Hayatını barışa, eşitliğe, özgürlüğe, insanca bir dünyaya adamış Sarkis Çerkezyan bu sabah (03.08.2009 saat 04.15'te) aramızdan ayrıldı.
Sarkis Çerkezyan, 5 Ağustos çarşamba günü saat 14:00'te Kumkapı Patrikhane Meryem Ana Kilisesi'nden uğurlanacak...
Sarkis Çerkezyan hakkında:
O, dünyada 1915’ten bu günlere gelen ender tanıklardan biri olarak tanınıyor. Yurt içi ve dışından, araştırmacı, belgeselci, tarihçi, üniversite çalışanı, öğrenciler bugün, Kumkapı’da tevazu içinde yaşayan Çerkezyan’ın evinde, ondan bilgi, belge topluyorlar
Konya Ereğlisi, Karamanlı, yani Anadolu’nun ta bağrından o. Anne, baba tarafından da, hep oralı olmuşlar, ‘başka bir yerden olma’ meselesi yok anlayacağımız...
Bugün, orada, burada ‘Yorgo’, ‘Hagop’, ‘Naum’, ‘Salamon’, ‘Maral’, Keti’, ‘Beki’ gibi bir isim duyduğumuzda ‘Abi (abla), nereden geldiniz, yabancı mısınız?’ v.d. sorularımıza ‘Vallahi, bildim bileli buralıyım, peki sen nereden geldin?’ veya ‘Ben değil de asıl sizinkiler yabancı olmasın?’ gibi cevaplara muhatap olanlarımıza duyurulur...
Yüzleşme Derneği yani Tarih ve Toplumumuzla Yüzleşme Derneği (TATOYÜD), 28 Nisan pazartesi günü kendisini davet etmiş; Der Saadet’in Pera’daki lokalinde Anlat Sarkis amca (1915’ten) sonra ne oldu’ başlığını attığı bir sohbet toplantısı düzenlemişti.
Kasketini çıkarmış, 93 yılın yorgunluğu okunmuştu, sinekkaydı yüzünden; dipdinç ama vakur haliyle, derin nefes çektikten sonra başlamıştı anlatmaya: ‘...Karamanlı banker babam, Gazaros Ağa, annem Arusyak Hanım’ın Arap çöllerinde sürgünde, Cebil köyünde, deve ahırında doğmamdan önce, bir çocukları daha olmuş. Jandarma ‘Çadırları sökün!’ deyince, Babam ‘Asker ağa, sabah çocuğumuz oldu, soluk alsınlar müsaade et!’ demiş.
Jandarma’nın cevabı, bugün hiçbir yoruma mahal bırakmayacak kadar açık aslında: ‘...Ulan, kökünüzü kırmaya bakıyoruz, siz hálá çocuk yapıyorsunuz, bu ne cüret be!’.
Ve devam etmişti yine, dinleyenlerin boğazına bir yumruk yerleştirerek: ‘Kardeşim vefat etmiş... 1915’ten sonra, halkların dostluğuyla, Müslüman, Kürt, inançlı, inançsız, Türk, Alevi, Sünni ve komünist kardeşlerimle, mücadele şurubundan içip, inatla geldik bugüne dek, Şükürler olsun! İnsani ulvi mefkûreleri şiar edinmeye çalıştım hep. Ha bire çağırıyor, konuşturuyorlar beni, yüzleşmek için; bunlar yok olmuş hayatlar, yenmiş yetim haklarına karşı, ödenen manevi bedellerdir. Artık yalnız değiliz ya, işte, onun için gönlüm rahat!’
BİR TARİH VE BELGE DERYASI
17 Mayıs cumartesi, saat 15.30’dan itibaren, İstanbul Pera’da bulunan Rengahenk Sanat Evi’nde, siyasi tarihimizin ‘gizli bölmeli’ mobilyalarıyla ünlü marangozu, şimdiki yazar ve arşivci, Sarkis Dayday’ın 93. yaş günü kutlanmıştı.
O, dünyada ‘1915’ten bu günlere gelen’ ender tanıklardan biri olarak tanınıyor.
Yurt içi, dışından, araştırmacı, belgeselci, tarihçi, üniversite çalışanı, öğrenciler bugün, Kumkapı’da tevazu içinde yaşayan Çerkezyan’ın evinde, ondan bilgi, belge topluyorlar.
PAPAZI DÖVDÜRTMEYECEKTİK!
Çerkezyan’ın manidar olan şu fıkrayı, her anlatışından sonra alkışlar dinmek bitmiyor: ‘... Bir Ermeni papazı, bir Türk ve bir Kürt yazın sıcakta yürüyorlarmış. Susamış ve bir bağa rastlamışlar; Allah’ın lütfunden yararlanıp, üzüm yiyip serinlemek istemişler. Girip yerlerken bağın Türk sahibi bunları yakalamış ama ne de olsa üç kişiler, kendisiyse tek.
Önce papaza dönmüş ‘Biri Türk, diğeri din kardeşi, utanmıyor musun üzümümü çalmaya!’ deyince, Kürt ve Türk bağcıyla bir olmuşlar, pataklamışlar papazı. Sonra ‘Ulan ne oluyor sana, Allah’ın Kürd’ü?’ demiş ve Türk’le birlikte Kürd’ü dövmüş ve Türk’e dönüp: ‘Kendin yetmedi, başkalarını alıp, bağıma girersin ha?’ diye, benzetmiş onu. Helak düşen Türk, inleyen Kürde fısıldamış ‘Yahu, başta yanlış ettik galiba, papazı dövdürtmeyecektik!’
Unutmadan, soğuk savaş yıllarında TKP’nin ‘yurtdışında yayımlayıp, ülkeye yollandığı’ söylenen Atılım dergisi var ya, meğer aynı Sarkis Amca’nın maharetiyle, bizatihi ülke içinde yayımlanır ve dağıtılırmış. Bu da yeni ortaya çıkan incilerden...
Çerkezyan, kendi ilk kitabını 2004’te Belge Yayınları’nca Bu Dünya Hepimize Yeter! başlığıyla yayımlamış. Müteakip baskıları sürerken, 2’inci hatta 3’üncü kitabının hazırlıkları, şimdilerde sürüyor.
Raffi A. Hermonn
(6 Temmuz 2008 tarihli Star gazetesinden alınmıştır)