Baro sorgusuna tepki: 'Danıştay at, darbeci baro tut, Genç Siviller kalede'

22 Şubat 2010 13:45  

 

Baro sorgusuna tepki: 'Danıştay at, darbeci baro tut, Genç Siviller kalede'

Genç Siviller’in avukatı Mücteba Kılıç, İstanbul Barosu'nun başvurusu üzerine üniversitelere girişlerde eşitsizlik yaratan katsayıyı kaldıran YÖK uygulamasının 'yürütmesini durdurma' kararından ötürü, Danıştay Başkanı Mustafa Birden başta olmak üzere tüm daire başkanlarına Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı hareket edildiğini ve “Yüce Divan” yargılaması için girişimde bulunulacaklarını ifade eden bir "ihtarname" gönderdi. Bunun üzerine, Danıştay, dilekçeyi yazan Genç Siviller’in avukatı Mücteba Kılıç’ı İstanbul Barosu'na şikayet etti.

İstanbul Barosu hemen harekete geçerek, Genç Siviller’in avukatı Mücteba Kılıç’ın savunmasını istedi. Av. Mücteba Kılıç, 22 Şubat 2010 Pazartesi günü, Saat: 11.00’de İstanbul Barosu’na giderek savunma verecek. Öte yandan, edinilen bilgilere göre, İstanbul Barosu, Genelkurmay'ın şikayeti üzerine, Yargıtay aşamasındaki bir davası nedeniyle Avukat Eren Keskin'e "uyarı cezası" verdi. İstanbul Barosu'nun bugünkü yönetimine paralel bir siyasi anlayışa sahip Kazım Kolcuoğlu başkanlığındaki geçmiş dönem yönetim kurulu da 2002 yılında hak savunucusu Avukat Eren Keskin'i, bir yıl süreyle Baro'dan uzaklaştırmış ve mesleğini icra edemez duruma sokmuştu... Mücteba Kılıç'ın İstanbul Barosu'nca ifadeye çağrılması üzerine bir açıklama yapan Genç Siviller uygulamayı kınayarak, Pazartesi günü, Saat:11.00'de, tüm duyarlı yurttaşlarla birlikte İstanbul Barosu önünde olacaklarını belirtti. Danıştay at! Darbeci Baro tut! Genç Siviller kalede!.." başlıklı bir bildiri yayınlayarak; "Bizler, avukatımız Mücteba Kılıç’a destek olmak için İstanbul Barosu önünde baraj kuruyoruz! Bu golü attırmayacağız!" dedi. Av. Mücteba Kılıç ise; "hakimleri uyarmak, avukatların görevidir" şeklinde konuştu. Genç Siviller'in açıklaması şöyle:

"Genç Siviller’in avukatı Mücteba Kılıç, İstanbul Barosu'nun başvurusu üzerine üniversitelere girişlerde eşitsizlik yaratan katsayıyı kaldıran YÖK'ün yürütmesini durdurma kararından ötürü, Danıştay Başkanı Mustafa Birden başta olmak üzere tüm daire başkanlarına ihtar çekti. Dairenin anayasanın eşitlik ilkesine aykırı hareket ettiği belirtilen ve “Yüce Divan” yargılaması için girişimde bulunulacağı ifade edilen dilekçe ile ilgili olarak Danıştay, dilekçeyi yazan Genç Siviller’in avukatı Mücteba Kılıç’ı İstanbul Barosu'na şikayet etti.

İstanbul Barosu hemen harekete geçerek, Genç Siviller’in avukatı Mücteba Kılıç’ın savunmasını istedi. Av. Mücteba Kılıç, bugün saat 11.00’de İstanbul Barosu’na giderek savunma verecek.

Danıştay şikayetinde, “Gönderilen ihtarname başlıklı yazıda; yargılama sürecini etkilemeye, hatta Danıştay meslek mensuplarını uyarmaya yönelik ifadelere yer verildiği görülmekte olup, sözü edilen yazının 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nda düzenlenmiş bulunan avukatlık hizmeti ve vekalet sözleşmesinin kapsamı ve sınırları içerisinde değerlendirilmesi mümkün değildir” dedi, yani açık açık meslekten menle korkuttu.

