Çisil çisil yağıyordu yağmur. Annem ahmak ıslatan derdi. Yağmurda ıslanmak ahmaklıktı onun için ya da ona böyle öğretilmişti. Oysa insan, böyle sindire sindire aşktan ıslanırdı. Şarkı da böyle söylemiyor mu?
Bense yıkandığımı hissederim; doğa ana, tepemden aşağıya damla damla yağıyorsa. Neydi o delişmen zamanlarım. Kavurucu sıcakların ardından bastıran yağmur altında çoluk çocuğu toplayarak, ıslanın, ıslanın çocuklar! Bırakın doğa iliklerinize kadar işlesin derdim de; hep birlikte omuz omuza küçük bir daire etrafında halay çeker gibi deli divane dönerdik yağmur altında. İnsan kendini unutuveriyor ıslanırken. Keşke büyümese miydi çocuklar? Yoksa yağmurlar çocukken mi daha güzeldi?..
Ali Rıza Üleç'in son yazısı İKİ SEVGİLİ'yi okumak için tıklayınız.
Resim: Sadig Toma