2000'LÝ YILLARIN EN ÝYÝ 25 FÝLMÝ -1
30 Haziran 2010 22:55 / 4041 kez okundu!
2000’li yýllarýn ilk on yýlýný bitiriyoruz. Ýlk on yýlýn dikkat çeken filmlerini anýmsamak için arþivlere girdiðimde kafa karýþtýran bir birikimle karþýlaþtým. Etkileyici ve ayný zamanda giþede de baþarýlý olmuþ bir çok film yanýnda, birer baþyapýt düzeyinde olan fakat çeþitli nedenler sonucu geniþ anlamda gösterime girememiþ filmler arasýnda karar vermenin ne kadar güç olduðunu gördüm...
Bunlarýn arasýndan en iyi 25 filmi seçmek hangi kriterlere göre olacaktý? Sinema için yeni bir soluk olabilecek, farklý bir bakýþý temsil eden filmler ile Hollywood’un pahalý fakat etkileyici filmleri arasýnda harman bir liste yapmak ve adil davranmak oldukça zor oldu. En zoru da büyük beðeni toplayan fakat beni nedense çok etkilemeyen filmlere haksýzlýk yapmama baskýsý oldu.
Diðer taraftan onlarý küçük bütçeli fakat yaratýcý bir dehanýn ürünü olan, zamanla kült mertebesine ulaþan veya ulaþabilecek filmler ile sýralamak hoþuma giden bir intikam oldu. Bir kriter olarak da birden fazla filmle döneme vurgusunu vuran yönetmenlerin filmlerine öncelik vermenin daha hakkaniyetli olacaðýna karar verdim.
Daha fazla sayýda filme yer verebilmek için Türk filmleri için ayrý bir liste yapmak da mantýklý geldi. Nereden bakarsak bakalým son on yýlýn Türk sinemasý için yeniden bir yapýlanma süreci olarak geçtiðini net olarak görüyoruz.
Genel olarak baktýðýmýzda insanoðlunun gittikçe artan kontrolsüz þiddeti üzerine öykülerin üstünlüðü çok belirgin.
Fantastik filmlerin ise gittikçe geliþen teknoloji sonucu mükemmel bir görselliðe ulaþtýðýna tanýk olduk.
Uzak Doðu Sinemasýnýn yaratýcýlýðýna ve estetik duygusuna birçok filmde tanýk olduk ve büyük keyif aldýk.
1- Ýhtiyarlara Yer Yok–No Country For Old Man, 2007, Yön: Coen Kardeþler
2- Saklý-Cache ,2001, Yön: Michael Haneke
3- Aþk Zamaný-Fa young nin wa, 2000, Yön: Wong Kar-Wai
4- Korkak Robert Ford’un Jesse James Suikasti-The Assasination of Jesse James by the Coward Robert Ford, 2007, Yön: Andrew Dominik
5- Dogville, 2003, Yön: Lars von Trier
6- Avatar, 2009, Yön: James Cameron
7- Yüzüklerin Efendisi Üçlemesi, 2002-2004, Yön: Peter Jackson
8- Tanrý Kent-Cidade de Deus, 2002, Yön: Fernando Meirelles
9- Kanlý Pazar-Bloody Sunday, 2004, Yön: Paul Greengrass
10- Açlýk–Hunger, 2009, Yön: Steve McQuenn
11- Konuþ Onunla-Hable con ella, 2002, Yön: Pedro Almadovar
12- Karanlýk Yolculuk-Danny Darko, 2001, Yön: Richard Kelly
13- Paramparça Aþklar Köpekler-Amores Perros, 2002, Yön: Alejandro Gonzalez Ýnarratu
14- Baþkalarýnýn Hayatý-Das Leben der Anderen, 2006, Yön: Florian Henckel von Donnersmarck
