Almaşeker Bayramı
21 Nisan 2013 21:59 / 1911 kez okundu!
Hayatta bi keyfim var abem, sinema...
Dünya zaten büsbüyük bi sinema, renkli Türkçe sinemaskop... İnsanlar da, bütün mahlukat, erkeği kadını, kurdu kuşu börtü böcüsüyle bu sinemanın oyuncuları, esas kızı, esas oğlanı, misafir oyuncusu. Bilirsin sen kartelayı? Kamyonete yüklerdik sinemanın iki yüzlü afişini, elimde bağırtıcı, 'Şenocak sineması iftiharla sunar, Yılmaz'la Fato'nun yesyeni filmi geldi' diye mahalle aralarını şenlendirirdim.
Yılmaz kıyak delikanlıydı, Fato erkek kız. Bizim mahallenin kızı oğlanı gibi gelirdiler bana. Oğlan atladı atına dıgıdık gitti, dönmedi... Çakır Fato neyler bilmem, hayat herkeŞe başka the end'ler yazıyo be abem. Senarist gavur, senarist... E, ben olsam ben de öyle ederim, milyon insana ayrı kader, kolaysa sen becer, kader tükenir, hikaye biter be... Olur mu bu kadar the end? Hikayenin bittiği yerde ört ki ölem...
Abem çek bi yudum, Allasen, kendim yaptım...Biteer, hikaye mi dayanır bunca insana...İş ki senin içinde hikayeler bitmesin be abem... Bak diyorum sana, aşsız, sıcaksız, kucaksız olunur, hikayesiz olunmaz...Parası biten insan da iş görür, aşkı biten de, kör topal mopal, o da görür, vakta ki hikayesi biter, koy o insanı çuvala, vur duvara...
Yok mu hiç hikayen? Hade be!..Yazık be abem sana...Hikayesiz insan, yüzü olmayan insana benzer, yüzün silinmiş, izin silinmiş senin be, gölgen bile yok manasına gelir halin...
Sana benzer bi seyircimiz vardı bizim, sinemaya sevdalıydı. Minicik ha, çitlenbik gibi bi kız, kara lüle saçlı, kara boncuk gözlü, üstünde basma entarisi, elleri ya tetir boyalı, ya koparmış şeytan tırnağını, dolama yapmasın diye evden kıska soğan bağlamışlar, çapıtla, hep meşgul parmacıkları ve boyalı... Derdim bu kızcağız bu parmacıklarıyla yarın bigün ya tütüne gider, ya zeytine, kaderi işçi olmak bunun. Sinema o yok yoksul ömründe olsa olsa bir ruya...Olsun fekat, rüyalarla güzel bu hayat...
23 Nisan günü, hiç unutmam...HerkeŞler çocuğunu bayrama hazırlamış, en uzun evlatçık bayraktar, en önde, arkasında ilk mektep çocukları, kabarık tül elbiseler, kelebek kanatları, kraliçe taçları, köylü kızlar, bando , yavrukurtlar vesaire...E, her ruya para demek, buncağızda hani para?Kimse de akıl etmiyor kine, fukara çocuk kıyafeti giyinsin bi çocuk, o da bu olsun, yakışır harbiden...Ben tuttum, ayıp söylemesi bi elma şeker verdim buna. İlkin alsın mı almasın mı, almayı, duraksadı biliyon mu?E ama tanışız biz, ahbabız di mi kızım benim, dedim?Birkaç da negatif vardı, koydum avucuna... O vakit kocaman bir gülmek oldu bunun yüzünde abeme deyim, anlatılmaz...
Sonra resm-i geçitte, bizim sokağın ilk mektebi yürüyüş kolunun en arkasında geçerken gördüm bizimkini.Uygun adım marş gidiyor, elindeki almaşekeri bandocubaşının püsküllü sopası gibi havaya doğrultmuş... İstiklal marşını okudular, sesleri, kalplerinden yükseliyor böyle.
...'Bugün 23 Nisan, neş'e doluyor insan, kamutay bugün doğdu ve saltanatı boğdu'yu söylediler. Teklemiyor da ha, yürüyüş kolunun en arkasında, bizim sinemanın önünde, ikimiz de çok ciddiyiz, yok bu filmde herangine bi sululuk, abem...
El çırptım... 'Yaşasın Egemenlik ve Çocuk Bayramıı' dedim.
Şöyle gözünün ucuyla baktı, hınzır hınzır, usullacık dedi ki bana;
'Bugün Almaşeker Bayramı...'
Küçücük kalbi öyle hükmetmiş demek ki...
Yaşasın Almaşeker Çocuk Bayramı, dedim.
Ağızdolusu güldü... Saçları, parmacıkları bile güldü, sopasının ucundaki almaşekeri de güldü...
Hikaye bu demek işte, her yanınla gülüp söylemek, unutulmaza yazılmak... Bi küçücük hikaye yapar seni kahraman, değil mi ama?
Kutlu olsun abem, hörmet ederim...
Herkeşe, büsbütün dünyaya, kahraman olana olmayana, ha abem?Yakışır, güzelim dünyanın yüzüne insancıklar, şenlikler, almaşekeri, aşk u sevda, gülmek yaraşır... Dersen ki ne yakışmaz sinemacı Maarem, derimkine sana, insana yaraşmaz hadise biir, yalnızlık ikii, kan davası üüç, sinemasızlık döört, bi de, the end, yaraşmaz...
Bi bu sinema, bi çocuklar, bi almaşeker, bi de hikayeler, mühim hadise...
Saygı bizden...
Ayşe KİLİMCİ
09.04.2013
Son Güncelleme Tarihi: 22 Nisan 2013 12:29
