AÞKIN BEÞ HALÝ…

19 Aðustos 2020 20:37 / 3607 kez okundu!

 

 

Ýsmin halleri gibi, yalýn hali, e hali, de hali, den hali olur mu hiç?

Aþk’ýn var binbir hali…

Ben bu yazýyý kendimden aþýrdým, çok yýllar önce bir sanat dergisine verdiðim, telifsiz, üstelendi diye verdiðim yazýdan apardým, demek ki aþký da telifsiz, teklif ve tekellüfsüz, üsteleyerek ve hiç anlamayacak olana vermemek gerek…

 

****

 

AÞKIN BEÞ HALÝ…

 

Ýsmin halleri gibi, yalýn hali, e hali, de hali, den hali olur mu hiç?

Aþk’ýn var binbir hali…

Ben bu yazýyý kendimden aþýrdým, çok yýllar önce bir sanat dergisine verdiðim, telifsiz, üstelendi diye verdiðim yazýdan apardým, demek ki aþký da telifsiz, teklif ve tekellüfsüz, üsteleyerek ve hiç anlamayacak olana vermemek gerek…

‘Nâ ümidim bakma doktor, dilde aþkýn yaresi/Söyle var mý fenn-i týpta hiç sevilmek çaresi?”

Niye doktor ortak edilir ki aþk denen marifete (merete yazarken ayýp olur deyip, marifetle deðiþtirdim, belki ilki daha uygun idi…)

Tabib aþkýn bilicisi mi sanki? Ne umuyor bacýndan bacýn ölüyo acýndan. Belki aþktan helak olan ‘dinle zârýmý/ kodum arýmý/ verdim serimi/ aþkýn elinden’ deyince ilaç yazar o, sabah akþam bi ölçek sarýlýp yatývermek, onu da eczanede ara ki bulasýn…

Baþka noksanda gýk’ý çýkmayan insan, aþk diye mermere saplanýyor. Âþýk olsun varsýn baþka bir þeyciði olmasýn. Aþk belki Hýdrellez ateþi üstünden yanýp tüterek atlamak, belki karþýlýklý ebedi susuþmak. Belki onun söyleyip güldüðünü özlemek. Bir insan için yüreðinin daðlanmasý, yanýndayken bile özlemek. Onunla taþ taþýyýp, daðý delmeyi göze almak, ona çorba kaynatmayý, cilveli kahve piþirmeyi istemek, yalnýzca cilve yapmayý istemek de olabilir. Hüner göstermeyi, þarký söylemeyi, onunla susuþmayý istemek. Yanýnda sýkýlmamak, çekiþmeden yapamamak, yorulduysa, ya kalbini kýrdýysam, burnunda tüttüm mü ki diye tasalanmak…

Müdafaasýz Savaþ:

Aþk, iki kalbin ansýnýz birbirine pýt diye açýlývermesi mi? O yoksa dünya insansýz kalmýþ gibi fin fin ediyorsa bu mudur aþk? Heves, nefes kördüðüm olur aþkla, hýþým gibi bastýrýr, týpký ölüm gibi. Ýkisinin de kaçarý geçeri yok. O vakit anlýyoruz hayat ne tatlý, dünya ne týlsýmlý…

Evet, aþk dellenmek, tüfekten yana müdafaasýz kalýnan savaþ. Anarþinin Allahý, kendine hükümsüzlük, âmenna onursuzluk. Ýflah olmaz umucu kuþ. Uzaktan Zümrüd-ü Anka, eline alýnca vurulup düþmüþ bir minnak serçe kuþu, onca anlamý, dizeyi hangi kanatçýðýyla yüklenip de uçar ki bu? Güzelim gökyüzünü þatafatýyla alýp, üstüne sarýnmak mýdýr aþk? O týlsýmlý gök örtüyü birinin üstünüze sereceðinden umudu hiç kesmemek mi? Dünyanýn gökyüzüsüz kalmasý bahasýna üstünüze yýldýzlar döþeyecek bir el vardýr elbet, yolunu gününü ne bu fakir bilir ne yukardaki, hani iþinin çokluðundan kalplerimize eðilemeyen büyük hikayeci…

