12 Eylül generalleri yargılanıyor...

16 Ocak 2012 14:09 / 1484 kez okundu!

 


Yıllardır '12 Eylülcüler yargılanmalı' dedik. Nihayet yargı önüne çıkıyorlar. Savcının iddianamesi mahkeme tarafından kabul edildi. Darbeci generaller, 12 Eylül 2010 Referandumu’na kadar Anayasa’nın geçici 15. maddesi tarafından korunuyorlardı. Referandumda halkın yüzde 58’i bu maddenin kalkmasını isteyince Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya için yargı yolu açıldı. O günlerde anayasa değişiklikleri referandumunda “Hayır” diyenler “zaman aşımına uğrar, yargılanamazlar” diyorlardı.

Sonra savcılık soruşturması başladı. Evren ve Şahinkaya sorgulandı. Seçimlerin öncesinde olduğu için bu defa 'Hayırcılar', “seçim yatırımı, aslında yargılanmazlar” dedi. 2011’in son günlerinde savcı iddianameyi tamamladı ve sonra mahkeme iddianameyi kabul etti. Artık söylenecek hiçbir şey kalmadı, Evren ve Şahinkaya yargı önüne çıkıyorlar. "Darbeye zemin hazırlamak ve darbe yapmak" suçundan yargılanacaklar. Bu bir ilk...

Sosyalistler yıllarca "12 Eylül generalleri yargılansın" dediler ve sonunda talepleri gerçekleşiyor. Buna rağmen bir kısım sosyalist, özellikle de referandumda "hayır" diyenler gene memnun değiller. Kazandıklarını değil, kaybettiklerini düşünüyorlar.

Nedenleri oldukça garip. Diyorlar ki, iddianame '12 Eylül’ü değil, sosyalistleri yargılıyor'. Nedenleri ise; iddianamenin Fatsa’dan bahsetmesi. Oysa iddianame bir yandan Fatsa konusunda olumsuz ifadeler kullanırken diğer yandan da Terzi Fikri’nin halk desteğine sahip olduğunu anlatıyor. Ama aslında Fatsa’nın iddianameye girmesi sosyalistleri suçlamak için değil Evren ve Tahsinkaya’yı suçlamak için.

İddianame diyor ki, "Fatsa sıkıyönetim bölgesinde olmamasına rağmen o vakit Genelkurmay Başkanı olan Evren’in talimatı ile ordu Fatsa’ya müdahale etti." Oysa sıkıyönetim bölgesi olmasına rağmen ordu Maraş’a müdahale etmedi. Dolayısıyla Evren ve diğer cunta üyeleri aslında bir dizi olayın kışkırtıcısıdır ve hatta belki de tertipçisidir.

Maraş, Sivas, Çorum katliamları, 1 Mayıs 77, Abdi İpekçi’nin öldürülmesi, İpekçi'nin katilinin hapishaneden kaçırılması, 16 Mart Katliamı iddianame de aynı anlayışla yer alıyor. Dolayısıyla "hayırcı solun" bu iddiası tamamen uyduruk.

'Hayırcı cephenin' bir diğer iddiası da, işkencelerden bahsedilen bölümün eski bir ülkücü ve daha sonra BBP genel başkanlığı yapan Muhsin Yazıcıoğlu’nun ifadesi ile başlaması. Hayırcılar bu bölümde sanki sadece Muhsin Yazıcıoğlu’nun ifadesi varmış gibi söyleniyorlar. Oysa aynı bölümde, ÖDP’li Oğuzhan Müftüoğlu, EMEP’li Mustafa Yalçıner, Sosyalist Partili Mustafa Kahya’nın ifadeleri de yer alıyor.

Sosyalistler, yıllardır Maraş, Sivas, Çorum katliamlarının, 16 Martın, 1 Mayıs 77’nin hesabının sorulmasını istediler. İşte sorulmaya başlandı. 'İşkencecilerden hesap sorulsun' dedik ve işte sorulmaya başlandı...

Kısacası "hayırcı cephenin" bütün tezleri çürük. Çürük mazeretlerle referandumdaki, hatalarının üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Ama bu boşuna bir çaba.

Referandumda "hayır" demek yanlıştı ve bugün yanlış olduğu çok daha açık ve net anlaşılır halde.

12 Eylül'ün yargılanması, Evren ve Tahsinkaya’nın yargı önüne çıkması ile tamamlanabilir mi? Hayır.

12 Eylül'de işlenen insanlık suçları saymakla bitecek gibi değil. Bütün bunların hesabı sorulmalıdır. Bunun için "12 Eylül yargılansın" talebini yükseltmeye devam edeceğiz.

"Hayırcılar", 'bir de 12 Eylül’ün ekonomik yanı var' diyorlar. Doğru, 12 Eylül yeni liberalizmin Türkiye’de uygulanmasının kapılarını ardına kadar açtı ama bunu bir mahkeme ile yargılamak mümkün değil. Yeni liberalizme karşı mücadele önemlidir ve bu konuda da mücadele ettik ve edeceğiz...

Evren ve Tahsinkaya’nın yargılanması ve aynı günlerde Başbuğ’un sorgulanarak tutuklanması son derece önemli gelişmeler. Sosyalistler uzun süredir darbelere karşı sokaklarda mücadele ettiler. Darbelere karşı onbinlerin katıldığı sayısız yürüyüş ve gösteri gerçekleşti. 12 Eylül ve diğer darbeler için 'Vicdan Mahkemeleri' kuruldu, çok sayıda insan bu mahkemelere katıldı. Onlarca gösteride “İlker Başbuğ çeneni kapa” sloganı atıldı. Ve şimdi kazandık...

İsterdik ki, 12 Eylülcülerin yargılanmasını sağlayan darbe karşıtı gösterilerimize, referandumda 'Yetmez ama, Evet' diyen politikamıza solun daha fazla kesimleri katılmış olsun. Ama halâ daha geç değil; 'yetersiz demek', ya da 'hiç ses çıkarmadan oturmak' yerine, sol bizimle birlikte darbelere karşı, 12 Eylülün daha kapsamlı yargılanması için kampanya yapar.

Toplumun büyük çoğunluğu, emekçiler, darbelere karşı, 12 Eylülcülerin yargılanmasını istiyor. Emekçilerin çağrısı birlik. Yani özgürlükler için mücadele birliği...


Doğan TARKAN

15.01.2012

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.