15- Mulholland Çýkmazý-Mullholland Drive, 2001, Yön: David Lynch
16- Kara Þövalye-The Dark Knight, 2008, Yön: Christopher Nollan
17- Bir Rüya Ýçin Aðýt-Dream For Requiem, 2002, Yön: Darren Aronofsky
18- Dönüþ-Vozyyrashchenie, 2003, Yön: Andrei Zvydagintsev
19- Amelie-Le Famouleux Destin d’Amelie Poullain, 2001,Yön: Jean Pierre Jeunet
20- Yaratýk-Gwoemul, 2006, Yön : Bong Joon-Ho
21- Sarhoþ Atlar Zamaný-Zamani Barayi Masti Ashbi, 2000, Yön: Bahman Ghomani
22- Billy Eliot, 2000, Yön: Stephen Daldry
23- Afili Delikanlý-Sweet Sixteen, 2002, Yön: Ken Loach
24- Yasak bölge 9-District 9, 2009, Yön: Neill Bloomkamp
25- Kan Dökülecek-There Will Be Blood, 2007, Yön: Paul Thomas Anderson
2000’li yýllara damgasýný vuran isimlerin baþýnda gelen Coen Kardeþlerin 2009’da Oscar ödülünü kucakladýklarý ‘Ýhtiyarlara Yer Yok’ günümüz insanýnýn içinde bulunduðu kötülük dolu ve güvenilmez dünyayý, özgün bir western/polisiye atmosferinde, tek kelimeyle mükemmel olarak yansýtýr. Bir para çantasýnýn etrafýnda dönen sýnýrsýz þiddeti anlatýrken, modern çað insanýnýn evriminin aslýnda ilkelliðe ne kadar yakýnlaþtýðýný ima eder Coen’ler. Avusturya asýllý Michael Haneke festivallerde en fazla ödül kazanan yönetmenlerin baþýnda geliyor. Zamanýn ruhunu kavramýþ sýký bir düþünür olan Haneke burjuva sýnýfýnýn ikiyüzlülüðü, medya simülasyonu, insanoðlunun anlamsýz þiddeti, saptýrýlmýþ gerçeklerin üzerine giden filmlerinden birisi olan ‘Saklý’ ile son on yýla saðlam bir imza attý. Ýsimsiz kasetlerin huzursuz ettiði bir burjuva ailenin, geçmiþte saklý kalmýþ bir gerçekle yüzleþmesi ve suçluluðun duygusunun üzerinin örtülmesi düþündürücü bir film. Wong Kar-Wai ismini geniþ kitlelere tanýtan ‘Aþk Zamaný’ renk, dekor, kostüm ve sýra dýþý kadrajlarý ile unutulmaz bir estetik gösterisi sunar. 1962 Hong Kong’unda yaþanan imkansýz bir aþký anlatýrken, nostaljiyi unutulmaz bir tango müziði ile kaynaþtýrýr. ‘Korkak Robert Ford’un Jesse James Suikasti’ Yeni Zelanda kökenli Andrew Dominik’in ikinci uzun metrajlý filmi. Western türü için alýþýlmadýk hüzünlü bir atmosferi kurmadaki baþarýsý, sakin fakat akýcý anlatýmý, Robert Ford karakterini canlandýran Ben Casey’in etkileyici performansý filmin en önemli artýlarý olarak öne çýkar. Öykünün sadece bir suikast ile sýnýrlanmamasý, olayýn sosyal etkileri, suikastçinin kaderini izlemesi filmi western atmosferi içinde geçen, bir psikodramaya dönüþtürür. Son yirmi yýlýn en önemli yönetmenlerinden Lars Von Trier insan karakterinin kaotik yapýsýný, güvenilmezliðini, deðiþkenliðini teatral bir dekor içinde anlattýðý ‘Dogville’ ile sinema tarihinin en ayrýksý filmlerinden birisine imza atar.
