Bugün 23 Nisan, Neşe Dolmuyor İnsan!
Reha RUHAVİOĞLU
Bugün haber programlarının birçoğu ulusal egemenlik bayramımızın statlarda nasıl bir coşkuyla kutlandığını anlatacaklar. Dünyada hiçbir ülkede olmayan bir çocuk bayramına sahip olduğumuz hususu üzerinde özellikle durulacak bu programlarda çocuklar anlamadıkları şiirleri okuyacak, sevmedikleri elbiseler giyerek garip dans gösterileri ile mutlu olacaklar.
Yanılıyor olabilirim. Ama bu gösterilerde çocuklar mutlu oldukları için değil, mecbur oldukları için oynuyorlar ve birçoğu ileride hatırlayıp pişman da olacaklar. Ben o pişman olanlardanım; piste çıkıp bol alkış eşliğinde okuduğum şiirler için de, şiir ve kompozisyon yarışmalarında yazdıklarım için de pişmanım. Üstelik pişman olan/olacak hatırı sayılır bir kalabalık biliyorum. Siz isterseniz yine de mutlu olduklarını düşünerek mutlu olun!
Dağında “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazan, Sosyal Bilgiler dersinde ırkçılığın kötü Türklüğün şeref olduğunu ve “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünün birleştiriciliğini, barıştırıcılığını öğrenen Kürt çocuklar bugün ellerine tutuşturulan kağıtlardan
“Üç kıtada sayısız devlet kurmuş Türklere, / Sömürge halkı gibi kim bakacak boş yere?
Türk'ü sömürge halkı gibi esir yaşatmak, / İnsan arslanı demir gibi bir kafeste kuşatmak, Çaresiz ve tedbirsiz kalmış olsa da yine / Bunu Türk'e hoş görmek, yapmak kimin haddine? ”
mısralarını okuyarak mutlu olacaklar öyle mi?
23 Nisan günü sadece ekranlarda yaşanan “minik ponponlar coşturdu” haberleri yayınlansa da yaşanan ve yayınlanmayan çok farklı kareler de olacak.
Belki “kandırılmış” ya da “erken büyümüş” bazı çocuklar statlarda garip kıyafetler içinde garip oyunlar oynamak yerine polis amcalara taş atmaca, onlardan cop yemece oynayarak geçirecekler bayramı. Bu oyunda kalbi hızlı çarpanlar ebelenecek, çabuk terleyenler sobelenecek ve ebelenip sobelenenlerin cezası 15–25 sene hapiste yatmak olacaktır.
Belki geçen yıl 23 Nisan günü olduğu gibi bir özel harekât polisi -muhtemelen- kendi çocuğu cicili bicili elbiseler içinde “mutlu ol” emrine itaatle hoplayıp zıplarken, kendisi sokakta çocuğu yaşındaki bir çocuğun başına dipçikle vuracak, beynini zonklatacaktır.
Mutlu olalım tamam da dershane borcunu ödeyemeyip intihar sırasında bekleyen Sonerler, tecavüz mağduru Siirtli yavrular ve yaşlarından fazla hapis cezası alan çocuklar nasıl bir bayram geçirecek, düşünmeyelim mi?
Türk varlığı adına köylerinden sürülen, babalarını, amcalarını, ağabeylerini “faili belli” cinayetlere kurban veren, her sabah varlığını Türk varlığına armağan eden ve Türk olup mutlu olma emrini her sabah ibadet kudsiyetiyle yerine getiren çocuklar gerçeği öğrendiklerinde nasıl bir kırılma yaşanacağını umursamayalım mı?
Sizi bilmem ama ben giydiği garip kıyafetlerle anlamsız danslar yapan ve bundan zerre kadar mutlu olmadığına kesin kanaat getirdiğim çocukları seyretmek yerine hapisteki çocuklara mektup yazacağım. 23 Nisan anlam kazanacaksa böyle kazansın…
Bugün ellerinde rengârenk balonlarla; çocuk işçiler için, suça sürüklenmiş çocuklar için, sokak çocukları için, korunmaya muhtaç çocuklar için, mülteci çocuklar için, engelli çocuklar için, kayıp çocuklar için, faili meçhul çocuklar için, töre cinayetine kurban gitmiş çocuklar için, TMK mağduru çocuklar için, televizyonda reyting malzemesi olarak kullanılan çocuklar için, eğitim ve sağlık gibi temel haklarından yoksun kalan çocuklar için, cinsel, fiziksel, duygusal istismara uğramış çocuklar için…
Çocukların haklarının ihlal edilerek mağdur edilmelerine karşı haykırmak için biraraya gelenlere katılmak isterseniz 15.00–16.00 saatleri arasında İstanbul Kadıköy Boğa Meydanı’nda olun!
23 Nisan 2010