YENİ YIL DESTANI

03 Ocak 2024 09:01 / 474 kez okundu!

 

 

Bu gelen yılda, 

Sevdiklerinin ve herkesin ne derdi olsun, ne tasası, ne de kalbağrısı… 

Kimsenin evine, kalbine kıran girmesin, kimse umutsuz ve biçare kalmasın. Ev sahibi oğlunu evlendireceği için evimden çıkın demesin. Oğlu olan şen, akıllı geline düşsün, kızı olan incelikli, çalışkan damada. 

 

****

 

YENİ YIL DESTANI 

 

Bu gelen yılda, 

Sevdiklerinin ve herkesin ne derdi olsun, ne tasası, ne de kalbağrısı… 

Kimsenin evine, kalbine kıran girmesin, kimse umutsuz ve biçare kalmasın. Ev sahibi oğlunu evlendireceği için evimden çıkın demesin. Oğlu olan şen, akıllı geline düşsün, kızı olan incelikli, çalışkan damada. 

Ülkeyi yönetenlere sevgi, merhamet, insaf, ana muhalefete akıl izan ve kanat, gayrısına zeka, memlekete barış gelsin. Gelecekse bir darbe, yalnız sol memenin altından gelsin. Akıl sağlığı beden sağlığı, komşularının da her türlü sağlığı yerinde olsun. Bir lokma ekmeğe, yarım gülüşe, bir tıpışa muhtaç olmasın kimse… Ev alamasa da komşu alsın. Hem ev alabilsin, hem iyi komşu. 

Ev sahibinin insaflısına düşsün. Esnafın iyisine, eltinin merhametlisine, kaynananın öylesi varsa eğer, sizi evladı bilenine, iyi insanlara çatsın. 

Geçtiği yollarda gülen kişiler kısmet olsun hepimize. 

Cebinde akrep olanlar yerine, verimkarlarla ülfet edelim. 

Kısmetimize amirin, eşin, evladın, arkadaşın merhametlisi düşsün. 

Hacizcinin de halden anlayanı. 

Aşk tangosunu kimse tek başına yapmasın, iki başına yapsın. O ikincinin eli dansta gözü oynaşta olmasın. Kalbi deli deli çarpsın, yanağının alı yüzünün mahçubiyeti eksilmesin, içinde şarkılar tükenmesin, kalbini çarptıranlar çok olsun. Kanına ekmek doğrayan, sırrını ele veren olmasın. 

“Anan koca mı gördü a kızım? Ali Veli, üç de ondan evveli. Recep, Şaban, Ramazan bi de rahmetli baban” diyenlerden olunsun. Ya da böylesine komşu, abdal ahbab yerine, akıllı düşman olsun. 

Hevesi, gücü, azaları eksilmesin kimsenin. 

Yüzü parıldasın, dili şakısın, ömrüne ömür eklensin, hevesine heves… Cümle organları ilk günkü gibi olsun. Yani boyu ufalıp beli bükülmesin, dizleri tutsun, ayakkabıyı buzdolabına, şekeri sobanın içine koymasın.

Diyemedikleri midesinde gül olup açılmasın, onun yerine yüzünde güller açılsın. Çaresiz dertlere uğramasın. Sözcükleri yitireceği nüzül, evine yurduna uğramasın. Ayakları yere bassın, yüzü yamulmasın, kemiği erimesin, hacetini neresiyle yapması gerekiyorsa orasıyla yapsın. Organlarının hiçbiri tedavülden kalkmasın. Allah falcıya, tılsımcıya, merhametsize, dili insafsıza, kalbi mühürlüye çattırmasın. İlk bahtım, altın tahtım’cılardan eylesin kader, hepimizi, bahtından güldürsün. Diyemedikleri duyulsun, mahçubiyeti gizlensin, kusurları sır sıtır edilsin. İyi işleri bilinsin, fark edeni, merhamet eyleyeni çok olsun, emekleri sağdıç emeği olmasın. Ömründe yalan olacaksa, o da kasafancıdan olsun, cümle yalanları bal eyleyenden… 

Bas bas paraları Leylaya yapamayan Mecnunlar yerine profesyonel ordu kurulsun, kuruldu nitekim, oğlanlar da kurtuldu, anaları da. Ben de bana da diyebilsin, sesi soluğu çıkmayanlar, imi timi okunmayanlara da gün doğsun. Kimsenin kalbine hicran lekesi düşmesin. Kalbimizden gümbürtü eksilmesin. Kalbinde döğülen davulun sesi, tokmağı tutan tarafından işitilsin. Sevdikleri toptan eksilmesin kimsenin, hastalıkla, maden göçüğüyle, depremle, kaza kurşunu, trafik belası, düğün magandası, deli komşu eliyle gelen ecel almadan gitmem diyorsa teker teker alsın. 