“Yenildik bu hayata, sayma bunu’ diyecek halimiz de yok, þair Akçiçek gibi, fena halde sayýyor…'Ölüm, titiz virtüözun yanlýþ bastýðý nota' diyor, þair Akçiçek, aþk o notanýn doðru basýlmasý iþteKalpteki çeraðdan susakalmak, o konuþunca zil takýnýp oynamak, o gülünce senin yüzünde güller açmasý, onunla uçurtma uçurmayý, deli topaçlar çevirmeyi istemek, bir gevrekten bi lokma ýsýrýp doymak,kalanýyla herkesi doyurmak. Öyle sanmýþtým, deðil miymiþ? Bir türküye koyulmak olaydý bari, ‘bahçelerde mor meni, verem ettin sen beni/ Ya sen Ýslam ol Ahçik/ ya ben olam Ermeni.’

Bu da mý deðil? Sýnýrlarý silmek, birbirine yazýlmak da mý deðil?

Ananem âþýk olamadýðýna anardý. Kaçanlarýn aþkýna inanmaz, derdin baþka olduðunu imâ ederdi, ona göre aþk sabýr demekti. Bu fakirin aþk bilirkiþisi sayýlacaðýný ruyada görse, hayra yormazdý. Yoracak olsa, ‘aman mektup, mektepliye gidesin/elin koyup ayaðýna düþesin/bizim kýzdan sorgu sual ederse/gönlü kýrýk, boynu bükük diyesin’ maniini attýrýp, ‘hadi, karþýla ya Eþe’ demezdi. Hayatýn bin bilinmeyenli bu denklemine peþrev çekip, ‘kalenin ardý tandýr, yandýr Allah’ým yandýr/Kuþ edip yar dizine/Kondur Allah’ým kondur’ diye karþýladým mý, unutmuþum…Ama hayat ve hikayeler ve hakikat artýk öðretti umarým, aþk yedi renge boyanmanýn yanýnda, gönül kýrýklýðý, boyun büküklüðü, yanýp tütmek,bir tevatür aslýnda, ruya…Kuþ olup ille o dize konmak…

Bilir miyim? Bütün mesleklerimde çekiþim onunlaydý, evet, envaýný gördüm, canýmda denedim, gönül kuþu göklerden vazgeçip, yar dizine konmak diledi de n’ooldu?

Ýlle baharýn depti bu meret, bu dert, papatyanýn katline sebep, kuma yazýldý, buza yazýldý.

Þimdi gelip sorsa insanlarým, derim ki, aþk bir ruya, keþke bunca kanamasaydýk. Umup umsuruk, bulup bunsuruk olmasaydýk. 'Bende Mecnun’dan füzun âþýklýk istidadý var/ Âþýk-ý sadýk benem, Mecnun’un ancak adý var.’ deseydik, Fuzuli gibi.

EROS, devrimci güç:

Tarihteki toplumsal devinimlerle aþk nasýl benzeþ. Büyük bir güç kalýplarý kýrýp gelen. Yakýp yýkan, dayanýþarak güçlenen, yaþama sevinci ve dipten doruða yenilenmek. Týpký bahar gibi, bahar da aþk deðil mi, doðanýn devrimi?Aslýnda dünya gailesine dalýp kendini elden kaçýrdýðý için vasat ve solgun bireyin ansýzýn kendini, hayatýn görkemi ve dünyanýn ihtiþamýný, týlsýmýný fark edivermek aþk. Zeka, coþku, tutku fantezi, baðlarý koparýp atýp, hayatý altüst edip dönüþtüren ve yeniden yaratan…

