KINIYORUM!
01 Ağustos 2019 18:16 / 1192 kez okundu!
Ankara Medipol Üniversitesi’nin TCDD’nin Ankara garı mevkiindeki atıl bazı binalarını ve Etimesgut’ta bir araziyi eğitim faaliyetlerinde kullanılmak üzere kiralaması bazı çevreler tarafından Üniversiteye karşı bir saldırı ve karalama kampanyası açma vesilesi olarak kullanıldı.
****
KINIYORUM!
Ankara Medipol Üniversitesi’nin TCDD’nin Ankara garı mevkiindeki atıl bazı binalarını ve Etimesgut’ta bir araziyi eğitim faaliyetlerinde kullanılmak üzere kiralaması bazı çevreler tarafından Üniversiteye karşı bir saldırı ve karalama kampanyası açma vesilesi olarak kullanıldı.
Saldırı ve karalamalar siyasetten ve sözüm ona sivil toplum kuruluşları cephesinden geliyor. Siyaset cephesinde CHP’nin çifte standartlılığı ve ezberciliği tekrar boy gösteriyor. CHP sanki bu tür kiralamalar ilk defa yapılıyormuş gibi açıklamalar ve suçlamalar yapıyor. Oysa daha önce Bilkent, Koç, Sabancı ve Yeditepe gibi üniversitelere geniş kamu kaynakları (araziler, binalar) hem de çoğu zaman karşılıksız olarak tahsis edilmişti.
Çok ilginç bir diğer örnek, (o zamanlar) sol-Kemalist bir hoca yığılması olan İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne TEK’in Haliç’teki güzelim Silahtarağa Kampüsü’nün kiralanması idi. CHP ve mesela mimar odaları hatırladığım kadarıyla bu konularda çoğu zaman sesiz kaldı. Bu, muhtemelen, adı geçen kurumları kendi dünya görüşlerinden veya ona yakın bulmalarındandı. Ama iş mesela yine Bilgi Üniversitesi’ninkinden çok daha kozmopolit ve çeşitli bir akademik ortamı olan Medipol’e gelince tavırlar değişti. Kampanyada yalanlar ve abartmalar iç içe.
Kiralama işlemleri iddia edildiğinin aksine Fahrettin Koca Sağlık Bakanı olmadan yapıldı. Kiralamaların bir bedeli var. Buralar herkesin çok önemli olduğunda hemfikir olduğu eğitim faaliyetlerinde kullanılacak. Yıllarca Ankara’da yaşadım. Şehrin en merkezi yerlerinden olan Gar civarından geçerken o tarihi binaları her görüşümde hayıflanırdım. İn cin top atan yerler olmasına üzülürdüm. Şimdi oralar cıvıl cıvıl üniversite öğrencilerinin sesleriyle dolacak. AMÜ ve yeni gar ile birlikte civar hareketlenecek ve bir çekim merkezi hâline gelecek. İyi niyetli ve yapıcı her insan buna sevinmekten başka ne yapılabilir?
Kiralamaya şiddetle itiraz eden ve kamu yararı olmadığı gerekçesiyle yargıya gideceğini sandığım Ankara Mimarlar Odası’na bakalım.
Odanın özellikleri şunlar:
1. Kanunla kurulmuş. Gönüllülüğe değil zorlamaya dayanıyor. Yani sivil toplum örgütü değil, en fazlasından yarı sivil toplum örgütü.
2. Mimarları kanun zoruyla kendine üye yapıyor. Yani varlığı örgüte katılma-katılmama özgürlüğünün çiğnenmesine dayanıyor.
3. Üye olmayan mimarların mesleğini icra etmesini engelliyor.
4. Üyelerinden kanun zoruyla aidat topluyor, aidat ödemeyen üyeler hakkında kanunî icra takibatı yaptırtabiliyor.
5. Taban fiyat ve benzeri uygulamalarla sektörde piyasanın işlemesine engel oluyor.
6. Ahlâkî tehlikenin en tipik emsalini yaratarak meslekî faaliyetleri geriye itip sanki tüm üyeleri aynı siyasî veya ideolojik görüşteymiş gibi açıklamalar yapıyor ve faaliyetler yürütüyor.
7. İdeolojik ezberlere dayanarak ve kamu yararı kavramına sığınarak her türlü imar faaliyetini engellemeye çalışıyor.
Böyle bir kuruluşu toplum niye ciddiye alsın?
Ankara Medipol Üniversitesi’nin eğitim faaliyetlerinin gelişmesini dört gözle bekliyor, Üniversiteye yönelik karalama ve suçlama kampanyasını şiddetle kınıyorum.
Atilla YAYLA
31.07.2019 /Facebook'tan Alıntı