Bayram yan gelip yatma yeri değildir - Ramazan Rasim
17 Ağustos 2012 12:25
Bir aydır evlerinize, kahvehanelerinize, servis araçlarınıza, vapurlarınıza iPhone’larınıza, mail kutularınıza, Düzce Yerel Haberinize konuk oldum. Haddim olmadan çok şey söyledim. Sürçülisanlar için önce Allah’tan sonra da sizlerden af dilerim. Baldan tatlı öfkesine kıyamadığı için “Affetmek Allah’a mahsustur” lafını bir tarafından uydurmuş adını bilemediğimiz o ziyanda kişiye siz kulak asmayın. Bizler de birbirimizi affedebiliriz. Affetmeliyiz de. Siz de affedin, zaman zaman takıldığım televizyonlarda bin bir zahmet Ramazan programı yapan hocalar da affetsin. Haklarını helal etsinler.
Ramazan boyu epey bir sevap biriktirdik. Ancak kuşkusuz ki önümüzdeki on bir ayı bu birikimle çıkartamayız. Sakın ola ki hazır sevaba güvenip har vurup harman savurmayın. Hazıra dağ dayanmaz demiş büyüklerimiz.
Yarından sonrası Bayram. Sadece oruç tutanların bayramı değil. Bayram biraz Facebook’a benzer. Sadece oruç tutanlar değil, oruç tutanların arkadaşları hatta oruç tutanların arkadaşlarının arkadaşları da bayram paylaşımlarından nasibini alır.
Zaten sadece oruç tutanların bayramı olsaydı, bu bir yetişkin bayramı olurdu. En başta, çocuklar kös kös oturmak zorunda kalırdı. Hâlbuki bayramlar en çok da çocuklara gelir.
Daha önce de söyledim şimdi de tekrarlıyorum. Şimdiki çocukları kendi çocukluğunuzla karıştırmayın. Bakkaldan alınan gazete kâğıdına sarılmış 100 gram yaz helvasının mide festivaline dönüştüğü günler çok gerilerde kaldı. Hocadan fetvalı, caiz şampanya aromalı Godiva dahi olsa hiç bir çocuğu çikolatayla, şekerle kandıramazsınız.
Maddi durumunuza göre beş, on, yirmi ya da ellilik banknot hazırlığınızı yapın. Paraların yeni ya da eski olması zamane çocuklarının dert ettiği bir şey değildir. Dolmuşlarda elden ele geçmekten lime lime dökülen bir yirmi lirayı; matbaadan yeni çıkmış, dumanı üstüne beş liraya havada karada tercih ederler. Tedavülde olan bir para olsun yeter. Kredi kartı da geçerli sözlerini abartılı buluyorum ama bahşiş yerine kredi kartınız ile Appstore’dan uygulama indirme taleplerine hazır olun. Bu arada kontör kabul edenlerin olduğunu da biliyorum.
Sarılıp kucaklaşmak varken kolunu sopa gibi düzleştirip bileğini kırarak insanın gözünün içine sokan ihtiyarlardan çok çektim, başkaları çekmesin. El öptürmek, “berdel”den sonra bu coğrafyanın en korkunç töresidir. Eli öpülecek tek bir insan türü var. O da 0 - 2 yaş bebekler. Bebeklerin yanaklarındansa ellerinden, ayaklarından öpülmesi daha uygundur. Hatta ayaklar hafifçe ısırılabilir.
Bayram yan gelip yatma yeri değildir. Bu, tatil değil bayram. Tamam okullar kapansın, işe gitmeyelim. Doktor olarak hâkim olarak, işçi olarak, benzin pompacısı olarak çalışmayalım ama evlat, kuzen, amca, yenge, yeğen, dede, baba, anne olarak tam mesai yapalım. Ziyarete gidelim, arayalım, tweet atalım hiç değilse Facebook’tan dürtelim. 11 ay kendimiz için, patronumuz için, devlet için çalıştık bu tatil günü de insanlık için çalışalım. İki küsü bulup barıştırın, Bayram namazına gelecek iki kadına camide centilmenlik yapın, en sahtekâr dilenciye iki kuruş verin, hiç aramadığınız beş akrabanızı, dört arkadaşınızı arayıp fark yaratın. Ha bu arada koskoca Bayram’ı da böyle geçirmeyin, bulduğunuz ilk denize girip, Ramazan farkını kulaçlarınızla kapatın. (Tabii hanım kardeşlerimiz “utanç duvarlarını”, “önyargı kalelerini” aşıp üç tarafı denizlerle çevrili ülkede girecek bir tesettür plajı bulabilirlerse.) Ve lütfen Bayram ziyaretlerinizde siyasetten bahsetmeyin.
Cumadan cumaya görüşmek üzere hepinize iyi bayramlar. (Bu güzel sayfayı hazırlayan Hidayet Şevkatli Tuksal Hanımefendi’ye de şükranlarımı sunarım. Taraf yine yaptı yapacağını. İlahi Taraf!..)
ramazanrasimtaraf@gmail.com
Taraf
Son Güncelleme Tarihi: 18 Ağustos 2012 15:50