Moshe
|
Valentin Zamani adlı sirk yöneticisi (aynı zamanda bir ip cambazı) 60 yaşına kadar dünyanın birçok yerini dolaşmış, türlü türlü milletlerin huzurunda gösteriler sunmuş kimi yerde ünlü olmuş kimi yerde ölümlerden dönmüş, dönüp geldiği vatanı Almanya’da yaşlılığından dolayı bulunduğu ülkede gösteriler yapmak isteyen deneyimli bir insandır. Fakat artan maliyetler, ilerleyen yaşı, genel ekonomik sıkıntılar Valentin’i çok düşündürmektedir.
Evet, bir sirk cambazı ve sahibi Valentin Zamani 60. yaşında aldığı bir mektup üzerine Almanya’dan yola çıkıp Arabistan’da gösteriler sunmaya davet edilmektedir. Daveti yapan ise adını bile unutmak üzere olduğu bir zaman Arabistan’da zaman geçirdiği, çocukluk arkadaşı Nabil Şahin isimli çok zengin bir mimar. Gelen mektuba pek inanmamıştır zira böyle bir işin maliyetini herkes karşılayamaz. Çünkü gösteriler halka sunulurken ücretsiz olacaktır. Daha da önemlisi çocukken hayal meyal hatırladığı bir insanın yıllar sonra kendisini bulup böyle bir davette bulunması çok da inandırıcı görünmez. Fakat Valntin’in içinde bulunduğum maddi açmaz ona mektupta yazan telefon numarasını aramaya mecbur bırakır.
Bir yandan açacağı telefonun maliyetini düşünürken bile numaraları çevirmeye başlar. Çalan telefonun ucunda gerçekten de çocukken çok kısa süre arkadaşlık yatığı Nabil’in sesi gelir. Oldukça samimi bir görüşme olur ve Valentin teklifini kabul eder ama yola çıkabilmesi için paraya ihtiyacı olduğunu belirtmesi üzerine Nabil dudakları uçuklatacak bir ön ödemeyi hesabına yatırır.
Masal gibi başlayan olay masalları aratmayacak gelişmelerle devam eder. Sirk ekibinin hayvanları ile birlikte önce karayolu ile İtalya’ın Triseste limanına varmaları, batacak gibi duran bir gemi ile mucizevi bir şekilde Arabistan’ın Ulanya limanına varışları.
Valentin 8 yaşında annesinden gerçek babasının kendisine ip cambazlığı öğreten kişi olmayıp Arabistan’da yaşayan bir berber olduğunu öğrenmişti. Annesi bu Arabistanlı berberle nasıl tanıştığını oğluna anlatmıştı. Bir gün mutsuz evliliğinden ve yaşamından o kadar sıkılmıştı ki Almanya’da bir köprüden kendisini atarak intihar etmek üzereyken, kan davası yüzünden ülkesi Arabistan’dan kaçmış olan bir genç tarafından ikna edilerek yaşama tekrar nasıl bağlandığını ve o genç ile başlayan aşkını ve Arabistan’a yaptığı ziyaretleri…
Masla içince masal. Sirk çalışanlarından sirk hayvanlarına, Arabistan’ın Hıristiyan mezarlığında yaşayan Hıristiyan ailelerine, yoksul mahallerde yaşayan ayı oynatıcılarına, gemilerde temizlik işlerinde çalışan Arap işçilerin hayallerine uzanan büyük bir masal.
Kimi yerde sizi gülümsetirken kimi yerde gözlerinizi yaşartacak hüzün dolu bir masal.
Kitaba ismini veren olay ise şu; Valentin ve Nabil aralarında vardıkları anlaşma gereği her gece saat 03:00 de bir masaya oturup şarap içerken güneş doğana kadar birbirlerine sırlarını anlatmaya başlamaları. İşte gece ile sabah arasında yolculuk aslında burada başlıyor.
Valentin geçmişte ki köklerini ararken Nabil ise kendisini esir alan kansere karşın geçmişi ile yüzleşmekte.
Çok eski zamanlarda, insanlar dünyada çoğalmadan önce ayıların bir medeniyet kurduğuna ve bu kurmuş oldukları medeniyetin insanlar tarafından işgal edildiğine inanan bir ayı oynatıcısının küçük bir ayı şarkısı ile son vermek isterim.
:)
|