Ýki kiþiyle, çokluk bir kiþiyle sýnýrlý da olsa, Eros devrimci güç, ne hikmetse yaþamýn dönüm noktalarýna denk geliyor, yahut tersi, aþk gelicek bir sapaðý alýyoruz, baþ döne döne, kalp tüte tüte. Ve âþýk þiirsel bir dile yaslanýyor. Demek aþkýn ilk hali, dil hali, aðýz içindeki ve sol yandaki dil haliya da D hali dil, doðuþ ve dönüþümü de kapsýyor. Kurumlarý dinamitliyor, tutku ve erosla açýklamak zor, yeni bir yaratý sözkonusu, yýrtýlma, sancý, ýþýðý getiren. Hayatýmýzda açýlan gedikten engellenemez bir nehrin akýþý, fokurdayan maðmanýn ortalýðý kavurmasý. Aþk, ihlal etmek, yasak çiðnemeyen aþk yok. Bir engel þart, bu ýrk, dil, sosyal sýnýf olabilir, yeter ki aþýlacak bir eþik olsun.

Bir diðer hali H olabilir mi? Hayýr deme hali hayýr görme ve hasret hali, hadi bakalým hali…Hayal hali de, o en önemlisi. Hatýra verme hali, aþýklar birbirine yekdiðerini anýmsatacak nesne sunmaz mý? Ve geliyoruz kim daha çok haline. Daima biri diðerinden çok sever, âþýk tektir, zaten aþk tek kiþiliktir, inanmayýn çoðuldur diyenlere. Diðeri macera tutkunu, erotizm ya da bilgi keyifçisi, avcý, evet acý ama böyle. O yüzden biri ölüp biter öteki yanýp tüter görünürken, aslýnda kenar gezer…Yaratýcý kimlik taþýyan için sorun az, daha yaratýcý olur. Fantastik bir döngü çizer, geçer kurulur. Kendi masalýnda mutludur, ama, kýrýlmasý doyumundan derin olur. Aþký az olan diðerine bunun bir oyun olduðunu imâ eder etmesine, az sevenin ayaklarý yere basmaktadýr. Sembol, metafor ve coþkunun kaynaþtýðý daha çok seven kalbi, kýnar bile, çünkü kendi içi kuru kovandýr, içinde þarkýlar bitmiþtir, teknik aþýktýr o, öteki Allahýna kadar…

Aþka hazýrlanýlmaz:

Aþkýn Z hali, zamanlamasý, zurnanýn zýrt demesi, zilzurnalýk. Zýrtapozluk, zimzifirlik. Z hali önemli. Aþka meylin ansýzýn sumsuðunu yemenin zamanýný belirleyen kim peki? Kader mi, hormonlar mý, yalnýzlýðýmýz mý, istemiyiþimiz mi, korkumuz mu? Ne zaman kendimizi deðersiz, boþlukta bulsak, bu aþka çaðrý olup çýkar. Renkler solmuþ, dönecek kavþak ve baþýmýzda esen rüzgar kalmadýsa, þarkýlarýmýz tükendiyse, aþka yelken açmak farzdýr. Kaybedecek þey kalmayýnca, o cenk için güç buluruz ve süngüyü takýp yürürüz, aþk üzre.

Bunun zamaný, bir sürü kýrýklýðýmýzýn biriktiðidir belki. Mahrumiyet, yalnýz, sessiz, sevinçsiz, heyecansýz olmak. Doyum ve arzular eþiðinden ötelenmiþlik. Dünya bizsiz de dönmektedir, herkesler mis gibi âþýk olup, papatya falý açmaktadýr, ya biz? Kendimize acýr, medet ey aþk deriz.

Âþýk olunca da bir yeniyetme olup çýkarýz, kalbimize bir helecan yüzümüze bir kýzarýklýk gelir, gitmeyi bilmez. Güzelim týlsýmlý dünyaya nasýl da neþe ve hevesle koyulmaktýr aþk. Âþýk olur, papazý buluruz, kendimizle kavgamýz baþlar. Bâki’nin yalancýsýyým, ‘Bâkiya kangý gönül þehrine gelse þeh-i aþk/ Bila enduh-u bela hayl ü haþem gibi gelir.