"GENELKURMAY'IN MÜDAHALESİNDEN DEĞİL, GENÇ SİVİLLER'İN İHTARNAMESİNDEN RAHATSIZ OLDULAR..."

Oysa biz biliyoruz ki, Genelkurmay 2. İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Daire Başkanlığı’nın 21.08.2009 tarihli yazısıyla Genelkurmay istihbarat Başkanlığı’na sonuç ve değerlendirme raporu hazırlanmıştı. Hiç de taraf olmadığı halde Genelkurmay davayı takibe almıştı. Ama Genelkurmay’ın müdahalesinden Danıştay tabi hiç de rahatsız olmadı, Genç Siviller’in ihtarnamesinden rahatsız oldu!

Hukuk sistemini lunaparka çevirenler yine oyunlarına başladı. Danıştay attı, Darbeci Baro da tuttu. Kalede ise Genç Siviller var!

Bizler de avukatımız Mücteba Kılıç’a destek olmak için İstanbul Barosu önünde baraj kuruyoruz! Bu golü attırmayacağız!..."


MÜCTEBA KILIÇ: "HAKİMLERİ UYARMAK AVUKATLIĞIN GEREĞİDİR"

İstanbul Barosu'nca ifade vermeye çağrılan Av. Mücteba Kılıç ise; şunları söyledi:

"Hakimlerin mesuliyetini düzenleyen HUMK. 573 ve devamı maddelerine göre hakime ihtar göndermek yasal bir haktır. Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı vermesiyle müvekkilim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir gerçek kişi olduğundan doğrudan etkilenmiştir. Yürütmenin durdurulması kararına YÖK itirazda bulunduğundan Danıştay Başkanı ve İdari dava dairelerinin de içinde bulunduğu bir kurul inceleme yapacaktır. Böyle bir durumda müvekkil adına kararı verecek hakimlere evrensel hukuk ilkelerine uymalarını ve Anayasa’nın 10. Maddesindeki eşitlik ilkesini hatırlatmak yargılamayı etkilemek midir? Yoksa hakkın aranmasına aracılık etmek midir? Elbette hiçbir hakim hiçbir avukatın üstü değildir. Mustafa Birden ‘hatta’ diyerek yargılamayı etkilemekten de ağır bir suç vehmettiği Danıştay meslek mensuplarını uyarmamı HUMK 573 vd. maddelerinin dışında hangi kanunla izah edebilir? Avukat, yargının üçlü sac ayağından biridir. Hakim, savcı ve avukattan oluşan bu üçlünün birbirinden üstünlüğü yoktur. Aksi durumu saltanatlarda görürüz. Totaliter rejimlerin hiyerarşik bir üst atfettiği ‘kadılık’ Türkiye Cumhuriyeti’nde geçerli değildir.

"GENELKURMAY MÜDAHİL OLMUŞTUR"

Genelkurmay 2. İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Daire Başkanlığı’nın 21.08.2009 tarih, 2000-1105-09/2’nci ADŞ. Konulu yazısıyla Genel Kurmay istihbarat Başkanlığı’na sonuç ve değerlendirme raporu hazırlanmıştır. Söz konusu yazıya göre taraf olmadığı halde Genelkurmay davayı takibe almıştır. 28 şubat sürecinde Genelkurmay'ın yüksek hakimleri brife ettiği günler unutulmamıştır. Söz konusu yazışmaya konu raporun Danıştay başkanından sorulması gerekmektedir. Kendileri yargılama aşamasında Genelkurmay’la herhangi bir yazışmada bulunmuş veya diyalog kurmuşlar mıdır? Hukukla izah edilemeyecek böyle bir yazının söz konusu kararın alınması aşamasında hiçbir etki yapmadığının akıllarda kuşkuya yer bırakmayacak şekilde izah edilmesi gerekmektedir. Aksi taktirde askeri darbe dönemlerdeki yüksek yargıçların insan hakkı ihlallerinde sessiz kaldıkları unutulmamıştır..."


Sesonline.net

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0