birol
|
Eski İzmir'in tarihini ve kültürünü araştıranlarca ilk ele alınan Frigya Kralı olduğu iddia edilen Tantalos ile ismi etrafındaki söylencelerdir.
M.Ö. 600 yıllarında yaşadığı ileri sürülen Tantalos mitolojiye göre Baştanrı Zeus ile bir insan dilber Plutonun çocuğu idi.
Söylencelere göre İzmirli olan Kral Tantalos, Symnrna'dan Magnesia' ya (Manisa) doğru uzanan Spilios dağında Frigya halkı ile birlikte yaşar ve Batı Anadolu' ya yayılmış devletini yönetirdi.
Baştan başa bağlık-bahçelik olan Spilos dağı aynı zamanda zengin madenlerin bulunduğu efsanevi bir yerdi. Tantalosun daha sonra Yunanistan' a giderek Paleppones Yarımadasına ismini verecek ve Olimpiyat oyunlarını kuracak olan "Pelops" isimli bir oğlu ile Manisa'da ağlayan kaya haline gelecek olan "Niobe" isimli iki çocuğu vardı.
Ve, Tanrıların sofrasına oturabilen tek insan idi TANTALOS.
Tantalos ne yazık ki Olimpos Tanrılarının hışmına uğradı. Anadolu Tanrıçası Kibele'ye inandığı için Hellen Tanrılarını küçük gören ve onların kudretlerini sınamaya kalkan Tantalosa verilen ceza, dünyanın her köşesinde TANTALOS İŞKENCESİ olarak anıldı.
ZEUS onu yer altı ülkesinde ebedi açlık ve susuzluğa mahkum etti.
Mitolojiye göre TANTALOS Spilos Dağının bir yarığından atılarak Hadese gönderildi.
Bu yarık daha sonra göl haline gelerek "TANTALOS GÖLÜ" diye isimlendirildi.
Yamanlar dağındaki KARAGÖL bu göldür.
Hellen efsaneleri ilk çağlardan bu yana kadar Tantalosun kötülüğünü yaymıştır. Onun tanrılara ait kutsal şarabı çaldığını, tanrısal sırları insanlara ilettiğini ve en kötüsü oğlu Pelopsu kesip şölen düzenlediğini söylemişlerdir.
Anadolulu Homeros ise, "Odysseia" isimli destanında hemşehrisi Tantalos'un çektiği acıları çarpıcı bir üslupla anlatmıştır.
Yamanlar Dağında Bayraklı'ya uzanan yamaçlarından birinde Frigya Kralı Tantalosun mezarı bulunduğu bir çok Batılı yazar tarafından ele alınmıştır.
İki yüzyıl önce bu mezar Eski İzmir'den kalan en önemli kalıntılardan Akropolisin güneyinde Akropolis ile ova arasındaki yamaçtaydı.
Tantalos mezarı diye ünlenen kalıntı üzerine ilk çalışmayı 1835' te Charles Texier yapmıştı.
Texier'in mezarı incelerken bilerek veya bilmeyerek büyük bir tahribat yaptığı bilinmektedir.
Daha sonra Alman Arkeolog Procesh Von Osten, bölgeyi incelemiş ve mezar ile Eski İzmir'in ilintilerini inceleyen kroki ve haritalar çizmiştir.
1930' da Prof. Helene Miltner ve Prof. Yohannes Böhlau, Lelej, Amazon, Frig ve Hitit dönemi İzmir'i araştırırken Tantalos Mezarına özel ilgi göstermişlerdir.
Bu iki bilim adamının tüm çalışmaları İzmir Valisi ile Asarıatika Muhipleri Cemiyeti Başkanı Kazım Dirik tarafından büyük bir özveri ile desteklenmiştir.
Bu çalışmalar 1934 yılında Eski İzmir ismiyle yayınlanmıştır. Prof. Dr. Ekrem AKURGAL'da yıllarca süren çalışmalarında Tantalos Mezarına değin bir çok yayın hazırlamış ve mezarın kaybolmaması için ısrarla yetkili kişi ve kurumları özellikle devleti uyarmıştır.
İlgili bilim adamları mezar ile ilgili olarak aşağıdaki değerlendirmeyi yapmışlardır.
"Mezar anıt biçimindeydi ve kayalık bir zemine oturuyordu. Silindir şeklinde harçsız örülmüş taş gövdesi 29 metre uzunluğundaydı ve üstünde koni şeklinde bir taş külah vardı. Külahın tepe noktasında, diğer yaşdaş Anadolu anıtmezarlarında görülen Phalles dikiti bulunmakta idi.
Yine 29 metre uzunluğundaki çember şeklindeki gövde iç içe iki duvarla örülmüş ve iç radyal duvarlar çöktüğü için mezarın dış görünümü dev taşların bir yığıntısı şeklindeydi."
Günümüzde bir yıkıntı halinde bir gecekondunun temelleri altında kalan Tantalos mezarının iri taşları yağmalanmıştır.
|