12 Eylül'den ve Kenan Evren'den H E P İ M İ Z D A V A C I Y I Z !
Bu kampanyadan amaç, 94 yaşındaki bir insandan intikam almak değildir. İstediğimiz şey, General Evren'in bir zamanlar başkalarına reva gördüğü işkencelere maruz kalması ve acı çekmesi de değil.
İsteğimiz çok basit ve açık:
Toplum olarak kendi geçmişimizle yüzleşmemizin şart olduğunu, yaşanan utançları yok sayarak beyaz sayfalar açmanın, o utançların tekrar yaşanmasına neden olduğunu bildiğimiz için, Kenan Evren'in gerçeklerin sulandırılmadan ve çarpıtılmadan ortaya çıkarılacağı bir biçimde yargılanmasını ve gerçeklerin örtbas edilemeyecek şekilde mahkeme kayıtlarına geçirilerek gelecek kuşaklara nakledilmesini istiyoruz.
Sistemin bu işi savsaklayarak yargılamayı bulandırmasından, saptırmasından korkuyoruz. Bunu önlemenin tek yolu ise "kamuoyu duyarlılığı"dır.
Başka konularda başka görüşlere de sahip olsanız, eğer bu görüşü benimsiyorsanız lütfen bize katılın, bu dilekçeyi yaygınlaştırın, siz de davacı olun.
12 Eylül ve onun simgesi Evren asılmasın ama toplumsal unutkanlıkla da beslenmesin. Adil bir biçimde yargılansın, tarih ve kamu vicdanı önünde mahkûm edilsin.
Çağrıya katılmak için lütfen tıklayınız: www.hepimizdavaciyiz.net
***
Sonra Ne Olacak?
Bu kampanya, katılımcılarını zorlamayan, kısıtlamayan, yeni fikirlere, önerilere açık bir girişimdir.
Yeni öneriler, sayfanın sağ tarafında “Eylemlerden Eylem Beğen” düğmesinin altında seçiminize sunuluyor. Hangi eylem biçimini benimser ve kabul ederseniz, o kadarına katılabilirsiniz. Kendinizi "Ya hep ya hiç" seçeneğiyle sınırlandırmayın.
Bu neden böyle?
Çünkü 12 Eylül ve Evren rejimi, toplumun her kesimine acı çektirdi. Sağ/sol, ateist/dinci, Türk/Kürt, Alevi/Sünni, kadın/erkek, yaşlı/genç ayrımı yapılmadı. Bu nedenle şimdi bütün farklılıklarımızla yan yana gelerek "Ben de davacıyım" demeliyiz. Bu durumda, ne ortak metin ne de yöntemler konusunda dayatmacı olmayı düşünebiliriz. Herkesin kendi dilince, kendi meşrebince bir ucundan tutmasına olanak sağlamayı amaçlıyoruz.
Sonuç
Bundan sonra neler yapılabileceği konusunu da hareketin kendi akışına bırakmanın en doğrusu olacağını düşünüyoruz. Davaya müdahil mi oluruz, dava sürüncemeye bırakılırsa bir paralel yargılama (Tribunal) mı oluştururuz, her duruşmayı -nerede yapılırsa yapılsın- yığınsal olarak izlemek için girişimler mi oluştururuz, orası artık katılımcılara kalmış...
Biz kendimizi, bu ve bu gibi önerilerin sunulması için katılım alanları hazırlamakla görevlendirdik. Kim hangi öneriyi benimserse, birleşerek onu gerçekleştirsin. Bir öneriyi benimsiyorsanız katılın, benimsemediğinize katılmayın. Ancak aynı denize akan nehirler en azından yan yana aksın. Böyle çok daha güçlü, çok daha etkili olabiliriz.
Herkes bir ışık kaynağı…
Optikte bir kural var. Bir ışık kaynağından ışığı alan her nokta, kendisi de bir ışık kaynağı oluyor.
Bu kampanyayı da öyle sürdürelim. Çağrıyı alan ve katılan herkes sadece kendi gerekçesini yazıp yollarsa, bu iş bir merkezdeki kişilerin çevrelerine ve enerjilerine hapsolup kalır. Ama her alan kendisi de bir yayıncı olursa, sosyal ağlar dolar taşar, hareket çığ gibi büyür ve yayılır.
Hepimize kolay gelsin.
http://www.hepimizdavaciyiz.net/