Anlamlı yüzleşme: Türkiye'de 96 yıl önce ölüme gönderilen Ermeniler anıldı

25 Nisan 2011 00:44  

 

Anlamlı yüzleşme: Türkiye'de 96 yıl önce ölüme gönderilen Ermeniler anıldı

İSTANBUL- 'Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De' girişimi tarafından geçen yıl ilki İstanbul, Taksim Meydanı'nda gerçekleştirilerek bir tabunun yıkılması ile sonuçlanan 1915 Ermeni Soykırımı' anmaları, bu yıl çok daha yüksek katılımlı olarak 5 kentte düzenlendi. İstanbul'da Taksim Meydanı'nda düzenlenen yüksek katılımlı anma etkinliğinin dışında, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 'Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon'ca da "24 Nisan 1915’te tutuklanan ve büyük çoğunluğundan bir daha haber alınamayan Ermeni aydınları, İbrahim Paşa Sarayı (bugünki İslam Eserleri Müzesi) önünde düzenlenen etkinlikle anıldı.

İstanbul dışında, Ankara, İzmir, Bodrum ve Amed (Diyarbakır)'de de anma etkinlikleri düzenlendi. Etkinliklere, yurtlarından sürülerek ölüme gönderilen 1,5 milyon Ermeni'nin ardından gözyaşı, ağıt, hüzün ve tarihsel gerçeklikle yüzleşme duygusu egemen oldu. Selim Deringil, Ferda Keskin, Gencay Gürsoy, Cengiz Aktar, Ufuk Uras, Ömer Madra, Doğan Tarkan, Fethiye Çetin, Roni Margulies, Ferhat Kentel, Hayko Bağdat, Ahmet İnsel, Ahmet Çakmak, Garo Paylan ve Almanya Soykırım Karşıtları Derneği temsilcisi Selay Ertem gibi isimlerin ve Ermeni cemaati temsilcilerinin de aralarında bulunduğu İstanbul'daki etkinlikte sanatçı Zeynep Tanbay tarafından okunan, bu yılki anma etkinliklerinin "Bu Acı Hepimizin" başlıklı açıklaması şöyle:
"24 Nisan 1915, asırlardır bu ülkenin diğer halkları ile birlikte yan yana yaşamakta olan Ermeni halkının; kadın, çocuk, ihtiyar, hasta ayırt edilmeksizin, sırf Ermeni oldukları için; yurdundan, evinden, tarlasından, işyerinden, mesleğinden devlet zoruyla koparılıp yüz binlercesinin öldüğü, öldürüldüğü, sürüldüğü ve her türlü zulme maruz kaldığı felaketin başladığı gündür.

O tarihten bu yana devlet ve hükümetler, bu korkunç olayın üstünü örtmeye, olmadı hafifsetmeye, dahası -isyan gibi nedenlerle- meşru göstermeye çalıştı. Oysa hiçbir gerekçenin haklı gösteremeyeceği bu ölümcül sürgün açıkça insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.

Ancak bilinmelidir ki;

Devletin bu suçu inkâra dayalı resmi politikası sürdükçe o tarihten beri bu ülke insanlarının yüreğinde gizli gizli kanayan yara derinleşmekte; aklımızı, vicdanımızı, hak-adalet duygumuzu daha fazla felç etmektedir.

Ama artık buna bir son vermeliyiz. O nedenle, bu ülkenin alnı ve vicdanı ak insanlar ülkesi olmasını yürekten isteyen herkesi çok gecikmiş bir insanlık görevine davet ediyoruz. 24 Nisan'ın işaret ettiği o ağır suçun, insanlığın asli değerleri temelinde birleşen hepimizin ortak acısı olduğunu ilan etmeye çağırıyoruz."

* * *

İHD: 'BİR HALKIN TÜM VARLIĞI İLE İZLERİNİN SİLİNMESİ OPERASYONU'

İnsan Hakları Derneği (İHD)
İstanbul Şubesi, 'Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon'ca düzenlenen ama etkinliği ile ilgili yapılan açıklama şöyle:

"24 Nisan 1915’te İttihat ve Terakki Hükümeti’nin emriyle İstanbul Ermeni toplumunun siyaset, bilim, edebiyat, sanat ve diğer alanlardaki önde gelen temsilcileri evlerinden toplandı. Amaç, Ermeni toplumunun düşünsel önderlerini yok etmekti. Çünkü karar verilmişti; kısa bir süre sonra Anadolu’nun dört bir yanından Ermeni nüfus binlerce yıllık köklerinden sökülüp atılacak, açlık, sefalet, katliamlar sonucu yok edilecekti. O zaman geldiğinde mümkün olan en az pürüzle karşılaşılması için, sesini yükseltecek kimsenin kalmaması için, Osmanlı Ermeni toplumunun önderlerinin ortadan kaldırılması gerekiyordu.

Bu nedenle 24 Nisan, Ermeni aydınlarının imhasıyla başlayan soykırım sürecinin ilk aşamasını temsil eder.

Ama 24 Nisan yalnızca Ermeni ve Süryani soykırımının simgesi değildir. Bir ülke tarihinin yeniden ve yalanlara dayanılarak yazılmasını, bir halkın varlığının, köklü bir uygarlığın bütün tarihsel mirasıyla birlikte tüm izlerinin silinmesini de simgeleyen bir gündür.

Türkiye’de kentler sır gibi saklanan bir tarihi gizler. İnsanlar hiç bilmeden birçok “suç mahalli”nin önünden geçer. İşte bunlardan biri de, kurtulanların ayrıntılı anılarında geçen Mehderhane, yani İbrahim Paşa Sarayı, yani bugün Sultanahmet meydanındaki “İslam Eserleri Müzesi”dir.

Burası, 24 Nisan gecesi evlerinden alınan şair, yazar, gazeteci, doktor, eczacı, hukukçu Ermeni aydınların, Pangaltı karakolu’nda toplandıktan sonra götürüldüğü ve Haydarpaşa’dan Anadolu’nun içlerine yola çıkarılıncaya kadar tutuldukları Merkez Cezaevi’dir.

Bu yıl İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi olarak 24 Nisan 1915’te tutuklanan ve büyük çoğunluğundan bir daha haber alınamayan Ermeni aydınlarını, İbrahim Paşa Sarayı, bugünki “İslam Eserleri Müzesi” önünde anarak, 'işte', 'Ermeni aydınlar, ölüm yolculuğuna çıkarılmadan önce burada hücrelerde ve koğuşlarda tutuldu. Burası İstanbul’un suç mahallerinden biridir!' diyoruz..."

Sesonline.net

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0