Danıştay silahı İzmir’den

22 Ağustos 2009 19:38  

 

Danıştay silahı İzmir’den

İZMİR polisinin Danıştay baskınından üç ay önce İbrahim Şahin ile Muzaffer Tekin’in bağlantısını tesbit ettiği ortaya çıktı.

ÇETE TAKİPTEYMİŞ
EK klasörlerdeki belgeye göre baskın silahı Glock, Mardin-İzmir üzerinden tetikçiye ulaştırılmış
Ergenekon Üçüncü İddianamesi’nin delilleri arasında yer alan bir ihbar mektubu ve İzmir Organize Şuçlar Büro Amirliği’nin hazırladığı rapor, Danıştay baskını ile Ergenekon arasındaki bağlantıyı gösteren yeni bilgiler ortaya koydu. Rapora göre Danıştay’a baskın İzmir’de planlandı, tetikçi Alparslan Aslan’ın saldırıda kullandığı Glock marka silahı ise Ergenekon soruşturmasında tutuklanan eski Özel Harekâtçı İbrahim Şahin ve Muzaffer Tekin temin etti.
“Hasan Akkoca” adıyla Ergenekon savcılarına 28 Nisan 2008’de gönderilen ihbar mektubu ve İzmir polisinin iddialarla ilgili raporu eklerdeki 141 No’lu klasörde yer aldı.

‘Tekin bekleme zamanı değil’ diyordu
“Danıştay cinayetinden birkaç ay önce Muzaffer Tekin’in İzmir’de Emniyet amiri Engin (Mehmet Emin Erkılınçoğlu) ve İbrahim Şahin ile birlikte olduklarını öğrendim. Birkaç gün sonra sohbet sırasında Muzaffer Tekin’in çok özel bir görevi olduğu için burada olduğunu artık bekleme zamanı olmadığını, hareket zamanı olduğunu söylediğini duydum” ifadelerinin yer aldığı ihbar mektubunda, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin’in, Emniyet amiri Engin’den silah bularak İstanbul’da kendisine ulaştırmasını istediği ileri sürüldü.

Jandarma’da gizli toplantı
İhbarı yapan Akkoca, Emniyet amiri Engin’in, silah kaçakçısı Şemsettin Akbulut’tan alınan Glock marka silahları 2006 Şubatı’nda İbrahim Şahin’in oğlu Ömer Salih Şahin’e verdiğini belirtti. Oğul Şahin’in de, silahları Muzaffer Tekin’e ulaştırdığını kaydetti. İhbar mektubunda, “Daha sonra Muzaffer Tekin’in İzmir’e geldiğinde İbrahim Şahin’in Karşıyaka’daki evinde kaldığını duydum” diyen Akkoca, Muzzafer Tekin, İbrahim Şahin ve Emniyet amiri Engin’in 25 Şubat 2006’da Bornova Jandarma Komutanlığı’nda toplantı yaptıklarını anlattı.
Danıştay baskınından sonra Muzaffer Tekin’i televizyonda görünce İzmir’deki çete olayının farkına vardığını anlatan Akkoca, İbrahim Şahin’in de isminin geçmesi üzerine Danıştay cinayetinden sonra kentten ayrıldığını iddia etti.

Ve gizli takip başlıyor
İhbar mektubundan sonra Ergenekon savcılarının talebiyle harekete geçen İzmir Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Büro Amirliği, yaptığı araştırmanın sonuçlarını 9 Ocak 2009’da rapor haline getirdi.
Rapora göre, ihbar mektubunda isimleri geçen ve İbrahim Şahin ile Fatma Cengiz’in de aralarında bulunduğu 23 kişi teknik takibe alındı. Şuç örgütüne yönelik 2006’da başlatılan “Yelpaze” operasyonunun sonuçları ile 23 Eylül 2008’de gerçekleşen “Okaliptüs” operasyonunun sonuçları birleştirildi. Gözaltına alınan 23 kişiden altısı tutuklanarak cezaevine gönderilirken, Şahin, aralarında oğlu Salih Şahin ile Fatma Cengiz’in de bulunduğu sekiz kişi ise “yeterli delil bulunmadığından” operasyon dışında tutuldu. Ancak gizli yapılanmaya yönelik araştırma devam etti.

