|
|
Söylemler Neden Değişik?
14 Ocak 2008
|
|
Moshe
|
Bu alıntı şu an okuduğum kitaptan.
Adı: Sokrates'in Karısı (keşke eşi diye çevrilseydi dilimize)
Doğan Yayıncılık. Yazar: Gerald Messaide
Sokrates yine öğrencilerine ders verirken insanlar arasında ki düşünce farklılıklarına atıfta bulunacak bir tespiti aktarır.
Öğrencilerine sorar: Neden söylemler kişiye göre değişiyor.
Kissias adlı öğrenci cevap verir: (Bu arada Kissias, Sokratesin erkek sevgilisinin kayınbiraderi oluyor) Çünkü her insan kendi deneyimleri çerçevesinde dünyayı tanır.
Gerçek tek de olsa herkes bu realiteyi kendi özgünlüğünde anlayacak. Bir daha bu tespiti bu kitapta da görmüş oldum. Acı, keder, hüzün, sevgi, aşk, nefret gibi duyguların benliğimizde şekillenmesine göre olguları da bu edinimlere göre yorumluyoruz. Bence tüm farklılıklarımız da buradan geliyor. Gerçek tek olsa da herkes bu gerçeği kendi özgünlüğünde algılıyor.
Ama tek gerçek olan, nasil ki insan vücudu gibi birbirinden farklı hormaonların, genlerin, organların tek bir vücut içinde son derece uyumlu bir şekilde yaşıyorsa, tüm dünya insanlarında aslında tek bir vücut olarak barış içinde yaşaması gerekir.
Ne yazık ki gerçeklik algımız bencilliğimize takıldığı sürece huzur da bulamayacağız.
|
|
|
|
|
|
15 Ocak 2008
|
|
hurkus
|
Sevgili Moshe,
okuduğunuz kitapları bizlerle paylaştığınız için teşekkürler. Yaptığınız alıntılar gerçekten "cımbızla" seçilmiş gibi..
Gerçek, tek olabilir ve hepimiz bu gerçeği farklı farklı yorumlayabiliriz.
Pek çoğumuz tek gerçeğin kendimizin gerçeği olduğunu da düşünebilir. Tüm huzursuzlukların kaynağı belki de kendi gerçeğimizi karşımızdakinin de gerçeği yapmaya çalışmak olabilir.
Bu yüzden, yeryüzü cenneti çoğumuz için bir cehennem haline gelmiş de olabilir.
Ancak her ne sebeple olursa olsun, dışımızdaki huzursuzluk içimizdeki huzuru eksiltmesin diyelim. Kalpteki barış, yeryüzündeki barışa da katkıda bulunabilir. Hatta meselenin özü aslında budur. Bu mudur?
Aramıza hoş geldiniz.
Sevgilerimle,
Hürkuş
|
|
|
|
15 Ocak 2008
|
|
Moshe
|
Çok teşekkür ederim. Eksik bir noktayı tamamlamışsınız.
Budist rahipler, dua yazılı bezleri tepelere asarlar ve o yazılarda ki mesajların tüm insanlığa esen rüzgarlarla ulaşacağına inanırlar.
Bilgelerin dediği gibi, Sözden önce düşünce vardı. Ruh sonra söz oldu aramızda dolaştı der hatta incilde.
Düşüncelerimiz ne kadar çıkarsız ve iyi niyetli olursa bu eminim ki tüm kainatta bir itme gücü oluşturur. Zira tüm somut olguları düşüncelerimiz şekillendiriyor.
Haklısınız, içimizde ki barışı, sevgiyi, iyi niyeti kaybetmemek umuduyla.
Hoşbuldum.
|
|
|
|
Uyarı
|
|
Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.
Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.
Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.
|
Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
0
|
Sitemizde yayınlanan yazılar, yazarlarını bağlar.
