SEÇİMLERDEN SONRA EN ACİL GEREKLİLİK...

10 Haziran 2011 17:47 / 1937 kez okundu!

 


Bu seçimlerin sonuçları belli. AKP kazanacak. Kürdistan’da ise, Blok adayları. Bilinmeyen, AKP’nin ne kadar farkla kazanacağı. Anayasa değişikliği için yeterli çoğunluğu elde edip edemeyeceği... CHP için sorun, ne kadar oy alacağı değil. Seçimden sonra nasıl bir iç mücadele yaşayacağı...

Ergenekonculuğun CHP’ye ne kadar hakim olacağı...

MHP, ister barajı aşsın ister aşamasın, belli ki çok zor günler yaşayacak...

Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloku’nun ise; 30 ila 40 arasında adayı meclise gidecek...

Bunlar biliniyor ve bu nedenle heyecansız bir seçim kampanyası yaşanıyor. Heyecansız ama olaylı.

İki tür olay var. Birincisi AKP, CHP ve MHP arasındaki kayıkçı kavgası. Çok "erkek" bir dille bu üç partinin liderleri birbirlerine verip veriştiriyor.

Projeler havada uçuşuyor. Çılgını var, çılgın olmayanı var, ama hepsi de aslında belediye seçimlerinde öne sürülmesi gereken projeler.

Olaylar daha çok 'Kürt sorunu' dile gelince yaşanıyor. Yüksek Seçim Kurulu, Blok adaylarını veto etmeye kalkıştı ve kitlesel bir cevapla karşılaştı.

Şimdi Kürtler kitlesel bir seçim kampanyası sürdürüyor. Kürdistan’da seçimler AKP ile Blok adayları arasında geçiyor. Seçim sonrasında da bu mücadele sürecek. Yeni anayasa etrafında sürecek tartışmaların ve mücadelenin iki ana noktası var. Kürt kimliğinin tanınması ve özgürlükler. Bu tartışmayı/mücadeleyi BDP ile AKP yapacak. Geri kalan partilerin, siyasî güçlerin fazla bir payı olamayacak bu süreçte.

12 Eylül 2010 anayasa referandumunda ‘Yetmez ama Evet’ diyen kesimin, 12 Haziran seçimlerinden sonraki süreçte büyük bir önemi olduğu, şimdi daha net ortaya çıkıyor. ‘Yetmez ama Evet’ diyenlerin iki belirgin özelliği var. Birincisi, özgürlük istiyorlar, özgürlüklerin anayasasını istiyorlar. Bu nedenle 12 Eylül anayasasında açılan gedikleri yeterli bulmasalar da, gene de ‘evet’ dediler.

‘Yetmez, ama Evet’ diyenlerin ikinci özelliği, özgürlükler bağlamında Kürt ulusal kimliğinin tanınmasını desteklemeleri. Kürt ulusal kimliği yeni anayasada tanınmadığı taktirde bu anayasayı özgürlükçü bir anayasa olarak tanımlamak mümkün olamayacak.

‘Yetmez ama Evet’ tutumu bu seçimlere bağımsız bir siyasî güç olarak katılamadı. Blok içinde yer aldı. Ama, özgürlükçü bir anayasa için iktidar partisini zorlayacak tek örgütlü güç o...

Bu nedenle referandumda ‘Yetmez ama Evet’ diyenlerin Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloku’na oy vermeleri en doğru tutum.

Blok’a verilecek her oy AKP’yi zorlayacak.

Seçimlerden sonra, yine 'özgürlükler için kampanya' yapma sırası. Her alanda özgürlükler savunulmalı, bu özgürlüklerin yeni anayasaya yansıması için çalışılmalı elbette.

Ama sadece özgürlükler için çalışmak, kampanya yapmak yetmez, örgütlenmek gerekir...

Bu nedenle de, özgürlükler için mücadele eden bir kitlesel sol siyasal parti acil bir gereklilik. Barış için, özgürlükler için, gelir adaleti için, doğa, çevre ve tüm canlı yaşamı için mücadele edecek, mücadele edenlerin örgütlenmesine yardımcı olacak bir siyasi parti 12 Haziran sonrasında ilk hedef olarak duruyor...


Doğan TARKAN

10.06.2011

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.