ÇAÐAN IRMAK’ TAN GERÇEKÇÝ BÝR MASAL
23 Kasým 2010 00:47 / 1946 kez okundu!
Çaðan Irmak yeni filmiyle masal ve animasyon dünyasýna göz kýrpýyor. Her iki türden pasajlar ile süslediði öyküsü temelde önceki filmlerinde olduðu gibi karakter odaklý. Bu kez öyküsünü her zamankinden daha iyimser bir finale taþýmayý tercih etmiþ.
PRENSESÝN UYKUSU
SENARiST/YÖNETMEN: ÇAÐAN IRMAK
OYUNCULAR: ÇAÐLAR ÇORUMLU, GENCO ERKAL, SEVÝNÇ ERBULAK, ALÝCAN YÜCESOY, SEVVAL BAÞPINAR
Öykülerinde geçmiþin travmalarýný unutamayan karakterleri, bu günkü yaþamlarýnda da eðreti, uyumsuz dururlar. Geçmiþin acýlarýndan bu günlerini de tüm ruhlarýyla kucaklayamazlar. ‘Babam ve Oðlum’da Sadýk (Fikret Kuþkan) karýsýnýn ölümünün ve hapis yýllarýnýn , ‘Karanlýktakiler’de anne (Gülseren Çetinkaya), gençliðinde yaþadýðý tecavüzün ‘Mustafa Hakkýnda Herþey‘de Mustafa (Fikret Kuþkan) karýsýnýn geçmiþiyle ilgili sýrrýn travmatik yaralarýný iyileþtirmezler.
Bu kez geçmiþlerindeki yaralarýndan daha güçlü çýkmýþ karakterler ile tanýþýyoruz. Aziz (Çaðlar Çorumlu) ve Neþet (Alican Yücesoy) çocuk esirgeme kurumunda büyümüþlerdir. Birisi halk kütüphanesinde, diðeri ise markette çalýþmaktadýr. Seçil (Sevinç Erbulak) kýzý Gizem (Sevval Baþpýnar) ile kocasýnýn þiddetinden kaçarak yeni bir yaþama baþlama gücünü göstermiþtir. Nietzsche’nin ünlü ‘beni öldürmeyen þey güçlü kýlar’ veya Hemigway’in Silahlara Veda romanýnda yazdýðý ‘kýrýk yerlerden güçleniriz’ sözlerinin yaþamdaki suretleri gibidirler. Talihsizlikleri onlarýn varoluþlarýný, yaþama güçlerini pekiþtirmiþtir. Aziz’in günlüðüne ‘baþýna kötü bir þey gelmiþ bir olay, öyle bir gün gelir ki, olmasý gerektiði için olmuþ ve daha iyi þeylere neden olmuþtur bilemezsin’ diye yazar, Ýçindeki bu iyimserlik onun yüzündeki sürekli gülümsemenin patronudur.
Filmin ikinci yarýsýnda hikayeyi sürükleyen emekli rejisör Ýskender (Genco Erkal) ise kendisini varoluþcu bir yalnýzlýða mahkum etmiþtir. Çevirdiði kovboy, Killing filmlerinin modasýnýn geçmesiyle baþlayan baþlayan çöküþü, çok sevdiði karýsýnýn erken ölümüyle dibe vurmuþtur. Artýk insan içine karýþýp yaþamýný sürdürmek yerine, ölümü bekler bir haldedir. Hepsi bir varoþ semtinin mütevazi yaþamýnýn içindedir. Küçük bir kýzýn geçirdiði kafa travmasý sonrasý derin uykuya dalmasý tüm karakterleri bir araya getirir. Aziz küçük kýzý uyandýrmak için her gün yataðý baþýnda masal okumaya baþlar.
Irmak, öyküsüne masallarýn naif dünyasýný, dramatik anlatýmlarda animasyonun etkileyiciliðini eklemiþ. Pamuk Prenses göndermesi, görsel olarak Denizler Altýnda 20.000 Fersah’ýn dev ahtapotu, gökten yere süzülen periler, zümrüdüanka kuþu gibi öðeler filmin düþsel ve naif yönüne hizmet ediyor. Bu bölümler filmin melodram havasýný kýrarak, fantastik bir masal havasýna bürünmesine müsaade edecek uzunlukta deðil. Öykünün gerçek sularda seyretmesini zedelemiyor. Tümü Aziz’in düþleri olarak tasarlanmýþ. Masal da uyutmak için deðil küçük Gizem’i uyandýrmak için anlatýlýyor.
Baþlangýç bölümlerinin bölük pörçük yapýsý, ikinci bölümde Genco Erkal’ýn devreye girmesiyle film Yeþilçam geleneklerine uygun bir melodrama kayýyor. Çaðan Irmak seyircinin gözlerini yaþartmayý bir kez daha baþarýyor. Erkal ve Ulusoy arasýndaki hoþ uyum ve diyaloglar filmin en neþeli bölümlerini oluþturuyor.
Redd Grubu’nun filme esin kaynaðý olan þarkýsý ‘Prensesin Uykusuyum’u çaldýklarý bölüm öyküye yakýþmýþ. Bir tek neden canlý deðil de playback yapmýþlar, anlayamadým.
Oyunculuklar filmin samimi ve sade havasýný mükemmel destekliyor. Hayatý sonuna kadar kovala mesajý seyirciyi salondan uðurluyor.
Emin Yeðinboy
21.11.2010