Barış için yeni algı, ortak dil
25 Şubat 2013 02:37
Gazeteciler, toplumsal uzlaşı yolunda kullanılması gereken dili Diyarbakır’da tartıştı. Toplantıdan çıkan sonuç ise; barış için yeni bir algı ve dile ihtiyaç var
Bahar Kılıçgedik
Diyarbakır’da, ulusal ve yerel basından 40’a yakın gazeteci “Toplumsal Uzlaşı ve Medya” başlıklı toplantıda buluştu.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın düzenlediği “Toplumsal Uzlaşı ve Medya” konulu toplantıda gazeteciler; kendilerini eleştirdi, önerilerde bulundu. Habur ve Uludere gibi konularda basının kullandığı dil eleştirilirken, barış sürecinde ortak dilin bulunması gerektiğine vurgu yapıldı.
Gazetecilere Kürtçe selam
Toplantıya katılan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, gazetecileri Kürtçe selamladı. Baydemir, “Kentimize, kentinize hoşgeldiniz” diyerek, “Ne olur bu toplantıları sıklaştıralım, konuşulacak, paylaşılacak o kadar çok şey var ki, o kadar birikmiş konuşmalar var ki” ifadelerini kullandı.
İlk oturumun başkanlığını Şahin Alpay yaparken “Medya ve Ortak Gelecek” başlıklı ikinci oturumun başkanlığını Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Oral Çalışlar yaptı. Çalışlar, BDP’li milletvekillerinin İmralı Adası’na gittiği gün Diyarbakır’da toplanmanın; bölgedeki sorunları anlamak, süreci anlayabilmek için taşıdığı öneme dikkat çekti. Toplumsal algının yanlış yansıtılmasına gazetecilerin aracı olduğunu söyleyen Çalışlar, “Bu anlamda Diyarbakır’da toplantı yapmak önemli. Burayı anlamak adına esnafla, halkla sohbet etmek önem arz ediyor. Bu halkın ruhunu anlamakta zorluk çekiyoruz. Kendi algılarımızla Kürt gerçeğini, siyaseti ve haber oluşturmaya çalışıyoruz. Batı’yı aydınlatmaya çalışıyoruz aslında aydınlatmıyoruz, yanıltıyoruz. Buraya gelmeden önce Diyarbakır’da barış süreci ile ilgili olarak havanın iyimser olduğunu düşünüyordum. Bölgeyi tanıyan biri olarak ben bile yanıldığımız söyleyebilirim. Barış süreci boyunca barış dilini yansıtmak için buraları gezmeye, insanlarla konuşmaya ihtiyacımız var. Yeni bir algı ve dile ihtiyacımız var. Daha önceki dilimiz iki farklı dildi. Yeni ortak dilin yaratılmasında bu toplantının güç vermesi olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.
Habur olayının Türkiye’de savaş ve barış diline örnek olduğunu belirten Yazar Vahap Coşkun da, elindeki bombanın patlaması sonucu öldüğü açıklanan ancak zırhlı araç tarafından ezildiği anlaşılan Şahin Öner konusunda yapılan haberlere dikkat çekerek, yanlış haberlerin yarattığı algıyı kırmanın zorluğunu dile getirdi.
Anayasa’yla logo da değişir
Hürriyet gazetesinden Zeynep Gürcanlı ise toplantıda, Hürriyet gazetesinin “Türkiye Türklerindir” logosunun eleştirilmesine “Anayasa’da Türk diye geçiyor. Meclis’te çalışmalar var. Doğru ya da yanlış ama böyle bir olgu var. Doğrusu çok eski bir gazete olan gazetemizin Anayasa değişikliği ile logosunun da değişeceğine eminim” dedi.
Sayın Öcalan tartışması
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Cemal Uşşak da, Abdullah Öcalan için “Sayın” sıfatının kullanılmasına yönelik eleştirilere atıfta bulunarak, “Bu kanlı, kirli savaşı durdurmak için muhtaçsanız, o kişi hakkında hakaret dilini kullanamazsınız” diye konuştu.
Taraf