzel edebi eserler verebilirdi.

 

Milli kimlik, milliyetçi şuur kazandırmak amaçlı gençlere romanları tavsiye edilebilir. Özellikle Ruh Adam’ını ilk okuyan bir çok Türk genci zannedersem üzerinde hayli güçlü etkiler hissetmiştir. Bu romanın içinde geçen Geri Gelen Mektup şiiri ise her ülkücünün dilinde adeta pelesenktir.

 

Tam bir etnik milliyetçi olmasına rağmen tarihçiliğinden gelen güçlü sezilerle Osmanlı’ya yaklaşımı da müspet ve muteberdir. Kemalizmin Osmanlı ve Selçuklu tarihine ilişkin reddi miras yaklaşımına geçit vermez. Deli Kurt romanı akıcı bir dille Fetret Devri’nin anlatır.

 

Gelgelelim Atsız’ın milliyetçilik anlayışına. İşte burada uzun soluklu bir duraklama yapıp, büyük puntolarla yeni nesilleri uyarmamız gerekir. ATSIZ HOCA’NIN MİLLİYETÇİLİK ANLAYIŞINDAN UZAK DURUN. ONU ASLA ÖRNEK ALMAYIN. 

Neden? Çünkü Atsız düpedüz ırkçı ve anti hümanisttir.

İçinde bulunduğu tarihsel dönem 2. Dünya Savaşı öncesi ve özellikle Avrupa’da ırkçı akımların revaçta olduğu bir dönemdir. Nitekim bu tehlikeli gidişat büyük bir savaşa yol açmış,milyonlarca insanın hayatına mal olmuştur. Bizde de o dönem tırmanışa geçen ırkçı düşünceler, savaş sonrası sönümlenmemiştir. Ama ırkçılığa dayalı milliyetçilik anlayışının Türkiye’de ve bütün dünyada marjinal bir kesim de olsa her zaman bir karşılığı olmuştur. Hele son yıllarda popülist politikaların fırtınalar estirdiği Avrupa’da ırkçılık, mülteci karşıtlığı ve İslamofobi ile harmanlanarak yeniden irtifa kazanmıştır. 

Bizde Bolu belediye başkanı Ümit Özdağ’ın başını çektiği göçmen karşıtlığını biraz kazıdığınızda ırkçılık o çirkin yüzünü fütursuzca size tekrar gösterecektir. 

 

Biz yine de Atsız Hoca’yı güzel bir şekilde analım ve Mustafa Yıldızdoğan tarafından bestelerek şarkı 🎼 haline getirilen ve çok sevilen ona ait bir şiirle bitirelim: 

 

Türk Kızı

 

Pınar başına geldi

Bir elinde güğümü;

Çattı yay kaşlarını

Görünce güldüğümü,

Bağlamıştı gönlümü

Saçlarının düğümü.

Bilmiyordum bu örgü

Acaba bir büyü mü?

 

Sordum: Nerdedir yerin?

Nedir senin değerin?

Yedi kral vurulmuş,

Ne bu ceylan gözlerin?

Hangisine varırsın

Bu yedi ünlü erin?

Şöyle dedi bakarak

Göklere derin derin:

 

Kralların taçları

Beni bağlar büyü mü?

Orduları açamaz

Gönlümdeki düğümü.

Saraylarda süremem

Dağlarda sürdüğümü.

Bin cihana değişmem

Şu öksüz Türk’lüğümü

 

Alpaslan SEL

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.