Forumİzmir'e Yakışan Kültür Merkezi İhtiyacı  Yeni Konu 

İzmir hangi açıdan en zavallı iller arasında?

03 Mart 2007

editor

İzmir Devlet Opera ve Balesinin perfomansını hakkıyla sergileyebileceği, İzmirlilerin gurur ile gösterebileceği bir Kültür Merkezimiz var mı? Ben neden bahsediyorum ki? İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nin yıkılması söz konusu şu günlerde. Oysa ben İzmir Devlet Opera ve Balesi'ne yakışır bir kültür merkezi yok, diye yakınıyorum.

Hiç Devlet Opera ve Balesini izlemeye gittiniz mi?

Gittiyseniz Senfoni orkestrası personelinin kendilerine ait bir soyunma odasının olmadığını, orkestra elemanlarının çantaları ile performanslarını birlikte sergilediğini farketmişsinizdir.

Ya da balerinlerin ve baletlerin sağlıklı bir soyunma odalarının ya da dinlenme odalarının olmadığını duymuşsunuzdur.

Peki İzmir'in diğer bütün iller içerisinde en zavallı olduğunu biliyor musunuz?

Artık İzmir'e sahip çıkmak gerekiyor... Yanılıyor muyum?

03 Mart 2007

editor

Bence bu büyük bir ayıp hem Izmiri´in hemde Izmir´lilerin bir ayıbı. En kisa zamanda seslerini duyuracak bir eylem düsünmelidirler. Konak ta saat iskelesinin önünde konser vermelidirler. Belki kültür bakanini uyandiramazlar, senfonik müzikle daha bir derin uykuya dalar ama en azindan Izmir´liler farkina varirlar da cözüm ararlar. Ya da her gün belirli saaatte orkestradan bir enstruman tek basina calar. Daha yaygin bir mail kampanyasi vs.vs. Yakışmıyor Izmir´e. Hey gidi koca kent uyuyormusun?
03 Mart 2007

editor

Önerileriniz cok güzel ancak bu insanlar devlet memuru böyle bir eyleme kalkışamazlar. Onların yerine bu eylemleri İzmirliler duzenlemeli bence.. Maalesef Izmir gerek Turizm açısından, gerek sanayii açısından yıllardır uyuyor ya da uyutuluyor bana göre

03 Mart 2007

editor

Yapmayin. Ne demek. izmirizmir.net teyiz ve uyayan bir Izmir'den sikayet ediyoruz. Uyandiralim. Önce editörümüzden bir rica da bulunalim. Devlet opera ve Balesinin bu sorununun çözüm önerilerilerinin tartisilabilecegi bir baslik yada benzeri bir sayfa acilsin. Örnegin Ins.müh.ve mimarlar odasindan yardim alinarak bir proje hazirlanir. Sonra da bu projeye sponsor aranabilir. Devlet opera ve balesinin düzenli seyircileri, dinliyicileri arasindan gönüllüler secilebilir. Madem memurlarin eli kolu bagli onlar da bu cabanin icinde olurlar ama belki kulagimiza birseyler fisildayabilirler herhalde. yeter ki isteyelim. Mutlaka bir cözümü vardir. Uzaktan gazel okuyor olmak istemem ama insana olan umudumu da yitirmek istemem. Memur olmak eylem yapmaya engel belki ama düsünmeye engel olmamasi gerekir ve onlar da en azindan öneriler üretebilirler. izmir´in bu vb.sorunlarini bu sitede tartisiyor olmak ve cözümler üretmek kente ve insana dair bir sorumluluktur diye düsünüyorum. sevgiler.
14 Eylül 2007

darkcello

Evet İzmir eskiden kültür olarak çok zengindi. Gerek konserler olsun gerek bale-opera gerekse tiyatro. Ama şimdi bu durumun böyle olmadığı çok açık. Bunun bazı sebebleri var biraz bunları irdelemek lazım...