Ve James Cameron… 2009’da Avatar ile muhteþem bir dönüþ kutlar. Titanik sonrasý on yýl kadar sessiz ve derinden giden yönetmen, hareket yakalama teknolojisini kusursuzlaþtýran CGI tekniði ile emsalsiz bir 3D görüntü þöleni sunar. Tüm zamanlarýn hasýlat rekorlarýný kýran film 2000’li yýllarýn en sevilen temasý olan insanoðlunun acýmasýzlýðýný, sömürgeci çýkarlarý için her þeyi yakýp yýkabileceðini fantastik bir öykü içinde anlatýr.
Evet 2000’li yýllarýn en çarpýcý filmleri genelde insanýn kontrolsüz þiddetini konu aldý; Brezilyalý yönetmen Fernando Meirelles’de ‘Tanrý Kent’ ile ülkesinin varoþlarýnda yaþanan savaþý, belgesele yakýn bir anlatým ile gösterir. Ýngiliz Paul Greengrass ise Berlin’de Altýn Ayý kazanan ‘Kanlý Pazar’da Ýngiliz polisinin yürüyüþ yapan sivil Ýrlandalýlara uyguladýðý katliamý konu aldý. Ayný Greenrass ünlü Bourne serisinde yaptýðý ‘Medusa Darbesi’ ve ‘Son Ültimatom’ ile birinci sýnýf iki aksiyona da imza atarak, son on yýlýn çýkýþ yapan yönetmenleri arasýnda üst sýralarda yerini aldý. Politik sinemanýn en sýký örneklerinden birisi de 2008 Cannes’da Altýn Kamera ödülü alan ‘Açlýk’ oldu. Genç yönetmen Steve Mc Queen ilk uzun metrajýnda IRA’nýn önderlerinden Bobby Sand’ýn 1981 yýlýnda Long Kesh hapishanesinde, kendisiyle birlikte dokuz kiþinin ölümüne yol açan açlýk grevini anlatýyor. Film sistemin hapishanede uyguladýðý düzenli þiddeti, Sand’ýn açlýk grevinde her geçen gün erimesi, vücudunda açýlan yaralar, bilincini yitirmesini unutulmayacak kareler ile yansýtýr. Sabit bir kamera açýsýndan verilen direniþçi ve rahip arasýnda 23 dakika süren tartýþma tüm direniþin özünü söze dökerken, bedensel direniþin de intihardan olan farkýný ortaya koyar.
Mulholland Çýkmazý iki binli yýllarýn üzerinde en fazla konuþulan, farklý yorumlanan filmi olur. Sinema dünyasýnýn anlaþýlmasý en zor yönetmenlerinden olan David Lynch seyircisine bir kez daha birleþtirmesi için bir ‘puzzle’ sunar. Baþrol oyuncusu Naomi Watts’ýn söylediði gibi ‘seyircinin yanýnda eve götüreceði’ bir filmdir. Filmde Hollywood rüyasýný, gerçek ve kabus arasýnda bir meddi cezir’e dönüþtüren Lynch, Film Noir sýnýrlarýnda yürümeyi de ihmal etmez. Bir trafik kazasý sonrasý geçmiþi anýmsamayan Rita ile neþeli, fýkýr fýkýr, artist olma hayalleri kuran Betty þehvet ve tutku dolu iliþkilerinde, yavaþ yavaþ birbirlerine dönüþmeye baþlar. Bu dönüþümün gerçekte zihinde yaþanan bir rüya olduðunu, gerçekte birisinin diðeri gibi olmak arzusu olduðunu, onu cinsel olarak da arzuladýðýný içerdiðini anlýyoruz. Film Hollywood rüyasýnýn baþtan sona kayýtlý olduðunu gerçekte her þeyin kirli eller tarafýndan yönetildiðini yan kýsa hikayeler ve karakterler ile anlatýr. Öykü filmin baþlangýcýndaki Mulholland Çýkmazý levhasýndan sonra, kývrýlýp giden yol gibi, karanlýða doðru seyrederken seyirciye de yorumlamak düþüyor.
Devam edecek…
Emin Yeðinboy
22.06.2010