Tıpışlayanı eksilmesin, sokulacak hısımı, kanadı altına gireceği kişisi hep olsun, ocağı sönmesin, güvendiği dağlara kar yağmasın, devasız dertlere uğramasın, kredi kartı borcuyla feleği şaşmasın. Banka eline düşmesin, düzde de sarpta da işleri kördüğüm olmasın. Bankadan kredi alanlara her borç için ayrı ayrı hayat sigortası yapılmasın. Vatandaşın tek bir kere öleceği unutulmasın. 

Geçim gailesiyle her gün ölmek bu memlekette yaşarken dokuzdoğurmak yürürlükten kalksın. Kimse kapıları gözlemesin, bir çıt’a bir nefese hasret kalmasın, gözünün içine bakanı çok olsun, elifi mertek sananı olmasın. Çaldığı kapılar açılsın, açılmayacak kapı eşiğine varmasın. Olmayanı verenlerle derdini dökeceği, derdi baş kakıncı etmeyenleri çok olsun. Eline bakanı da eksik olmasın, gökten kapıp yerde yedireni de… İnsanın hasına düşülsün yeni yılda üveyle değil, seveni/ seveceği hep olsun. Derdini döküp döşeyeceği kişisi eksik olmasın. İnsansız, hatırsız, fotoğrafsız, dermansız, şarkısız, hafızasız, anısız kalmasın kimse. Gurbette eyleşmesin, yurdunda yaşasın, şarkısıyla, kokularıyla, kültürüyle, anadiliyle. Devreden sayısal çıksın, milli piyangoda hiç değilse teselli ikramiyesi veya amorti çıksın. Oynadığı kolonlarda tek rakam tutsun bari. Tekrar tekrar sevsin, hiç terk edilmesin, “sevmekten usanmayacağının yeri ayrı olsun, portakalı değil, onu soysun, başucuna koysun, ama, yalan uydurmasın. 

Herşeyine, her haline o tanık olsun, güldürsün, ağlatsın, bütün şarkılar onu anlatsın” kısmetine sevmekten usanmayanı yazsın, kader katipleri. 

Onu soysun, döşeğin içine koysun, döşekte de sahici olsun, sevdada da, vefada da. Salı’dan Cuma’ya kadar değil, kader boyu olsun, haz da, aşk da, vefa da sanal değil, sahici olsun. Olacaksa heybetlisi, heyheylisi, verimkarı olsun kısmeti (erkeğe, şefkatlisi, eli hünerlisi, dili ballısı, vefalısı, tıpış edeni, doğurup dokuyan, donatanı olsun, esirgeyeni… Kadına er’in dağ gibisi, çalışkanı, inceliklisi, şefkatlisi, yardımseveri, vicdanlısı, dili güllüsü, türkü çığırıp, iki oyun dönüvereni, gölgesi ağır olan, gökten kapıp ekmeği, yerde yediren, geçtiği yollar gülen… Yeni yılda ve gelecek yıllarda daha çok erkek çocuk doğsun, kadının iki misli olsun ki erkekler, kadın karaborsaya düşsün. Bir kızı bin kişi isteyip biri zor alsın. Daha da iyisi kadınlar alsın, dullara, yalnızlara, geçginlere gün doğsun. İşyeri ve mecliste kadın yüzdesi artsın. Çocuğu üçleyenlere madalya takılsın. Doğurması selli yağmur, yanındaki gürlü güvenli, merhametli, söylemediğini duyan, elinin hüneriyle geçim eden, çalışkan, şarkı söyleyen, sözünü esirgemeyen, acı söz etmeyen, haksızlığı sineye çekmeyen, ihanette ise koca Veysel gibi olsun… 