İlk önce bugünkü şartlar altında devlet destekli sanat kurumlarının hali ortada. Fazla destek alamadığı için ellerindeki bütün olanakları fazlasıyla kullanıp işleri yürütmeye çalışmaktadırlar. Hükümetin bu konudaki desteğini gördükçe (!) bu böyle gitmeye devam edecektir. Denilemez mi acaba daha fazla destek nasıl sağlanır diye? Sağlanabilir. Özel sektöre bu işlerin nasıl yapıldığını nasıl faydalar getirdiğini ama bunun yanında maddi bir getirisi olmadığını; buna karşılık şirketlerin türkiye ve dünya çapında çok büyük bir prestij ve itibar kazandırdığını, ayrıca ayırdıkdıkları paranın kültür faaliyetleri için vergiden de muaf olduğunu anlatılabilir.


Bir başka mesele ise kalite sorunu. Şimdi bütün olup bitenler diğer faktörleri de tetiklemekte. Destek görmeyince kurumlarda çalışan müzisyenler danscılar "ulan madem bu işler böyle yürümeye devam ediyor ben ne diye uğraşayım" demeye başlıyor. Yani anlayacağınız kaliteyi elden bırakmaya başlıyor. Bana göre İzmir sanat hayatının en büyük düşüşlerinden birisi de budur. Para yok iyi solist yok iyi şef yok iyi reji yok iyi yok yok yok yok..... Olmayınca da uğraşmaya değmiyor. ( ama bu uğraşmaya değmiyor deyip de kaliteden ödün vermek de doğru mu bilemem )...


Ve gelelim en önemli konuya... Senfoni orkestrası yada opera-bale nin yada verilecek oda müziği, resitaller, gösteriler, sergiler için İzmir'in fazla şanslı olmadığı ortada. İstanbul da her an bir yerlerde bir aktivite olduğunu düşünürsek neden İzmir de böyle bir şey olmasın? Belki istanbul kadar yoğun olmayabilir ama olmalı. Bunun için bir düşüncem bir hayalim var. Bir bina ki İçinde hem senfoni orkestrası hem opera-bale hem tiyatro hem oda müziği hem gösteriler yani anlayacağınız bütün hepsini içinde barındırabileceği bir bina. Maaliyet mi diyorsunuz? Aman allahım orasını düşünmek bile istemem. Bırakın binanın çıplak iskeletini (ki bu işin en kolay kısmı) iç mimarisi akustik hesaplamalar teknik donanımlar. Bunu yaptırıken bu binadan para kazanılmayacak şekilde düşünülerek yapılması gereken bir durum. Elbette bunu mimarisini yaptırırken daha önceden düşünülmesi gereken şeyler olacak. Nitekim bunun örneklerini yaşadık. Ankara CSO salonu için verilen mimari örneklerin 1inde sanatçı girişi diğerinde çalışma odaları başka bir projede ise kulis unutulmuştu…

İşte en başta anlattığım özel sektör olayına bu yüzden değindim. Ama biraz inançla biraz gayretle biraz da ileriyi düşünmekle niye olmasın? İstendiği zaman olmayack bir şey yoktur. Elbette bunlar olduktan sonra da İzmir'in turizmi açısından olumlu yöndeki getirilerini de düşünün...


Haaa bu arada bunları söylerken eğer burada bu yazıyı okuyan sanatcılarımıza da söylemek istediğim kendilerini biraz geliştirmeleri , kendilerini aşmaya çalışmalarını yani iş harici de kendi çalışmalarını yapmalarını da istemek durumundayım. Beni affedin ama durum bundan ibaret.


Elbette yazılacak çok şey vardır ama şimdilik aklıma gelenler bunlar. Ama gelirse buraya ilave edeceğim.
01 Ekim 2007

sultan

:D Sanatçıların giriş kapısını, soyunma odası unutmalarını ve daha başka acaip iç mimari eksiklerini tam bizim ülkenin tarzına yakışır buldum. Çünki bizde bilgisayar gelir programı olmaz, çay gelir demlemesi bilinmez, metrobus gelir kapısı soldan açılır veya şoför "türkçe klavyesiz" çıkar yollara.
Biz biraz böyle arada kalmış sıkışmışız. Tek tek kendimizi geliştirmekten başka çaremiz yok sevgili Darkcello arkadaşımız. Aklına, kalemine sabır.
Sevgiler.
pervin
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0