DECCAL - ANTICHRIST

13 Temmuz 2010 12:01 / 2867 kez okundu!

 


KADIN ÞEYTAN MIDIR?
Lars Von Trier’in son filmi ‘Deccal-Antichrist’ filmografisinde çok farklý yerde duracak, her zaman tartýþmaya açýk duracak. Ýlk gösterildiði Cannes Film Festival’inde kadýn düþmanlýðý eleþtirileri nedeniyle yerden yere vurulmuþtu. Nasýl vurulmasýn? Deccal sonuç olarak kadýnýn ta kendisi oluyor. Orijinal adý Antichrist, Vahiy kitabýndaki Mesih Karþýtý olarak kadýný tanýmlýyor. Sonuç olarak bu alt metin yönetmenin de onayladýðý bir gerçek.


YÖNETMEN: LARS VON TRIER
OYUNCULAR: CHARLOTTE GAINSBOURG, WILLEM DEFOE

Film üzerine yapýlan söyleþide kendisini en fazla etkileyen yazarlardan birisi olan August Strindberg’den bahseder. Stringberg (1849-1912) tüm eserlerinde kadýnlar ile sürekli savaþým içinde olan bir yazar olarak tanýnýr. Ruhsal bunalýmlar ile savaþarak yazdýðý ‘Cehennem’ adlý romanýndan etkilenen Trier kendisinin de benzer bir süreçten geçtiðini, bir daha film yapamayacaðýna dair kaygýlar taþýdýðý, depresyon ile boðuþtuðu bir dönem sonucunda bu filmi gerçekleþtirdiðini söylüyor. Von Trier’in ve Strindberg kadýn doðasý gereði kötü ve yýkýcý bir güçtür söyleminde cehennemlerini birleþtirir. Deccal’de kadýn ‘aðlayan kadýn kandýran kadýndýr’ derken, Strindberg ‘kadýnýn kötülüðü bilinçsizdir, doðasýndan kaynaklanmaktadýr’ diye yazar.

Deccal siyah-beyaz prolog bölümü ile baþlar; Handel’ýn hüzünlü bir aryasý eþliðinde kendinden geçmiþcesine seviþen bir çift, arkada çalýþan bir çamaþýr makinesi ve yataðýnýn korkuluðunu açan küçük bir erkek çocuk, açýk pencereden dýþarýda lapa lapa yaðan karýn birbirine baðlanan görüntüleri sinema tarihinin en çarpýcý görüntüleri arasýnda yer almaya aday. Daha sonraki görüntülerde çocuk pencerenin önündeki masaya týrmanýr ve pencereden düþer. Bundan sonraki tematik dört bölümde yas, kadýnýn terapisi ve terapinin koca tarafýndan üstlenmesi geliyor. Sakin ve kontrollü bir koca karþýsýnda dengesiz, kendine zarar verebilecek bir kadýn profili var. Doðada bir kulübeye giderek, medeniyetten uzak yaþam içinde terapiyi sürdürmeye baþlarlar. Baþtaki pastoral doða bir süre sonra yok edici, kaotik bir ortama dönüþmeye baþlar. Doðadaki kaos ortaya çýkmýþtýr. Paralel bir deðiþimi kadýn da benliðinde yaþamaya baþlar. Kötüleþir, kocasýna zulmetmeye, öldürmeye çalýþan kontrolsüz bir kadýna dönüþür.

Son yirmi yýlýn en þaþýrtýcý yönetmenlerinden olan Danimarka doðumlu Lars Von Trier geçmiþte de kadýn karakterlerini yaþamýn acýmasýzlýðý içinde çeþitli sýnavlardan geçirdi. Dalgalarý Aþmak’ta Bess (Emily Watson) kaybettiði mutluluðu ararken seks ve tanrý arasýnda sýkýþýp kaldý, Karanlýkta Dans’da Selma Jezgova (Björk) tüm geleceðini çalan insanlarýn kötülüðü karþýsýnda çaresiz bir kurban oldu, Dogville’de Grace (Nicole Kidmann) kendisini acýmasýzca sömüren insanlardan intikamýný alan bir meleðe dönüþür. Von Trier filmlerinde genelde kurban olan kadýn bu kez kötülüðün anasý þeytan ile eþ deðer tutar. Kendisi de filmde eleþtirisel yaklaþtýðý biliþsel terapiyi görmüþ. Sanatçýlarýn depresyon dönemlerini sanat eserlerine dönüþtürmeleri sýk görülen bir vakadýr. Onlarýn bu karanlýk dönemlerdeki hissiyatlarýný eleþtirmek ise bizlere düþer. Hele Von Trier gibi seyirciyi þaþýrtmayý seven bir yönetmense hiç sürpriz deðil. Nereden bakarsak bakalým her sinema seyircisinin hazmedebileceði bir film deðil Deccal.


Emin Yeðinboy

12.07.2010

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.