YAPMA ÇİÇEK USTALARI…

15 Haziran 2019 21:12 / 2148 kez okundu!

 

 

Bu benim on dokuz yaşımda yazıp bitirdikten sonra Seka grevleri ve kağıt sıkıntısı yüzünden epey bekleyip yirmi bir yaşımda yayınlanan ilk hikaye kitabımın adı. Sonrakiler onu aşmış olsa da akılda kalan tek kitabım…Öyle ki, kimi üstadlar neden onunla kaldığımı, oysa bana umut bağlamış olduklarını bile yazabildi. Bende’niz de “efendim izlememiş olacaksınız, altmış küsur kitap bir o kadar da basılmayı bekleyen kitap ve en esaslı ödüller ikişer kere, buna aynı yerde kalmak, umudu boşa çıkarmak denebilirse, evet öyle…” yazmak zorunda kalmış, küstürmüştüm, küstürdüğüme de ayrıca üzülmüştüm…

 

****

 

YAPMA ÇİÇEK USTALARI…

 

Bu benim on dokuz yaşımda yazıp bitirdikten sonra Seka grevleri ve kağıt sıkıntısı yüzünden epey bekleyip yirmi bir yaşımda yayınlanan ilk hikaye kitabımın adı. Sonrakiler onu aşmış olsa da akılda kalan tek kitabım…Öyle ki, kimi üstadlar neden onunla kaldığımı, oysa bana umut bağlamış olduklarını bile yazabildi. Bende’niz de “efendim izlememiş olacaksınız, altmış küsur kitap, bir o kadar da basılmayı bekleyen kitap ve en esaslı ödüller ikişer kere, buna aynı yerde kalmak, umudu boşa çıkarmak denebilirse, evet öyle…” yazmak zorunda kalmış, küstürmüştüm, küstürdüğüme de ayrıca üzülmüştüm…

Ankara’da bir meslek lisesinin çiçek öğretmeni sınıftaki öğrenci sayısınca, sanıyorum otuzu biraz geçiyordu, kitap sipariş edip, sonra bunun çiçek tekniği öğretmeyip, kalbi teknikler ve hikayeler üstüne olduğunu görür görmez, tümünü geri yolladığı, hala gülümsetir beni, bari tek kitabı ayıraydınız ilaç için ve nasıl yapma çiçek ustası olunmayacağını öğrenmek için di mi?

Bunlar üstüne, anıları izleyerek düşündük, yazıştık, sevgili yapma çiçek ustası Aslı Togay’la geçen hafta.

Beni alsın mı bir tasa…

Şarkısız, inceliksiz, kitapsız hayatlarımızda gerçeğiyle yapmasıyla çiçeğe, kokusuna, anlamına neçe yer var diye?…

Yok, evet, peki ama niye yok?

Mayası katılmamış, ustasından el alınmamış, ondan yok…

Her şey “desinler” diye var, ömürlerimizde, o yüzden ha var ha yok…

Kulağına karanfil takan erkeklerin, koynuna yasemin katan kadınların dem’inden gelenlerin bugünkülere bunu anlatabilmesi çok zor…

Anlamaya niyetli ve teşne olan zaten yok…

Çiçekler de internet çağında, cilalı yalnızlıklar çağına ayak uydurdu onlar da…

Elden ele diiiil, evden eve çiçek servisinin ‘özür dilerim çiçekleri’ bölümü var, gül gül ölürsünüz…

Seni seviyorum mesajı, canım sevgilim, sevgi bahçesi, kızıl ruya, aşk sürprizi, cennet bahçesi, aşkın adı, biricik aşkıma, zarif sevgi, romantik kalp, mutluluk kutusu, sonsuz sevgi, hoş geldin ayıcık, zarif kuğu, aşkın mevsimi, birlikte yaşlanalım, aşkınızın baş harfi yazılı aranjman, yıldızlı düşler, gözde güzel, kütükte bahçe, hayat ışığım, beyaz gölge, büyülü aşk, biricik sevgilim, sonsuz aşkım, mutluluk evi, ruh eşim, iki kişiye aşkın baş harfi, bu kalp senin, aşkın bahçesi, aşk kelebeği, bir küçücük mutluluk, en güzel manzaram, Afrodit, mutluluğun tarifi, hayal adamız, aşk yuvamız, mutlu hayat, aşkın adı…

Liste uzayıp gidiyor, daha 55 sayfa var, girin siteye kendiniz okuyun.