Aralarında irtibat var
Rapordaki telefon kayıtlarına göre İbrahim Şahin’in, bugün Ergenekon soruşturmasında yargılanan Serhan Bolluk, Oktay Yıldırım, Levent Temiz, Kemal Kerinçsiz, Sinan Aygün ve Zekeriya Öztürk gibi isimlerle görüştüğü tesbit edildi.
Raporun Danıştay’a saldırı bölümünde ise İbrahim Şahin ve Muzaffer Tekin’in ilişkileri anlatıldı. Buna göre, ihbar mektubunda Emniyet amiri “Engin” olarak geçen kişinin Mehmet Emin Erkılınçoğlu saptanarak, bu kişinin, Şahin ve Tekin’le sürekli irtibat halinde olduğu, kullandıkları telefon numaralarından tesbit edildi.

Silahı, Şahin’in oğlu mu getirdi
Raporda, Danıştay saldırısında kullanıldığı değerlendirilen Glock marka silahın İzmir’de silah kaçakçılığı yapan Şemsettin Bulut tarafından Mardin’den temin edildiği belirtildi. Bir süre örgüt mensubu Emre Büyükuğur’un işyerinde saklanan silahın daha sonra İstanbul’da İbrahim Şahin’in oğlu Ömer Salih Şahin’e teslim edilmiş olabileceği ifade edildi.

Görüşmeler giderek sıklaştı
Erkılınçoğlu, Şahin ve Tekin’in Bornova İl Jandarma Komutanlığı’nda 25 Şubat 2006’da yaptıkları görüşmenin doğrulandığı belirtilen raporda, bu kişilerin şubat ayı boyunca sık sık görüştükleri kaydedildi. Rapora göre, silahı evinde sakladığı iddia edilen Büyükuğur ile silahı bulduğu öne sürülen Akbulut 6, 7 ve 11 Şubat 2006’da biraraya geldiler. Son görüşmeden bir gün önce ise Tekin, Şahin ve oğlu Salih Şahin arasında telefon trafiği yaşandı.

İstanbul-İzmir arası yoğun trafik
Erkılınçoğlu ve Büyükuğur, 16 şubatta İzmir Gıda Çarşısı’nda görüşürken, aynı gün Tekin, Şahin ve oğlu Salih Şahin Kadıköy’de buluştu. Daha sonra Şahin, Erkılınçoğlu ve Büyükuğur 21 şubatta İzmir Gıda Çarşısı’nda görüştü. Aynı gün gece yarısı Erkılınçoğlu karayolu ile İstanbul’a geldi. Bir gün sonra ise Kadıköy’de, Şahin’in oğlu Ömer Salih Şahin ile görüştükten sonra İzmir’e geri döndü.
24 şubatta ise Tekin ve Ömer Şahin Kadıköy’de buluştu. Bir gün sonra da Tekin karayoluyla İzmir’e giderek Erkılınçoğlu’yla görüştü. Gece Şahin’le toplantı yapan Tekin, 26 şubatta karayoluyla İstanbul’a döndü.

Boş şarjör Arslan’ın şarjörü mü
Raporda ayrıca Emre Büyükuğur’un işyerinde yapılan aramada bir adet Glock marka silaha ait boş şarjör bulunduğuna da dikkat çekildi. Raporda, Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Aslan’ın üzerinde bir Glock marka silaha ait yedek şarjörün bulunduğu ancak araçtan çıkan ikinci Glock’un yedek şarjörünün bulunmadığı vurgulandı. Raporda, ikinci Glock’a ait şarjörün Büyükuğur’un işyerinde ele geçirilen şarjör olabileğinin değerlendirildiği ifade edildi.

Ne olmuştu
Ankara’da 17 Mayıs 2006’da avukat Alparslan Arslan tarafından Danıştay’a gerçekleştirilen silahlı saldırıda Danıştay 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin yaşamını yitirmişti. Aralarında Daire Başkanı Mustafa Birden’in yer aldığı dört üye ise yaralanmıştı. Arslan, saldırı sonrasında kaçmaya çalışırken Danıştay’da görevli polis memurları tarafından yakalanmıştı.
Arslan, saldırıya ilişkin yargılandığı Ankara 11. Ağır Ceza Mahkesi tarafından iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Yargıtay, daha sonra bu kararı bozarak Danıştay’a bakın davası ile Ergenekon davalarını birleştirmişti. 

Taraf

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0