SURİYE'YE MÜDAHALE MÜMKÜN MÜ?
12 Ağustos 2011 23:32 / 2547 kez okundu!
Bütün baskılara, tanklara, ordu müdahalesine ve 2 bini aşkın göstericinin ordu ve polis tarafından öldürülmüş olmasına rağmen, Suriye'de ayaklanma sürüyor. Halk, aralıksız olarak birçok kentte sokağa çıkıyor ve Esad rejiminin yıkılmasını istiyor.
Bütün diğer Arap devrimlerinde olduğu gibi, emperyalistler ve Ortadoğu'nun gerici rejimleri Suriye'deki ayaklanmadan rahatsız. Korku duvarını aşmış bir yığın hareketinin nereye kadar ilerleyeceği, nerede duracağı tam belli değil.
Mısır ve Tunus'ta emperyalistler eski diktatörlerini zorlanarak da olsa feda ettiler, yerlerine eski rejimin biraz daha az göze batmış unsurlarını getirdiler ama bir kere hareketlenen ve gücünün farkına varan yığınlar durmadılar.
Tunus'ta halkın sürekli mücadelesi sonucunda Bin Ali'nin iktidar partisi hükümetten ve çeşitli devlet görevlerinden bütünüyle temizlendi. Mısır'da ise işçiler, öğrenciler ve sosyalistler Mübarek'in ardından iktidara el koyan orduya karşı aralıksız bir mücadele sürdürüyorlar. Hareketin en önemli talebi Mübarek'in yargılanmasıydı ve şimdi Mübarek yargılanıyor.
Libya'da işler farklı gelişti. Kitle hareketi olarak başlayan Libya devrimi, kısa süre sonra Kaddafi'ye bağlı ordu birliklerinin şiddetli saldırısı ile karşılaştı ve tam bu sırada, emperyalistler, Libya'ya müdahale ederek devrimi geriletirken Kaddafi'nin durumunu sağlamlaştırdılar. Şimdi Kaddafi sahte bir anti-emperyalist kahraman hâline gelirken, Bingazi'de kurulan Geçici Hükümet ise ayaklanan Libyalıların liderliklerini tasfiye etti ve duruma el koydu.
Geçici Hükümet hemen hemen bütünüyle Kaddafi'nin eski memurlarından ve generallerinden oluşuyor. Artık Libya'da sorun bir devrim değil, hükümet değişikliği durumuna gelmiştir. Şimdi Suriye'de de benzer bir senaryonun uygulanması mümkün. Esad rejimi batılıların sert eleştirileri ile karşılaşıyor, Türkiye de batılı müttefikleri ile birlikte davranıyor.
Esad rejiminin Suriye halkının düşmanı olduğu, eli kanlı bir diktatörlük olduğu açık. Kendi halkını binlerle katlediyor. Ancak batılıların bir müdahalesi, Kaddafi'yi olduğu gibi Esad'ı da anti-emperyalist kahraman hâline getirir ve Suriye'deki yığınsal muhalefet geri çekilmek zorunda kalır. Libya'da olduğu gibi, Suriye'de de, ondan sonra kimin kazanacağı önemli olmaz. Kaybedecek belli: Devrim. Çözüm ise en olumlu hâli ile bir hükümet değişikliği.
Ancak Suriye'ye müdahale Libya kadar kolay değil.
Libya'da Kaddafi rejimi, fazla dostu olan bir ülke değildi. Suriye ise en baştan İran ile yakın ilişkilere sahip. Suriye'ye müdahale İran'ı harekete geçirebilir ve bu, bölgesel bir savaştır. Emperyalistler, özellikle ABD, Irak ve Afganistan'dan sonra yeni bir felaket ile karşılaşmakta çekingen. Bu nedenle Libya'ya müdahalede de, ABD, Fransa ve İngiltere'ye oranla daha isteksizdi.
Suriye ve yanı sıra İran ile yeni bir savaş ise ABD'nin şimdilik planlarında yok gibi.
Bazıları ABD'nin Türkiye'yi savaşa iteceğini iddia ediyorlar, hatta Genelkurmay Başkanı ve üç kuvvet komutanının istifasını bile buna bağlayanlar vardı.
Böyle düşünenler de fazla hayalci. ABD'nin cesaret edemediğine Türkiye'nin cesaret etmesi kolay değil. Suriye ve diğer komşu İran ile savaş, Türkiye'nin kolay kolay altından kalkabileceği bir şey değil.
Öte yandan Suriye'ye müdahalenin bir de Kürt boyutu var. Irak'a müdahale, Irak Kürtlerinin özerkliği kazanmalarına yol açtı. Suriye'ye müdahale de Suriye Kürtlerinin özerkliği kazanmalarına yol açabilir ve bilindiği gibi Suriye Kürtleri içindeki en önemli siyasi güç PKK. İran ile PJAK arasındaki çatışmalar da hesaba katıldığında, Suriye'ye müdahale bir yandan İran'ı, diğer yandan ise Kürtleri devreye sokar ki, bütün bunlar Türkiye'nin kaldırabileceği, göze alabileceği siyasi gelişmeler değildir.
Türkiye ve emperyalistler şimdilik Suriye'ye siyasi, ekonomik baskı yaparak müdahale edeceklerdir. Suriye'de çözüm ise Suriye işçi sınıfının Tunus ve Mısır'da olduğu gibi mücadeleye katılması olacaktır. Bir genel grev Esad rejiminin sonu olacaktır. Suriye toplumunu büyük ölçüde radikalleştirecektir. Batılı emperyalistler ve Ortadoğu'daki gerici rejimler de -aynen Esad gibi- böylesi bir adımdan korkuyorlar.
Doğan TARKAN
12.08.2011
Son Güncelleme Tarihi: 19 Ağustos 2011 11:56