Allianoi, Çevre Bakanı nereye bakıyor?
12 Eylül 2010 22:55 / 2176 kez okundu!
Başta Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay olmak üzere ilgilileri sesleniyor ve uyarıyoruz. “İnsanlığın ortak mirası olan tüm doğal ve kültürel varlıkların korunması” uygarlık ölçüsüdür. Oldubittiyle Allianoi’nin sulara gömülmesinin tarihsel ve hukuksal sorumluluğu büyük olacaktır, geri dönüşü olmayacak bu yanlıştan dönülmelidir.
-------------------------------------------------------------------------------------------
Bergama’da küçük bir bölümünün kazılması sonucunda korunması gereken bir kültür mirası olduğu ortaya çıkmıştı ve buranın Allianoi olduğu sonucuna varıldı, ve 2001 yılında ‘1. derece arkeolojik sit’ olarak tescillendi. 1800–2000 yıllık tarihi sapanabilen Allianoi Sağlık Yurdu’na ilişkin alınan kararlar, söylenen sözler Türkiye’nin tarihi ve kültürel değerleri koruma politikasının samimiyetinin göstergesi olmuştur. Alınan koruma kararına karşın, onu sular altında bırakacak Yortanlı Barajı inşaatının sürdürülmesi ve tamamlanması, siyasi iktidarların tarihi ve kültürel değerlerin korunması konusunda samimi olmadıklarını göstermeye yetmektedir, uluslararası koruma sözleşmeleri, korumaya ilişkin anayasa ve yasa hükümleri yok sayıldı, ‘yasadışı’ baraj inşaatı nedeniyle kamu kaynakları boşa harcandı.
Allianoi Girişlim Grubu’nun koordinasyonunda Allianoi’nin korunması yönünde yürütülen çalışmalar sonucunda, burasının 2005 yılının Kasım ayından bu güne baraj suları altında kalması önlendi. Allianoi’yi su altında bırakmaya yönelik alınmış tüm kararlar yargı tarafından durduruldu, iptal edildi. Bu aşamadan sonra doğal ve kültürel varlıkların korunması konusunda söz veren bir devletin yapması gereken, Allianoi’yi suya gömmek değil, kazıların tamamlanmasını sağlamak ve ortaya çıkan eserlerin gelecek kuşaklara aktarılması için gereken önlemleri almaktır. Ama tersini yaşıyoruz, İzmir 2.Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu tarafından alınan 28 Mayıs 2010 tarihli kararla, Allianoi’nin kumla örtülüp baraj suyu altında bırakılmasına karar verildi. Karar, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 27 Mayıs 2010 tarihli yazısı üzerine alındı. Kararın adete emirle alınmış olması, Koruma Kurulunun özerkliğini ortadan kaldıran bir görüntüdür. Kurul, bilimselliğini feda etmiş, varlık nedenine aykırı karar almıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı gönderdiği yazı ile “Kültür” işlevini unutmuş, Hükümet de “kültürel ve tarihli değerleri korumak” gibi bir derdinin olmadığını göstermiştir. Bunla birlikte bölgedeki tarımsal sulama sorununu da çözülememiştir. En vahimi de yanlış uygulamaları ve beceriksizlikleri örtmek pahasına yöre çiftçisi “tarih düşmanı” yapılmaya çalışılıyor.
Çevre Bakanı nereye bakıyor?
Üstüne üstlük, Allianoi’yi bir an önce suya gömme telaşında olan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, “Allianoi diye bir yer yok” dedi. Bununla da kalmadı, Allianoi’ye sahip çıkan Tarkan’ı da “böyle işlere burnunu sokma” diye azarladı. Oysa, çağımızda doğal ve kültürel mirasın korunmasından yana olan herkesin bu arada Tarkan’ın da Allianoi konusunda 'burnunu sokma' hakkı vardır. Bu tavır, aynı zamanda uygar insan olmanın gereğidir.
Çevre ve Orman Bakanı, Allianoi’nin orası olup olmadığına karar verecek mercii değildir, bu işin uzmanı da değildir. Uzmanların bilimsel verilere dayanılarak ortaya koydukları bulgulara saygı göstermelidir. 1998 yılından sonra yapılan kazılar, bu yerin I.S. 2.yy.dan 11.yy. sonuna dek "sağlık tanrısı Asklepieos'un yurdu" olarak tanımlanan sağlık merkezlerinden birisi olduğunu göstermiştir. Buluntular tarih kitaplarındaki Allianoi ile örtüşmektedir. Burası dünyanın ilk hidroterapi(suyla tedavi) merkezlerinden biridir. Kazılarda çok sayıda tıbbi alet çıkması kaplıca tedavisi yanında başka tıbbi tedavilerin, cerrahi girişimlerin yapıldığını ve burasının çok yakınındaki Pergamon psikoterapi merkezi ile birlikte bir sağlık kompleksi oluşturduğunu göstermektedir. 2001 tarihli Koruma Kurulu kararından bu yana burası hep Allianoi olarak adlandırılmıştır. Artık tüm dünya burasını Allianoi olarak anmaktadır. Allianoi Girişim Grubu’nun yürüttüğü çalışmalar sırasında AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi Olli Rehn, Avrupa Parlamentosu Başkanı Başkanı Hans-Gert PÖTTERING tarafından Başbakan’a Dışişleri Bakanı’na yazılan mektuplarda hep Allianoi’nin korunması dileği iletilmiştir. Europa Nostra tarafından defalarca yapılan açıklamalarda Allianoi’nin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması istenmiştir. Avrupa Parlamentosu, 27 Eylül 2006 tarihli Türkiye Raporu’nda “Allianoi’de Avrupa Birliği (AB) standartlarına uyulması gerektiği” vurgulanmıştır. EXPO 2015 adaylığı sırasında “İzmir Sağlık Kentidir” başlığı altında “2000’li yıllarda keşfedilen Bergama Allianoi Antik Şifa Merkezi; tarihte jeotermal tedavi yöntemlerinin uygulandığı ilk merkezlerden birisidir” sözleriyle Allianoi’den fayda umulmuştur.
Çevre ve Orman Bakanı Aralık/2005’de DSİ Genel Müdürüyken de Allianoi’yi yutacak Yortanlı Barajının açılışına karşı yürütülen mücadeleyi ‘vatan hainliği’ne benzettiğini, ‘buraya Allianoi ismini verenlere kızgın olduğunu’ söylemişti. Biz de kendisine Nazım Hikmet’in Vatan Haini şiirini göndermiştik. Demek ki aradan geçen 5 yılda Bakan yönünden bir şey değişmemiş. Güneş balçıkla sıvanmaz, dünya burasının Allianoi olduğunu kabul etmiştir, bizim Çevre Bakanı nereye bakıyor? Çevre Bakanı, uygulamalarıyla, 'Barajlar Bakanı', 'HES'ler Bakanı', 'Madenciler Bakanı" oldu ama bir türlü 'Çevre Bakanı' olamadı.
Başta Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay olmak üzere ilgilileri sesleniyor ve uyarıyoruz. “İnsanlığın ortak mirası olan tüm doğal ve kültürel varlıkların korunması” uygarlık ölçüsüdür. Oldubittiyle Allianoi’nin sulara gömülmesinin tarihsel ve hukuksal sorumluluğu büyük olacaktır, geri dönüşü olmayacak bu yanlıştan dönülmelidir.
Arif Ali Cangı
10.09.2010