|
hurkus
|
Meral Tamer - Milliyet.jpg)
Kocaoğlu için hem çekirdekten yetişme, hem de çiçeği burnunda siyasetçi diyebiliriz.
CHP’nin 29 Mart’ta İzmir’in 30 ilçesinden 28’ini silip süpürmesinde başrolü, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu oynadı. İzmir’in efsane Başkanı Ahmet Priştina, 2004’te oyların yüzde 47’sini almıştı. Aziz Başkan sessiz-sedasız, afrasız-tafrasız arı gibi çalışarak CHP’nin oylarını yüzde 55’e yükseltti. Oylardaki 8 puanlık artışı yüzdeye vurduğunuzda, yüzde 15’lik oy artışı demektir. (Hesabı kıt olanlar için yüzdeyi bulmak için 55’ten 47’yi çıkartınca kalan 8’i 55’e böleceksiniz).
Seçim kampanyası süresince CHP’nin İstanbul ve Ankara başkan adayları Kemal Kılıçdaroğlu ve Murat Karayalçın, gerek görsel, gerekse yazılı basında geniş yer alırken Kocaoğlu, gazetelerin Ege Bölgesi eklerinin manşetlerinden ulusal düzeye pek çıkamadı
Özfatura’dan da fazla
Oysa Kocaoğlu, Prof. İlhan Tekeli ve Prof. Sencer Ayata‘nın bir dizi TÜSES (Türkiye Siyasal Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı) toplantısında enine-boyuna anlattıkları sosyal demokrat belediyecilik modelinin, birbirinden başarılı mikro uygulamalarını İzmir’de çoktan hayata geçirmişti. En önemlisi de asla partizanlık yapmadan AKP’lisinden DTP’li ve MHP’lisine CHP’li olmayan kesimi de el üstünde tutmuş, eşit hizmet götürmüştü. Zaten İl Genel Meclisi’nde CHP oyların yüzde 48’ini alırken, Kocaoğlu’nun yüde 55’le İzmir’de Burhan Özfatura dahil, bugüne kadar hiçbir belediye başkanına nasip olmamış bir şekilde tavan yapmasının, herhalde başka izahı olamaz.
Pardon, haksızlık etmeyelim; Başbakan Erdoğan’ın da Aziz Başkan’ın tavan yapmasındaki katkılarını teslim edelim: Erdoğan, mütedeyyin İzmirliler’e jest olsun diye geçtiğimiz Ramazan’ın ilk günü iftarını İzmir’de açtı ve halka hitap ederken arsenikli su meselesine de girdi: “Yok öyle yağma, ben baraj yapacağım, sen hava atacaksın!”
Ancak Erdoğan’ın bu hamlesi öyle bir ters tepti ki, mitinglerde “Aziz Başkan, senin için sek arsenik içeriz, yine de seni yedirtmeyiz” diye pankartlar açıldı.
Daha 6 yaşındayken...
Kocaoğlu aslen Tokatlı. Babadan CHP’li. Babası, 1980 öncesi Tokat’ın Erbağ ilçesinin belediye başkanıymış. Aziz Bey, daha 6 yaşındayken CHP’nin seçim pusulalarını dağıtmaya başlamış. Ardından CHP Gençlik Kolları’nda pişmiş. (O dönemde öyle bir imkan vardı!).
Sosyal Demokrat Halkçı Parti SODEP kurulduğunda partiye üye olmuş, ama 2001 yılına kadar aktif siyasetin dışında kalmış. Nedenini öğrenmek istediğimizde “Babam, ‘2 nesil üstüste siyaset yaparsa, 3. nesil aç kalır’ derdi. Biz de çocuklar aç kalmasın diye iş hayatına girdik” diyor.
(İlahi Aziz Başkan, şimdi tek nesil siyaset yapanların bile oğlu gemiler alıyor, 7 sülalesi abad oluyor! Siz hangi devirde kaldınız?)
Kocaoğlu vergi rekortmenleri arasında yer alan bir işadamıyken 2001’de CHP’den, Bornova İlçe Başkan Yardımcısı olarak dönüyor siyasete. 2004’te Bornova Belediye Başkanı seçiliyor... Ve henüz 70 gün geçmişken Priştina’nın ani ölümü üzerine, kendisini İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda buluyor. İlk 6 ay “tam bir sarhoş bezirgan” gibi ortada dolaşmış. İkinci 6 ayda olayı kavramaya başlamış. Üçüncü 6 ayın sonunda yani ancak 2007 başında dizginleri tümüyle ele almış. Ve 2.5 yılda gerçekten büyük işler başarılmış.
Neler yapıldığını çarşambaya anlatacağım.
05.04.2009
|
Sitemizde yayınlanan yazılar, yazarlarını bağlar.