Hâlâ büyük aþklar yaþanýyor mu acaba ünyamýzda? Kalp kapýsýnýhangisi týklatýyor, nasýl anlayacaðýz? Üstelik bir hýnzýr sokak çocuðu da var geriden gelen, erotizm…

Sümer, Mýsýr mitolojilerinde aþk efsaneleri yazýlmadan önce aþanmýþ, önce erkek cinsine tanýnmýþ haklar. Kadýnlarýn aþk hakký soradan kazanýlmýþ, geriden gelmiþ. Seni seviyorum’un Ýtalyanca karþýlýðý ‘senin iyiliðini istiyorum’ demekmiþ, bakýn ne güzel. Birinin iyiliði nasýl istenebilir? Onu özgür býrakýp, kiþilik haklarýný sayarak. Kalbinizin iyilik ve merak dolu olduðunu bilerek, bu dünyada sen varsýn diye mutluyum diyerek. Sahiden sevmek, bir çocuðu koþulsuz sevmeye mi benziyor azýcýk ne? Birinin güzel haritasý mý olmak demek, Cumalý dizesi gibi: ‘Açarým seni önüme/ salarým teknemi dalgalarýna/ Sularýn gittikçe derin/ Bitecek gibi deðil/ Denizlerinin sýnýrlarý…’

Aþka hazýrlanýlmaz, önlem alýnamaz. Aþk çünkü, hep hazýrlýksýz yakalar, incinirsiniz. Kalbin gümgümünü herkes duydu sanýrsýnýz. Kalbiniz gümbürdemekle kalmaz bir de karnýnýza yuvarlanýr. Aþkta erkekler kadýnlardan geri, birçok konuda olduðu gibi. Erkeðin sezgisi kýt, üstelik korkak. Korkan erkek ne kadýnýn cesaretiyle ne üsteleyerek aþka çekilemez, ko inceldiði erden kopsun . Hayalleriniz çatýlmamýþsa, aþký dileseniz de beyhude, size düþen tek kiþilik kalp çarpýntýsýdýr. Ýkinci bir kalbin desteklemediði aþk da ahrazdýr, uzun süremez. Ýlacý Baki’de, hekimden umudu kestik: ‘Sabrýmýz erdi fenaya dahi hasret baki/ Himmet et valsýna kim kalmaya firkat baki.’

Aslýnda aþýðýn serzeniþi boþa, çare arayan yok ki…Burada þair Ýsmet Özel’i anmalý: ‘Vara iksir, vara tin, vara týlsým, vara kut/ Ha gayret kanat takýp uçmama ramak kaldý/ Ateþ yakýn, su uzak, ara yerdeki bulut’…

Aþka çâre aransa Fuzuli arardý, ne em ister âþýk, ne sýr sýtýr edilmek…’Bu ne sýrdýr sýrr-ý aþkýn dimeden bir kimseye/ Þehre düþmüþ ben seni sevdim diye âvazeler,’

Aþka düþen kiþi bir zaman sonra, ‘ah keþke hiç olmayaydý’ da diyebilir, eðer düþmemiþse, ‘ah keþke âþýk olaydým, vara öleydim’ de…Sevdiðinin kalbi buz kesmiþse, hýz kesmiþse, ýsýtmaya dünyanýn baðrýndaki ateþ yetmez, en iyisi vazgeçmek.

Ya aþkýn güzelliðe geldiði martavalý?

Sevmek iki  kalbin sahiden katýþmasý, bunun için güzel olmak gerekmiyor. Onun gözüyle bakmalý. Zamansýz, sýrasýz, hesapsýz gelir, kendine er açar aþk, davetsiz konuktur kendileri.

En olmadýk anda, en olmayacak kiþiye âþýk oluruz. Ses soluk gittiði bir yana, akýl da gider. Toz olup savrulmak, onda eimek isteriz. Endorfini suçlarýz, çýlgýnlýk, körlük hormonunu. Hani o aþkýn sorumlusu ilan edileni. Hormonlar, tutku, hasret ama neden ille o bir kiþiye de baþkasýna deðil? Bu çözülmemiþ bir sýr, ne týp bilir bunu, ne kalp…

Aþk ne peki? Halk bilgesi bir kadýndan duymuþtum, ‘aþk, bitmezlik’miþ…Ama aþk salt yorgan altý da deðil, türküler tersini söylese de…Hüsmen Aða’ya sormuþlar, hiç aþýk oldun mu diye, ‘tam oluyordum, jandarma bastý’ demiþ. Akýl ve kalpte yalnýzsanýz, ona sarýlsanýz ne?

