DAVETİMİZDİR!
Sizi, 24 Nisan 2012 Salı akşamı, saat 19.00 da, Tepekule Ege salonunda yapacağımız toplantıya çağırmak istiyoruz.
Toplantımız 90 seneden bu yana aramızda olmayan “hemşerilerimiz”i anmak içindir. Gerçekten İzmir’de Ermeniler yaşadı mı? “Ermeni mahallat” diye bilinen yerler var mıydı İzmir’de?
1908 Meclisinde İzmir mebusu Istepan Ispartalı Efendi, Hukukçu Mardıros Yazıcıyan, gazeteci Matyos Mamuryan, avukat Nazaret Hilmi, ziraatçı Agop Zakaryan, Leblebici Horhor operetinin bestekarı müzisyen Dikran Çuhacıyan, İzmir İdadisi’nin ünlü matematik öğretmeni Mekteb-i Mülkiye mezunu Hamazasp Hakiyan. Onlar hayatlarının tümünü ya da bir bölümünü bu şehirde yaşamış- İzmir’e emek vermiş Ermenilerden birkaçı…
Doktor Vartan, doktor Mıgırdıç, doktor Narik, doktor Kaglan dini nedir,dili nedir demeden nice dertlilere deva bulan hemşerilerimizdi..
Alsancak Garı’ndaki zarif taş işçiliklerinden, yangından kurtulmuş yapıların pirinç döküm kapı tokmaklarına kadar her sanata terini dökmüş adsız sanatkarlar bu şehirden ve bu dünyadan gitti, ama eserleri yaşıyor aramızda.
Ve… 1915 Ermeni Tehciri, o “Büyük Felaket” İzmir’de yaşanmamıştı. Ama 13-18 Eylül 1922’de İzmir “Büyük Yangın” felaketini yaşadı. Alevler sustuğunda İzmir’in Ermeni mahalleleri de, hemşerileri de yoktu artık.
İzmir’e barış yakışır. İzmir’de dillere, dinlere, renklere sevgi yakışır. İzmir’e geçmişini hatırlamak ve anmak yakışır.
1915’’in 97, 1922’nin 90 yıl ardından yapacağımız bu anma toplantısında, ziraat Y. Mühendisi Vezan Karabulut’un moderatörlüğünde; Mazlum-Der GYK üyesi avukat Mehmet Arif Çoker “İnanç, Hukuk ve Ermeniler”, Agos gazetesi yazarı mimar Zakarya Mildanoğlu “İzmir’de Ermeniler” konusunda sizlere seslenecekler.
İzmir’i tarihiyle tanımayı arzulayan herkesi bekliyoruz.
Yüzleşme Atölyesi
Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe
---
Tarihe doğru uzun yürüyüş - Nabi Yağcı
24 Nisan 1915’e doğru uzun ve büyük yürüyüşün adımları sıklaşıyor. Adımlarımız sıklaştıkça kafalarımızın içinde bir tanyeri aydınlanması gibi ışımayı elle tutarcasına hissediyoruz. Tarihe doğru yürüdükçe öğreniyoruz, öğrendikçe yalanlar çürüyen et gibi lime lime dökülüyor; döküldükçe yalanlarla örtülen cinayetlerin, kırımların, insanlık suçlarının çirkin iskeleti çıkıyor orta yere. İçimizde, ruhumuzda, bilincimizde ise gerçeği görebilmiş olmanın hayat pınarları canlanıyor.
Bu yıl 24 Nisan Ermeni Tehciri’ni, Büyük Acı’yı hatırlamak ve hatırlatmak için yapılan etkinlikler bir yıl öncesine göre daha kalabalık, daha yaygın, daha derin ve daha çoğulcuydu. Büyük günahı, büyük acıyı, soykırımı hatırlama ve hatırlatma etkinliklerinin İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerin dışına da yayıldığını gördük. İslami duyarlıklı çevrelerin katılımları dikkat çekecek ölçüdeydi.
İzmir’de meydanda halka, 24 Nisan’ı, kıyılan Ermeni aydınlarını ve onlara eklenen Hrant Dink ve 24 Nisan 2011’de öldürülen Sevag Şahin Balıkçı’yı fotoğraflar ve acılı Ermeni müziğinin eşliğinde sessizce hatırlattıktan sonra akşam da Tepekule’de oldukça kalabalık dinleyiciyle yapılan bir söyleşideydik...
Yazının tümünü okumak için tıklayın