Yeni zamanların çalma çırpma şarkılarının söz yazıları gibi, geçen gün duyduğuma inanamadım, ‘iki yanlış bir doğruyu götürür sevgilim’ diyordu. Unkapanı’nın çaycısı şarkı sözü yazsa bundan iyisini yazar.

Şıpın işi aşk çağında küslükler de mendil kuruyasıya…Ya bu servisten özür dilerim çiçeği aşkı birkaç gün daha uzatır, ya gitti gidiyor com…

Biz çocukken çiçekler bahçemizdeydi, ıtırlar, menevşeler de öyle.

Çiçekler noktalama işaretleri gibi ömrümüzün içindeydi, soru ve ünlem işareti virgül, nokta, noktalı virgül, üç nokta yan yana…

Çiçekler tencerenin içindeydi, çiçek dolmasıydı, billur kadehte şerbetti, mor menevşe şerbeti ezilirdi, gelincik, gül, nane likörü edilirdi. Turşuydu, baharattı, tatlıydı, reçeldi çiçekler… Yastık altındaydı, kulaktaydı, yüklükteydi…

Çiçek gönüllü insanlar çağıydı o zamanlar, çok da eski değildi.

Kal neyimiş, 55 sayfalık özür dilerim çiçekleriymiş…

Şaşkın, kökle bi demet papatyayla gelincik çiçeğini, çal bahçelerden öldüm yandım mealinde çiçek, bahçe sahibinden iste gönüllü versin, atla otobüse git elinle ver…

O zamanlar en güzel aşk mektupları kitapçıkları satılırdı seyyarlarda, ordan mektup kopyalamak bile bu yeni zaman aşk gösterilerinden asâletliymiş meğer…

En azından “al mektuplarını, ver mektuplarımı” faslındaydık, şimdi internet denen bataklıkta her şey âşikare, uysa da uymasa da, iş ki ayıbın mührü vurulsun, ne’deceğini o düşünsün…

Ben aslında ömrüme vurulan çiçeklerin hikayesini diyecektim, yer kalmadı, hem kısa yaz deyip duruyor herkes, o da başka yazıya kalsın.

Şu günler çiçek denende aklıma eski kasapların karkas (çengele asılı kuzu gövdesi) poposuna zerafet kattığını düşündükleri krepondan gül geliyor niyeyse?(Varıp sorsak, Sarıgül olacağıma karkas poposuna kağıt gül olaydım, der, malum kişi bile…)

Hele ana muhalefet dendiğinde, yaklaşan İstanbul yerel seçimleri düşünüldüğünde, kuzu poposundaki kağıt gül kadar romantik ve zor çekilir parti genel müdürü Şaşkınzâde, il başkanı Hainzâde, bunlara yardım yataklık eden şer ittifakının buçuk üyeleri ‘Olsa olmasa birzâde’ biraderler…

Köküne kömecine şeyeden Hacetzâdeler, plastikten mamul BasİTzâde …

Allahım…Neydi günahım?

Boşverin yapma çiçek ustalarını, ipekten gül koncalarını, özür dilerim çiçeklerini…

Ne varsa karkas poposundaki krepon kağıdından gülde var…

Olmadı canım, olduralım, çakır çukur yerleri dolduralım, şarkısının derin anlamında var.

‘Hurdacı geldi, eskici geldi’ci geçiyor ben bu yazıyı yazarken…

Karkas gülcüleri çok gördük biz, o kiyattan gül seçim (yahut darbe) sonu hayvanın mabad-ı şerifinden alınıp, mübarek ağız mıntıkasına koyulduğunda hangi makama geçilir, onu da Fetözedeler bilir bilmesine ya, bilmezden gelir…

Tırışkadan çiçekçi geldi haaaaanım…

 

Ayşe KİLİMCİ

15.06.2019

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.