24 Haziran senaryoları
20 Haziran 2018 14:04 / 1137 kez okundu!
Bu seçimlerin öncekilerden farklarının bazılarının altını çizelim. İlk defa yürütme doğrudan doğruya halk tarafından belirlenecek. İlk defa sadece partiler değil bu kadar geniş iki ittifak yarışacak. Yüzde on barajı ilk defa bu seçimlerde hayli etkisiz kalacak. Sadece Vatan Partisi ve HDP baraj problemiyle karşılaşabilir. HDP’den çok daha az oyu olan Saadet Partisi ve Demokrat Parti Meclis’e milletvekili sokarken HDP belki de az bir oy eksiğiyle barajın altında kalacak. Seçimlerin tek yeni partisi İyi Parti de Meclis’te sandalye sahibi olacak.
****
24 Haziran senaryoları
Cumhuriyet tarihinin en önemli demokratik seçimlerinden birini bu Pazar gerçekleştireceğiz. 24 Haziran seçimlerinin ehemmiyeti esas itibariyle seçimlerle yeni bir hükümet sistemine geçilecek olmasından ve yarışta -siyasetin genel doğasına aykırı şekilde- 16 yıldır zaten iktidarda olan siyasî aktörün önde koşmasından kaynaklanıyor. Yorulmuş ve yıpranmış olması beklenen iktidarı halkın tekrar tasvip edip etmeyeceğini göreceğiz. Yeni hükümet sistemi göz önüne alındığında ise önümüzde bilinmezlerin olduğu açık. Her ne kadar ana hatları hukuk mevzuatı ile çiziliyorsa da sistemin işleyişinde fiilî siyaset de etkili olacak. Bu yüzden, seçim kadar seçim sonrasında da bizi heyecanlı günler bekliyor.
Bu seçimlerin öncekilerden farklarının bazılarının altını çizelim. İlk defa yürütme doğrudan doğruya halk tarafından belirlenecek. İlk defa sadece partiler değil bu kadar geniş iki ittifak yarışacak. Yüzde on barajı ilk defa bu seçimlerde hayli etkisiz kalacak. Sadece Vatan Partisi ve HDP baraj problemiyle karşılaşabilir. HDP’den çok daha az oyu olan Saadet Partisi ve Demokrat Parti Meclis’e milletvekili sokarken HDP belki de az bir oy eksiğiyle barajın altında kalacak. Seçimlerin tek yeni partisi İyi Parti de Meclis’te sandalye sahibi olacak.
Bu seçimlerde parlamenter sistemden farklı olarak seçim öncesinde bir tür partiler arası güç birliği diyebileceğimiz koalisyonlar –ittifaklar- kuruldu. Bu ittifakların parlamentonun ve yürütmenin oluşumuna ve işleyişine nasıl yansıyacağını zaman içinde gözlemleyeceğiz.
Daha formel olarak düşünüldüğünde bu seçimlerden dört ana senaryo çıkabilir. Bunların her birinin bazıları benzer bazıları değişik değişik sonuçları olur. Bu senaryolar üzerinde tek tek duralım.
Birinci Senaryo - Erdoğan Cumhurbaşkanı, Cumhur İttifakı Meclis’te Çoğunluk
Erdoğan ilk veya ikinci turda seçilirse ve Cumhur İttifakı (yani AK Parti artı MHP) Meclis’te çoğunluğu sağlarsa yürütme ve yasama aynı blokun elinde olacak. Her ne kadar yeni sistemde Yürütme Meclis’e kanun tasarısı sunamıyorsa da Cumhurbaşkanı aynı zamanda parti genel başkanı olduğundan parti grubunu kontrol edecektir. Bu kontrol, en fazlasından, Cumhurbaşkanı Meclis toplantılarına bizzat katılamayacağından, eskisine nispetle biraz daha uzaktan ve biraz daha gevşek olacaktır. Ancak, Erdoğan gibi partisi içinde büyük ağırlığı olan bir lider için bunun Meclis’i etkileme ve yönlendirme açısından bir problem teşkil edeceğini sanmam. Bu durumda kuvvetler ayrılığı bakımından eski sisteme göre değişen fazla bir şey olmayacaktır. Kuvvetler ayrılığı ya çok az güçlenecek ya da hiç güçlenmeyecektir.
