Başbakan’a Mektup - Genç Siviller

09 Haziran 2013 15:59  

 

Başbakan’a Mektup - Genç Siviller

Sayın Başbakan,

Sizinle beraber bu yollarda yürümemiş olsak da, zaman zaman yağmurda beraber ıslandığımız olmuştur.

Sizi siyasetin dehlizlerine itmek isteyen Cumhuriyet mitinglerine, E-muhtıraya, Ergenekon’a, parti kapatma davasına karşı eylemlerimizden, 12 Eylül Referandumunda yürüttüğümüz kampanyalardan bizi tanırsınız.


Sayın Başbakan,

Herhangi bir ülkede Belediye Fen İşleri Müdür Yardımcısının sorumlu olacağı bir yol genişletme olayının iç savaş provasına çevrilmesinde şüphesiz hepimiz için alınacak ibretler ve dersler vardır.

Türkiye son 10 yılıda önemli dönüşümlere sahne oldu.

100 yıllık asker vesayeti ve ceberrut devlet yapısı çöktü. Türkiye 30 yıllık savaşı bitirmenin ve ilk kez sivil bir anayasa yapmanın arefesine geldi.

AK Parti bu sürecin taşıyıcısı oldu. Siz de etkileyici bir liderlik yaptınız. Bu nedenle de son 10 yıldır her türlü gerilimden zaferle çıktınız. 10 yılda 3 genel seçim, 2 yerel seçim ve 2 referandum kazandınız. Neredeyse tüm toplumsal tartışmalardan galip ayrıldınız. 10 yılda değil 15 milyon genç. Seçmenlerin yarısından kemikleşmiş bir oy tabanı yarattınız.

Bugün artık 10 yıl önceki eski Türkiye yok, yeni bir Türkiye var.

Ancak eski alışkanlıklar, yerleşik hissiyatlar kolay kolay güncellenemiyor.

Sonuç olarak geldiğimiz noktada yeni Türkiye’nin önünü açtınız ama korkarız ki eski Türkiye’nin his dünyasından tam olarak çıkamadınız.

Yeni Türkiye derken bir devletten değil bir toplumdan bahsediyoruz. Artık bebeklerin bile kundaklanıp aylarca hazırolda tutulmadığı, özgür doğduğu bir toplumdan.

Taksim’e ilk çıkanlar ve bugün orada eğlenenler bu yeni Türkiye’de gözlerini açan gençler. Başbakan olarak sadece sizi tanıdılar. Bu nedenle;

Gençlik politikalarınız için sizi defalarca yasaklayan, hapse atan ucube bir anayasanın 58. Maddesini referans göstermenize,

Neyi ne zaman yapmaları gerektiğini dikte etmenize,

Yerel yönetimler reformu yapmak için statükoyla mücadele ettiğiniz bir dönemde, bir parkı dönüştürürken o parkı en çok kullananlara danışmamanıza itiraz ediyorlar.

Bu toplum; başöğretmenlerden, babalardan, bizi bizden fazla düşünenlerden çok çekti, çok canı yandı.

Başöğretmenimiz, babamız, hocamız değil sadece başbakanımız olun.

Bugün Ortadoğu’dan Afrika’ya, oradan Orta Asya’ya onlarca ülkeye ilham veren bir demokrasimiz var. Asırların ezikliğinin yerini alan bir özgüvenimiz var.

Bizi izleyenleri üzmeyelim.

Bu arada; Gezi Parkı İstanbul’un en manalı yeri değildi, oraya belki bir şey yapmak lazımdı. Ancak artık Gezi’nin bir hikayesi var. Bu hikayeyi bozacak bir şey yapmayalım.

En içten saygılarımızla


Genç Siviller * Nahda Network * Democrasia

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0