Susuzluðunuz baþka þeylereyken içinizde coþkun nehirler çaðlayýp taþsa ne? Gene en güzel Yunus söylemez mi?’ Ýþitin ey yarenler/Kýymetli nesnedir aþk/ Deðmelere sunulmaz/ Hürmetli nesnedir aþk/ Daða düþer kül eyler/ Gönüllere yol eyler/ Sultanlarý kul eyler/ Cur’etli nesnedir aþk/Denizleri kaynatýr/Mevce gelir oynatýr/ Kayalarý söyletir/ kuvvetli nesnedir aþk.’

I LOVE YOU PAKÝZE

Aþk saygý, eþitlik, deðiþim ve olgunluðu þart koþar. Âþýk olmak savaþmak deðil ki, onunla yahut kendi canýnla…Meydan okumak da deðil. Uygarca kimi zaman çýlgýnca da olsa, anlaþmak, birbirini tanýmak demek. Göz kamaþtýran bir yolculuk. Bazen yollara düþer, kompresör üstünde, ‘seni sevmeyen ölsün’ yahut býçaðýn ucunda, ‘ya benimsin, ya kara topraðýn’... Bazan kamyon üstü þiir, ‘aþkýn noktasý için virgül kadar eðilme.’, kimi zaman taksiye çizilir, ‘Seveni yok Seyfullah’. Yahut ‘Love dedi gözlerim’. Su tankerinde ‘I Love you Pakize, bir de sen beni sevsen..Ýmza: Hüsam.’ Demek ki Pakize’nin ruhu duymuyor. Hüsam boþuna konuþuyor.

At arabasýna çiçekler içinde: 'Dünyada her canlý eþ arar/ Taþýn kalbi yok, onu da yosun sarar.’

Kendin olmaktan baþkasý olmaya geçmek, birazcýk da ölümün ilmini almak. ‘Sevdiklerimizden gelir en kutsal ecel/ Gerçek ölüm aþk, sanki nedir uysal ecel?’ (T.S.Halman, 4 gök, 4 gönül.)

Benzeþmek ya da onu kendine benzetmek deðil, her þeyi paylaþabilmek. Özel zamanlarda yaþanan bir þeyde deðil, âþýk olmak. Hayatýn içinde her an her yerde. Aþkýn ölçüsü olur mu?

Ölçüsüz ve onurluca sevmek belki. Aþk karþýndakine düyayý sunmak, sonsuzluðu… Ýçildikçe daha çok susanan ve asla susulamayan. ‘Aþký duyan bir kuyu, bin bir kuyudan türkü duyar’mýþ. Halman diyor, onun yalancýsýyým. Ýnsan kendini sevmeden baþkasýný sevebilir mi? Kendini tanýyýp dönüþtürenin mutlu olma þansý artar. Sahiden yaþamak, iyi aþklar yaþamaya baðlý. Özgür ve özverili, sahici olmaya baðlý.

Acaba kýzamýða benzer mi aþk? Yani bir kere olunur ya hani ateþ kýrka vurur, sonrakiler onu andýran hastalýktýr, ama, kýzamýk biriciktir, bi kere olursun…Kim bilir?

O devasýz derde düþme þansý olanlarýn yýldýzlara bürünüp, gökkuþaðýný sarýnýp dilde þarkýlar, gönülde gümgümlerle katýldýðý en büyük þlen bence, aþk, sonu nasýl gelirse gelsin…

Ko hekim þöyle dursun, burada üstad Hüsrev Hatemi gelsin,sevdan hekimi þair, o hem hekim, hem þair:

‘Ata vü lütf-u kerem sana kaldý Sultaným/ Muradýmýz ne ise hâkipâye söylendi.’

 

Ayþe KÝLÝMCÝ

18.08.2020

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.