Sevdiği işi yaparak bahtı güzelleşenlerden olsun. Kimsenin emeği sağdıç emeği olmasın. “Baktığı her köşede toprakta gökte umudetmek ibadettir, hayal kurması mecburidir, yazdığını fark edip okusun herkes’. Bu sözü hep diyen, yüz yaş kapısına kadar yaşayıp secdede can veren ananeme rahmet okuyan çok olsun. Vefada, emekte ve sevgide usta olsun, hiç değilse kalfa olsun. İnsana yaraşmaz işlere acemi kalsın, çıraklıktan öteye gitmesin. Yaslanacağımız hiç değilse bir kişi olsun. Derde derman olmasa da iyi dinleyenlerimiz olsun. Adı iyilerle anılsın. Ardından özleyeni, ah edeni olsun. Yokluğu hissedilsin. Günde gelip külle buyur edilen değil, binde gelip gül serilenlerden olsun. Mutlu olsun, mutlu etsin, sözü acı, bakışı kem olmasın. Kıskanmasın, imrensin. Acı söylemesin, ima etsin. İçinde kelebekler uçuşsun. Dut yaprağını atlas edenlerden olsun. Şımartanı eksik olmasın. Ayıpları silinsin, ille olacak ise, ayıbı el kınamaz ayıbı olsun. İyi işi bilinsin, gülen yüzü görülsün, elinden, gönlünden paylaşmak, dilinden tatlı söz eksilmesin. Bir köşebaşında ansızın bir sevda ile yüzyüze gelsin. Bitti sandığında yeniden başlasın, mutluluğu kurduğu hayalleri sahi olsun. Çaresiz kalınca yakasına söylesin, ellere demesin. Sözün de ahbabın da ruyanın da acının da güzeli kısmet olsun. Tanrı ona büyük bir şaka yapsın, birlikte gülsünler. Noel baba Dede Korkut kolkola olsun. İlkine savaş açanı DedemKorkut maffetsin. Çamınız donatılmış, kadehiniz Kevser dolu olsun. Nazdrave! 

Cümleten her dilde duyulanlardan olun. Nüfus yaşlansa da gönül yaşlanmasın, sevdikleriniz kendini de başkasını da hakettiği kadar sevsin ama başkaları onu sonsuzca sevsin. Veren eline veren, seven gönlünü karşılıksız bırakmayanları çok olsun. Hayalini kendinden saklamasın, bir çizgi filmde olduğunu, her şeyin mümkün olduğunu unutmasın. Yani kendini kendinden sakınıp saklamasın. 

Hayalleri girsin otursun diye akıl ve kalp gözünü hep açık tutsun. Kendi kendini budayıp indirmesin. Mutluluğu aramaktan vazgeçmesin, hayatı sobelesin, ömrü çizgi film gibi olsun, yıkıldığında kalksın, kalbi kırılınca yapışsın, karşısındakinin akıl ve gönlünden geçeni okusun. Üstünden tank da geçse aşk da geçse, hicran da geçse ona bişeycik olmasın, olan tanka, topa, yalan aşığa ve hicrana olsun. Takvim yaşı brüt, gönül yaşı net ne kadarsa o olsu. Kırkın kapısı kalabalık kalsın, kırk eşiğinde kırk yıl eğleşilsin, 80’ine kadar aynı gönül hoşluğu ve hasarsız bedenle, yüzle, bereketiyle beklensin, ondan sonra ne olacaksa olsun… 

Hayat dipten doruğa ruya, ölüm gerçek olsun. O da uykuya dalarcasına, kimselere eziyet etmeden olsun. 

Bu dilekçe, Yarabbimin katında acil kaydıyla işleme konulur da,  hele bir de aynı hızla cevaplanacak olursa, yamalıklı böğrüm neler ister gönlüm, her şey bir yana, Filistin bir yana olsun, oradaki soykırım bitsin, bebeler, kadınlar ölmesin, bir halkı tüketen, kadınlar ve çocuklarla harbeden, o halkın toprağını vatanını çalan soysuzların soyu kurusun.  

Yılınız da umutlarınız da yeni olurken, siz de hep yeni olun. Tek başına dağ olmayın, “tek başına dağ olabilmez, dağ gerek dağ arkalansın”, dağınız çok olsun ki, arkalanın, yaslanın, umup umsuruk olmayın. Umutlarınız gerçek olsun. Bu yeni yılda ve her yılda…

 

Ayşe KİLİMCİ

01.01.2024

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.