ÝNTÝKAM PEÞÝNDE
02 Þubat 2010 22:37 / 2100 kez okundu!
MEL GIBSON’IN DÖNÜÞÜ
Mel Gibson seyircinin sevdiði bir oyuncu. Yedi yýl süren ayrýlýktan sonra kamera önüne intikam peþinde koþan polis bir öyküsü ile geri dönüyor. Usta yönetmen Martin Campbell’in akýcý anlatýmý eli yüzü düzgün bir polisiye sunuyor.
Fakat elde orijinalliði olmayan öykü olunca sonuç vasatýn üzerine çýkamýyor. Kýsaca Gibson-Campbell birlikteliðini onurlandýran bir film deðil.
ÝNTÝKAM PEÞÝNDE
YÖNETMEN: MARTIN CAMPBELL
OYUNCULAR: MEL GIBSON, RAY WINSTON, BOJANA NOVAKOVIC
Boston’da tek baþýna, sakin bir hayat süren polis Thomas Carven’in hayatta en deðerli varlýðý kýzý Emma’dýr. Massachusette’den kendisini ziyarete geldiði bir gece kapýsýnýn önünde olan silahlý bir saldýrýda kýzý kollarýnda ölür. Önce kendisine düzenlenen bir saldýrýda kýzýnýn yanlýþlýkla öldürüldüðünü düþünür. Bir süre sonra kýzýnýn yatak odasýnda bulduðu bir tabancanýn izini sürmeye baþlar. Arka arkaya patlayan olaylar ve yeni kanýtlar onu kýzýnýn stajyer olarak çalýþtýðý Northorn nükleer ürünler fabrikasýna götürür. Artýk hedefin kendisinin deðil kýzýnýn olduðundan emin olmak üzeredir.
Kýzýný kaybeden acýlý babada yýllarýn yüzüne eklediði kýrýþýklýklar Gibson’a daha fazla bir inandýrýcýlýk kazandýrýyor. Zaman zaman Cehennem Silahý serisinde canlandýrdýðý çýlgýn detektif Martin Rigss’i anýmsatan aksiyon sahnelerine kalkýþsa da gelecekte daha sakin rolleri tercih etmesi uygun olacak gibi duruyor.
Ray Winston ise hayata dair afarozmatik sözler sarfeden bir tetikçiyi oynuyor. Ramiz Dayý ile bir akrabalýk mevzu bahis galiba. Winston ve Gibson karþý kutuplarda fakat uyumlu bir oyunculuk sergiliyorlar.
Sinema tarihine yönetmen oyuncu olarak ‘Cesur Yürek-Braveheart’ gibi bir baþ yapýt hediye eden Mel Gibson sonraki yapýmlarýnda yönetmen olarak ‘Tutku: Hz Ýsa’nýn Çilesi’, ’Apokalipto’ ile baþarý eðrisini belli bir düzeyde tutmayý baþardý. Martin Campbell ise filmografisinde iki James Bond (Casino Royal, Golden Eye), Dikey Limit gibi baþarýlý aksiyonlar olan bir yönetmen.
Tekrara gerek yok; her ikisinden daha iyi þeyler beklemek hakkýmýz.
Emin Yeðinboy
02.02.2010