CERN ucundan azıcık buldu
05 Temmuz 2012 14:54
Büyük Patlama ortamını yaratan CERN, maddelerin nasıl kütle kazandığını gösteren Higgs bozonunu (Tanrı parçacığı) elde etti
Bilim dünyası en heyecan verici günlerini yaşıyor. Dile kolay, evrenin en büyük gizemlerinden biri belki de çözülmek üzere: Dünyanın en gelişmiş bilim tesisi olan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) dün çok önemli bazı bulguları kamuoyuyla paylaştı. Cenevre’deki kurumun açıklamasına göre, evrenin oluşumunu sağlayan Büyük Patlama’dan mikrosaniyeler sonra maddelerin nasıl kütle kazandığını, bir başka deyişle ağırlığa kavuşarak varolduğunu açıklayabilmeye artık hiç olmadığı kadar yakınız.
Büyük Patlama’yı yeniden canlandırdığı için “Yüzyılın Deneyi” adı verilen ATLAS deneyi meyvesini verdi ve İskoçyalı bilimadamı Peter Higgs’in ortaya attığı “Tanrı parçacığı” teorisine uyan cisimcikler ilk kez tesbit edildi. Higgs, Büyük Patlama’yla birlikte yayılan maddelere, atomdan bile küçük parçacıkların kütle kazandırdığını öne sürüyordu. Higgs’in teorisine göre “bozonlar” olmasaydı veya farklı bir şekilde ortaya çıksaydı, ne yıldızlar, ne gezegenler, ne atomlar ne de organik hayat oluşacaktı. Yani henüz göremediğimiz, dokunamadığımız, koklayamadığımız, sadece izine rastladığımız ama şimdi CERN’deki deney sayesinde keşfetmeye bir adım daha yaklaştığımız bu parçacıklara çok şey borçluyuz.
“Tarihî bir dönüm noktası”
Dünkü basın toplantısında ne söyleneceğini büyük bir sabırsızlıkla bekleyenlere müjdeyi önce ATLAS deneyini yürüten ekiplerin sözcüsü Joe Incandela verdi. Incandela deneylerinde, atomaltı parçacıklarını keşfettiklerini ve sonuçların, Higgs’in tasvir ettiği “Tanrı parçacığı” teorisiyle “bağdaştığını” duyurdu. Ardından deneyin başındaki Fabiola Gianotti sözü alarak ellerindeki verilerde küçücük bir “şişlik” gördüklerini ve şişliğin 125.3 gigaelektronvolt ağırlığında, yani bizim ve sizin daha rahat anlayabileceğimiz bir terimle atomun yapısındaki protonlardan 133 kat daha ağır bir parçacığa ait olduğunu tahmin ettiklerini söyledi. Salona hâkim olan coşku nedeniyle “Durun! Dahası var” diyerek sözlerini güçlükle sürdüren Gianotti, deneylerinde hata payını, “5 sigma” düzeyine, yani üç buçuk milyonda bire indirdiklerini belirtti. CERN’ün direktörü Rolf Heuer’in, buluşu “Bu tarihî bir dönüm noktası ve sadece bir başlangıç. Gelecek için büyük çıkarımları var” diye özetlemesiyle de salonda toplanan bilimciler, şampiyon olmuş bir takımın taraftarları misali haberi çılgınca kutladı ve ekibi ayakta alkışladı.
Peki şimdi ne olacak? Yeni analizler bu sonuçları desteklerse, öncelikle fizikçilerin bugüne kadar kullandıkları “Standart Model” teorisiyle doğru yolda oldukları ispatlanmış olacak; buna karşın bu modelin kuramsallaştırılan bazı noktalarının geçerliliğini kaybetmesi mümkün. Zira keşif, evrenin oluşumunu anlama biçimimizi bir hayli geliştiriyor.
Gazeteci bilimadamı Charles Seife’e göre, bu buluş, yeni fizik kuramları, yeni teknolojiler demek ve bu iyi haber. Kötü haber ise, bugüne kadar pek çok konuda yanılmış olduğumuz gerçeğiyle yüzleşecek olmamız.
Peter Higgs’e gelince... O belki de Albert Einstein ve Isaac Newton mertebesinde bir fizikçi olarak adını tarihe altın harflerle yazdırma yolunda ilerliyor.
Taraf