İkinci Senaryo – Erdoğan Cumhurbaşkanı, Millet İttifakı Meclis’te Çoğunluk
Bu senaryoda Erdoğan yine Cumhurbaşkanı ama Meclis’te çoğunluk Millet İttifakı’nın elinde. Bu durumda Yürütme eski sistemde veya birinci senaryoda odluğu gibi Meclis’i istediği gibi kontrol edemeyecek ve çalıştıramayacak. Çıkmasını istediği-gerekli gördüğü kanunlar için ya bir bütün olarak Millet İttifakı ile ya da Meclis’teki milletvekilleriyle temas kurması, beraber çalışması gerekecek. Dolayısıyla, kuvvetler ayrılığı güçlenmiş olacak. Bu yeni bir durum. Eski sistemde her zaman ve mutlaka yasama organı yürütmenin elinde ve kontrolündeydi. Yani kuvvetler ayrılığı yoktu. Yeni sistemde ikinci senaryoda kuvvetler ayrılığı daha belirgin olacak. Türkiye buna alışkın değil. Bu yüzden, Meclis çoğunluğu ile Yürütme arasında zıtlaşma olması hâlinde sistem gerilebilir ve kriz çıkabilir. Bu durum Yürütmeyi kararname çıkarma yetkisini daha atak ve saldırgan şekilde kullanmaya sevk edebileceği gibi muhalefet partileriyle ve muhalif milletvekilleriyle daha sıkı bir diyaloga girme ve işbirliği yapma arayışına da itebilir.
Üçüncü Senaryo – İnce Cumhurbaşkanı, Millet İttifakı Meclis’te Çoğunluk
Bu senaryoya göre eğer olursa ikinci turda Erdoğan ile İnce yarışacak. Akşener’in ikinci tura kalma şansı yok denecek kadar az. CHP kurumsallaşmış ve -bilimsel araştırmalara göre- en sadık seçmen tabanına sahip parti. Bu yüzden, İnce’nin ilk turda ikinci gelmesi kesin. Erdoğan ilk turda gerekli çoğunluğu alamazsa ikinci turda İnce ona rakip olacaktır.
Böyle olur da İnce Cumhurbaşkanlığını kazanır ve Millet İttifakı Meclis çoğunluğunu elde ederse durum birinci senaryodakine benzeyecek. Yeni sistemde de kuvvetler ayrılığı bulunmayacak. Bu senaryoda ilginç bir durum İnce ile CHP Genel başkanı Kılıçdaroğlu arasındaki ilişkilerde ve güç paylaşımında yaşanacak.
Dördüncü Senaryo – İnce Cumhurbaşkanı, Cumhur İttifakı Meclis’te Çoğunluk
Bu senaryo ikici senaryoda aktörlerin yer değiştirmesinden ibaret. İkinci senaryo için söylenen her şey bu senaryoda da geçerli.
Hem ikinci hem dördüncü senaryoda yürütmenin işleyişinde Meclis’ten kaynaklanan zorluklar olacak. Yürütme kanun çıkarttıramayacak veya çıkarttırmakta zorlanacak. Bu, duruma göre, yukarda da işaret edildiği üzere, ayrı siyasî güçler arasında diyalog ve işbirliğini de teşvik edebilir, gerilimi de besleyebilir. Ne olacağı konuya, konumlara ve de liderlerin karakterlerine bağlı. Gerek ikinci gerekse dördüncü senaryoda iyi bir durum cumhurbaşkanlığı sisteminin Amerikan sisteminden alınan derslerle rasyonalize edilmesi ve böylece Yürütmenin bütçesiz kalma ihtimâlinin ortadan kaldırılması. Yürütme her hâlükârda bir bütçeye sahip olacak ama kanun ile desteklenmesi gereken icraat alanlarında ya hiç adım atamayacak veya adım atmakta zorlanacak.
Şüphesiz, bu dört senaryonun birçok alt versiyonu da ortaya çıkabilir. Meselâ, Ak Parti’nin Meclis’te tek başına çoğunluğu sağlaması, gerek Cumhur gerekse Millet İttifakı’nın varlığını sürdürememesi, İnce ile Kılıçdaroğlu arasında restleşme yaşanması gibi gelişmeler yeni durumlar ortaya çıkartabilir.
Ne olura olsun, memleketimiz ve demokrasimiz sağ olsun. Siyasî aktörler makul ve mantıklı olsun. Herkes vatan sevgisini ve ülke menfaatini sekteryen çıkarlarının önüne koysun. Tüm partiler ve tabanları demokratik sistemin usul kurallarına uysun ve sonuçlara saygı göstersin. Böylece seçimleri kim kazanırsa kazansın asıl kazanan Türkiye olsun.
Atilla YAYLA
(gazeteyeniyuzyil.com)
19.06.2018