Sığınmacılar meselesi ve ne istediğini bilmemek
17 Aralık 2024 00:46 / 123 kez okundu!
Esad rejiminin düşmesi Türkiye’nin sığınmacılar konusunda hızla kendisine zarar verecek bir duruma gelmesini de önemli ölçüde engelledi. Daha önce de yazdığım üzere, Erdoğan sığınmacılara sahip çıkmakta ama sahada çok acı ve çirkin şeyler olmaktaydı. İçişleri Bakanlığı sığınmacıları önce iade merkezlerine alarak hayattan tecrit sonra da sınır dışı etmek için çok yoğun çaba gösteriyordu. Bu bakımdan yapılanların CHP zihniyetinin ve Zafer Partisi gibi faşist partilerin yapacaklarından bir farkı yoktu.
*****
Sığınmacılar meselesi ve ne istediğini bilmemek
27 Kasım 2015’te “Türkiye’nin Suriye’yi fethi” başlıklı bir yazı kaleme almış ve şunları söylemiştim:(*)
"Mültecilerle ilgili ön yargılar çok. İşsizliğe sebep oldukları, ücret seviyesini düşürdükleri, ağır toplumsal problemlere sebep oldukları iddiaları boş ve temelsiz. Bütün bilimsel araştırmalar göçmen dalgalarını ülkelere orta ve uzun vadede zarar vermekten çok fayda sağladığını gösteriyor.
Türkiye milyonlarca mağdur ve mazlum insana ev sahipliği yaparak bir destan yazıyor. Mülteciler arasında Araplar, Kürtler, Ezidiler, Türkmenler var. Hepsi diğer ülkelerdekine kıyasla çok iyi muamele görüyor. Türkiye’dekinin onda birini bulmayan bir mülteci dalgasıyla karşılaşan AB’nin kıvranması, ikiyüzlülüğü ve ayrımcılığı Türkiye’nin davranışını abideleştiriyor.
Türkiye bunu yapmakla aslında Suriye’yi fetheden gerçek güç oluyor. Bir gün savaş bitecek ve insanlar ya ülkelerine dönecek ya da yeni vatanlarıyla eski vatanları arasında kuvvetli bağlar oluşturacak. O gün geldiğinde bu topraklarda iyi misafirlik gören insanlar Türkiye’nin gönüllü elçileri ve müttefikleri olarak Suriye’yi Türkiye’ye bağlayacak. Suriye topraklarındaki vahşet ve insanlık dışı işler moralimizi bozsa da Türkiye milyonlarca mülteciye ev sahipliği yaparak Suriye’yi fethediyor."
Öyle sanıyorum ki, bugün geldiğimiz nokta haklılığımı tescil etmekte. 8 Aralık zaferinden sonra ülkesine dönme kararını açıklayan birçok Suriyeli Türkiye’ye ve Türklere misafirperverlikleri için teşekkür etmekte. Açıklamalarında kalplerinin bir kısmının daima Türkiye’de olacağını dile getirmekte. Bunların çoğu çok iyi bir Türkçe konuşuyor ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından hiçbir farkları yok.
Diğer taraftan, yazıda temelsiz ve yanlış eleştiriler yaptıklarını söylediğim sığınmacı karşıtları da Suriye’de muhaliflerin operasyonu hakkında tuhaf tepkiler vermekte ve çelişkiler içinde yüzmekte. Bir taraftan sığınmacıların hemen ve kayıtsız şartsız memleketlerine dönmesini istiyorlar diğer taraftan Esadcı bir pozisyon alıyorlar. Bunların çoğu muhalefetin iç savaşı kazanmasına ve Esad rejiminin devrilmesine gerçekten üzüldü.
O zaman hangisine inanmamız lazım? İstedikleri neydi? Sığınmacıların ülkelerine dönmesi mi yoksa Esad’ın iktidarda kalması mı? Anladığım kadarıyla onlar sığınmacıların Esad’ın egemen olduğu bir Suriye’ye dönmesini istiyordu. Ama insanların bunu istemediği, hatta bundan çok korktuğu da ortadaydı. Esad’ın güya af ilan etmiş olmasına atıf yaparak sığınmacıları dönmemekte ısrar etmekle suçladılar. Ancak, Esad idaresi çökünce rejimin eften püften sebeplerle insanları on yıllarca hapiste tuttuğu, mahkûmlara korkunç işkenceler yaptığı anlaşıldı.
Esad rejiminin düşmesi Türkiye’nin sığınmacılar konusunda hızla kendisine zarar verecek bir duruma gelmesini de önemli ölçüde engelledi. Daha önce de yazdığım üzere, Erdoğan sığınmacılara sahip çıkmakta ama sahada çok acı ve çirkin şeyler olmaktaydı. İçişleri Bakanlığı sığınmacıları önce iade merkezlerine alarak hayattan tecrit sonra da sınır dışı etmek için çok yoğun çaba gösteriyordu. Bu bakımdan yapılanların CHP zihniyetinin ve Zafer Partisi gibi faşist partilerin yapacaklarından bir farkı yoktu.
Her şeye rağmen, Türkiye Suriyeli sığınmacılar konusundaki sınavı başarıyla geçti. On binlerce sığınmacı Türkiye hakkında iyi fikirler ve kanaatlerle Suriye’ye dönecek. Kalmak isteyenler de, ırkçılar ne derse desin, elbette, toplumumuzun bir parçası olarak aramızda yaşamaya devam edecek...
Atilla YAYLA
turkiyegazetesi.com.tr
13.12.2024
.....
(*)Yeni Yüzyıl, 27.11.2015