Dünyadan Türkiye’ye barış için dokuz madde - Doğan Akın

17 Ocak 2013 12:18  

 

Dünyadan Türkiye’ye barış için dokuz madde - Doğan Akın

İmralı’da başlayan diyalog süreci, önemli bir gerçeğin üzerine inşa ediliyor. Zira askerlerin siyasi güç kullanabildiği bir Türkiye’de böyle bir süreç başlatılamazdı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in, açılım sürecinin başında önemli bir rol oynayan eski MİT Müsteşarı Emre Taner’in, askerlerin engellemesi üzerine İmralı’ya gidemediğini açıklaması da bu gerçeği ortaya koyuyor.

Peki, Paris’teki cinayetler gibi birçok provokasyona da sahne olabilecek bu süreç nasıl ilerleyecek?

Çatışma çözümleri üzerine dünyada önemli çalışmalar yapmış Prof. Vamık Volkan, T24’te yayınlanan yazısında, “tarafların birbirini hürmetle dinleyebilecekleri toplumsal bir sürecin başlatılmasının” önemini vurguluyordu.

Kürt sorunu için “karşıdakini dinleme” aşamasını “anlama” süreci takip edecek mi, henüz bilmiyoruz. Ancak benzer süreçler konusunda dünyada yaşanmış önemli tecrübeler var. TÜSİAD’ın geçen yıl düzenlediği “21. Yüzyıl’da Devlet ve Birey” konulu forumda önemli bir sunum yapan Brian Currin, bu tecrübeleri paylaşmıştı. Güney Afrikalı bir insan hakları savunucu olan Currin, ülkesinde Hakikat Uzlaşma Komisyonu’nun kurulmasında etkin olmuş bir isim. 1987’de İnsan Hakları Avukatları Ulusal Birliği’ni kuran; Sri Lanka, Ruanda, Kuzey İrlanda ve Orta Doğu’da siyasal dönüşüm süreçlerinde görevler üstlenen Currin, “aracılık, uzlaşma ve müzakere” konularında 20 yıllık bir tecrübeye sahip.

BASK bölgesinde ETA ile Fransız ve İspanyol hükümetleri arasında uzlaşma arayan Uluslararası Temas Grubu’nda da yer alan Currin’in, “müzakerelere dayalı barış süreci için” İstanbul’da anlattığı dokuz önkoşul veya gerekliliği özetlemeye çalışacağım.

1- Ortak çıkar ve ortak tercih: Tarafların çıkarlarının paylaşımlı olması ve ortak tercihlerinin bulunması gerekiyor Tarafların daha iyi bir alternatifi olduğunu düşünmeleri durumunda barış görüşmeleri olamıyor.

2- Taraflar silahlı kuvvet desteğini almış olmalı: Her iki tarafta siyasi liderlerin kendi silahlı kuvvetlerinin desteğini almış olması gerekiyor. Devletin, ordu ile emniyet güçlerinin; diğer tarafta tırnak içinde militanların, teröristlerin bu süreci desteklemesi gerekiyor. Başarısız örneklerde, taraflardan biri ya da ikisinin silahlı güçlerin desteğini alamadıklarını görürüz.

3- Militan taraf mutlaka müzakereye girmeli: Militanların rolü süreçte çok önemli. Ateşkes, tazminatların ödenmesi, silahların bırakılması, sürgün gibi konular için militan tarafın mutlaka müzakereye girmeleri gerekir. Bu dönemde siyasi liderlerle militanlar arasındaki iletişim kanalları açık olmalı. Militanların da siyasi süreci iyi idrak etmeleri, kendilerini siyasi anlaşmalarla bağlamaları gerekiyor.

4- Taraflar kendilerini barışa adamalı: Tarafların barışçı çözüme kendilerini adamaları önemli. Adanmışlık için iki tarafın da ortak bir gelecek vizyonuyla birbirine güvenmesi gerekiyor. İyi niyete dayalı müzakere çok önemlidir. Taraflar müzakere öncesinde şunu çok iyi bilmelidir; sonuç önceden tayin edilmemiştir, müzakere sonunda iki tarafın da galip gelmesi gerekecektir, kuvvet kullanılamaz, baskı olmaz, birbirlerinin zafiyetlerini kullanamazlar.

5- Dinleyen ve anlayan liderlik: Başarılı liderler, başkalarına nüfuz edebilecek, hedef doğrultusunda insanları seferber edebilen, dürüst, adil, esnek, kendisini başkasının yerine koyabilecek ve kalıplarla düşünmeyecek insanlardır. Bu liderlerin diğer özelliği, diyalogu ve iletişiminin sağlam olmasıdır. Dinleyecek, bununla kalmayacak karşı tarafı anlayacak ve anladığını karşısındakine iyi ifade edecek... Çatışma ortamında başarılı liderlere sahip olmak büyük bir avantajdır.

6- Uygun ortam ve saydamlık: Başarı için ortamın ve konjonktürün de uygun olması gerekir. Yapılandırılmış, saydam bir barış süreci izlenmeli. Sürecin algılanması ve hissedilmesi lazım. Gizli bir barış süreci olmaması lazım. Kamuoyu desteği böyle alınır.

7- Özgür basının desteği: Diğer vazgeçilmez unsur hür basının varlığı. Medya mensuplarının barışın öneminin farkına varması, destek vermesi, bunu ulusal bir dava olarak görmesi gerekiyor. Devletin kalkıp da “bunu destekleyin” demesi değil, basının kendisinin bunu yapması lazım. Medyanın amacı barışa destek olmamaksa barışı baltalayabiliyorlar.

8- Halkın sürece çekilmesi: Vatandaşların işin içine çekilmesi, bunun için sivil toplum kuruluşları önem taşıyor. Güney Afrika’da bir ara çıkmaza girdik, müzakereler durdu, anarşi tırmanışa geçti, STK’ların devreye girmesiyle sivillerin desteği yapılandı.

9- Süreç ülke koşullarına uymalı: Başka bir ülkeden tıpatıp örnek alınamaz, ama ülkeler birbirlerinden esinlenebilir. Kuzey İrlanda ve Güney Afrika’da hatalar da yapıldı. Ülkelerin kendilerine has çözümleri geliştirmeleri gerekir.

Twitter: @DOGANAKINT24

dakin@t24.com.tr

Taraf

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0