AZ PÝÞMÝÞ BÝR YUMURTA
17 Mayýs 2008 17:12 / 1919 kez okundu!
Yönetmen ve Senarist: Semih Kaplanoðlu Oyuncular: Nejat Ýþler, Saadet Iþýl Aksoy, Ufuk Bayraktar, Tülin Özen Yusuf (Nejat Ýþler) annesinin ölümü üzerine doðduðu, büyüdüðü kasabaya geri döner. Ýsteyerek terk ettiði topraklara geriye dönüþ onun için, ge
Olmak istediði büyük kentli entelektüel þair kimliði ekmek savaþýnýn sürüklediði sahaf dükkaný ile yer deðiþtirmiþtir. Kazandýðý bir þiir ödülü dýþýnda þair olarak anýlmak yolunda muazzam iþler baþaramamýþtýr. Ana yuvasýna, Yumurta’dan çýktýðý yere dönüþün beklenmedik fakat içten istenilen bir ziyaret olduðunu anlar. Burada onu sonsuz bir sadelik, kendi halinde akan bir yaþam karþýlar. Düþünceler duygulara karþý gelememeye baþlar, beden kendisini buradaki hayatýn akýþýna býrakmaya hazýrlar. Annenin ölümü içteki Ben’in yeniden doðuþuna hizmet eder adeta. Kabullenmek, itiraf etmek zordur. Annesiyle ayný evde yaþayan uzaktan akraba Ayla yaþamýnýn bu evresine yeni bir pencere açar. Çekingen, üniversite sýnavýnda puan tutturarak yumurtasýnýn kabuðunu kýrmaya çalýþan tipik bir kasaba kýzýdýr. Yusuf’a annesinin bir adaðý olduðunu, bunu bir görev olarak kabul edip, yerine getirmesini ister. Kasaba gibi kýzýn sadeliðinden etkilenen Yusuf bu isteði yerine getirmeye karar verir.
Yaþam ritminde (yer yer daha yavaþ) seyreden sakin, sade bir film. Sessizliðin kelimelerden daha çok þey anlattýðý karþýlýklý konuþmalar, tüm filme hakim koyu yeþil tabiatýn desteklediði puslu arka plan. Sabit kamera tüm bu sakinliði baþtan sona destekliyor. Yönetmen ve senarist Semih Kaplanoðlu öyküsünün anlamýný karelerin dýþýna taþýrarak seyirciyi hissetmeye zorluyor.
Kaplanoðlu, yakaladýðý minimal akýþýn estetiðini zedelemekten korkarcasýna öykü içine dramatik bir olay yerleþtirmemiþ. Oyuncular da ayný estetik bütünlük içinde hareket ediyor. Yusuf’un finalde aðlamasý dýþýnda duygusal bir tepki yok. Bir yerde film doðallýðý yakalamayý abartýp yapaylýk sýnýrýna dayanýyor. Nejat Ýþler ve Saadet Iþýl Aksoy filmin ruhunu yakalayan oyunculuklar sergiliyor.
Popüler sinemanýn taþýdýðý tüm detaylardan arýnmýþ ‘Yumurta’, Nuri Bilge Ceylan, Reha Erdem gibi minimal bir anlatýmla belli bir felsefeyi yakalamaya çalýþan kökeni Andrev Tarkosky’e kadar uzanan bir yolu izliyor. Ýç içe geçmiþ türlerin ortalama sinema seyircisinin her türlü beklentisini tatmin ettiði bir dönemde bu denli sade bir film iyi bir kiþisel sinema örneði olmanýn ötesine geçemez.
Emin Yeðinboy