hurkus
|
adlı kitabıyla alan şair Haydar Ergülen "Bundan sonra ödül almayacağım dedirtecek kadar güçlü bir duygu" diyor. adlı kitabıyla 24 Mayıs akşamı İTÜ Maçka Yerleşkesi Mustafa Kemal Amfisi'nde düzenlenen bir törenle Haydar Ergülen almıştı. Şairin geçen yıl yayımlanan kitabı ödülle birlikte yeniden gündeme geldi ve hem ödüle hem de kitaba dair Haydar Ergülen'le konuşma fırsatı yakaladık. Elbetteki Türk şiiri için çok önemli olan bu ödülü alışıyla başladık sohbete... Nasıl bir duyguydu böyle bir ödülü almak?
"Bundan sonra ödül almayacağım dedirtecek kadar güçlü bir duygu. Çünkü Metin Altıok gibi hem Türk şiirinin çok özel ve özgün hem de benim çok sevdiğim ve iyi bir okuru olduğum şairinin güzel anısına veriliyor bu ödül. Ona yakışan ağırlık ve sadelikte bir ödül töreni yapıldı. Orada yaptığım kısacık konuşmada da söylediğim gibi "Ben ödülü bir şair olarak değil, gençliğimizden beri Metin Ağabey'in iyi bir okuru olarak alıyorum. de o iyi okurun yazdığı bir şiirler toplamıdır."
80 döneminin şairlerinden Haydar Ergülen'in ilk şiirleri 1979 yılından sonra yayımlanmaya başladı ve ilk kitabı 'ı 1981 yılında edebiyat dünyasının ilgisine sundu. Ben şiirlerinden sonra köşe yazılarıyla tanıdım onu, hatta şiirlerinden ziyade onları takip etme şansım oldu. Her yazısından ayrı bir şiir tadı aldığımı söyleyebilirim. Fanzin çıkarmaya çalıştığımız yıllarda, gazeteden fanzin için paraya ihtiyacımız olduğunu okuyup gönlünden kopanı hiç tanımadığı genç edebiyat meraklıları olan bizlere ileterek yaptığı yardımı da hayatım boyunca unutacağımı sanmıyorum.
geçen yıl yayımlanmsına rağmen basının çok ilgi göstermediği bir kitap oldu. Peki kitap Ergülen'in yazmak istedikleriyle ne kadar örtüşüyordu?
"Bir şiir kitabı ödül alsa da almasa da, yapmak ya da yazmak istediğinizle hemen hiçbir zaman örtüşmez; en azından kendi kitaplarım için bunu söyleyebilirim. Bu kitap benim için bir tür "küçük antoloji"m, 1992-2007 arası 15 yılda çeşitli üstbaşlıklar altında yazdığım şiirleri içeriyor: Nefesler, gazeller, sinema şiirleri, şairlere şiirler, akrostişler, başkasının şiirleri, lirikler ve karşılirikler gibi bir tür "çok şiirli" bir mozaik kitap. Eskiden yeniye her tarz şiir var, özel olarak böyle olmadı ama, şiirleri bir kitap için topladığımda ortaya böyle bir yapı çıktı."
Köşe yazarlığının yanı sıra reklamcılık yapıyordu Ergülen. Köşe yazarlığına devam etse de artık reklamcılık yapmıyor ve tüm zamanını şiire ayırıyor. Hemen dikkati çekiyor elbette; reklamcılık ve şairlik, birbiriyle çok uzak gibi görünen iki meslek...
"En çok şiir yazdığım dönemlerde reklam yazarlığı yapıyordum, tam 23 yıl, şiirin yanı sıra şiirler, şairler üstüne çok sayıda yazıyı, düzyazıları, denemeleri hep bu süre zarfında yazdım. Reklam yazarlığının olumsuz etkilerini görmedim ama yine de yenilere, genç şairlere tavsiye etmiyorum. Ben belki yaşımdan ötürü, 80 öncesinden geldiğim için, reklamcılık yaparken de hala “sosyalist” kalabildiğim için daha az etkilenmiş sayıyorum kendimi. Fakat şimdi “pozitif milliyetçilik” dümenleriyle yaptıkları işi öven reklamcıların dünyasında, özellikle genç şairlerin kafalarının ve ruhlarının kirlenmesini istemem!”
Yeni kitapların müjdesini de veriyor Ergülen; şiire ayarlanmış bir zaman diliminde elbette şiirler çoğalıyor…
adını verdiğim bir dizi uzun şiir yazmak istiyorum. Çünkü ben de o evlerde çok şiir okudum. Nazım Hikmet’ten Edip Cansever’e, Cahit Zarifoğlu’ndan Metin Altıok’a kadar. Özellikle de başta Ankara ve Eskişehir olmak üzere diğer şehirlerdeki öğrenci evlerinde okunmasını arzu ediyorum bu şiirlerin.”
Taraf gazetesi 8 Haziran 2008
|