Son 25 yýlýn en iyi 25 filmi -2
22 Temmuz 2009 13:53 / 2509 kez okundu!
Emin Yeðinboy, izmirizmir.net için “yaz sezonu özel programý” adý altýnda "Son 25 yýlýn en iyi 25 filmi"ni tanýtmaya devam ediyor. Ýyi seyirler...
Listemizi hatýrlayalým:
Son 25 yýlýn en iyi 25 filmi
1. Ucuz Roman-Pulp Fiction (1994)
2. Yüzüklerin Efendisi Üçlemesi-Lord of The Rings(2001-03)
3. Er Ryan’i Kurtarmak-Saving Private Ryan (1998)
4. Kuzularýn Sessizliði-The Silence of The Lambs(1991)
5. Matrix-The Matrix (1999)
6. Dövüþ Kulübü-Fight Club (1998)
7. Büyük Lebowski-The Big Lebowski (1997)
8. Leon (1994)
9. Yedi-Seven (1996)
10. Affedilmeyen-The Unforgiven (1992)
11. Titanic (1997)
12. Anayurt Oteli (1987)
13. Yeraltý-Underground (1993)
14. Eþkiya (1996)
15. Cesur Yürek-Braveheart (1994)
16. Amerikan Güzeli-The American Beauty (1998)
17. Þöhrete Bir Adým-Almost Famous (2000)
18. Karanlýk Þehir-Dark City (1997)
19. Akýl Defteri-Memento (2000)
20. Danny Darko (2001)
21. Schindler’in Listesi-The Schindler’s List(1993)
22. Hayat Güzeldir-La Vita e Bella (1997)
23. Mavi Kadife-The Blue Velvet (1986)
24. Shrek (2001)
25. Üç Renk: Kýrmýzý-Trois Couleurs :Rouge(1994)
David Fincher doksanlý yýllarýn en baþarýlý yönetmenlerinden birisi olur. Fincher karanlýk ve klostrofobik atmosfer yaratmakta olan ustalýðýný sýra dýþý öyküler ile birleþtirerek ‘Yedi-Seven’ ve ‘Dövüþ Kulübü-Fight Club’ gibi iki kilometre taþý film kotarýr. Klip dünyasýnda kazandýðý dijital kamera deneyimlerini; dinamik, karanlýk ve grenli resimler ile sinema dünyasýna aktarýr. Onun sinemasý adeta örnek aldýðý iki yönetmen olan Kubrick ve Spielberg’in mükemmel bir karýþýmýdýr. Yedi Ýncil’de yer alan yedi büyük günahý iþleyenleri öldüren, seri bir katili yakalamaya çalýþan iki detektif Somerset (Morgan Freeman) ve Mills’in (Brad Pitt) dünyasý üzerine kuruludur. Somerset ne kadar akýlcý ve temkinli ise Mills de o kadar atýlgan ve heyecanlýdýr. Sürpriz final Film Noir tarihinin ilklerinden birisini gerçekleþtirir. Dövüþ Kulübü ise Chuck Palahniuk’un ayný adlý tüketim toplumunun doyumsuzluðunu, modern insanýn yalnýzlýðýndan þizofrenik kaçýþýný, içgüdüsel arayýþlarýný anlatan romanýndan David Koep’un senaryosu ile sinemaya uyarlandý. Fincher’ýn karanlýk atmosferinin zirve yaptýðý film kýsa sürede ‘Anti Amerikan Rüyasý’ kategorisinde kült mertebesine ulaþtý. ‘Sahip olmak istediklerin sana sahip olurlar’ veya ‘Her þeyi yapabilecek kadar özgür olman için her þeyini kaybetmen’ lazým tümceleri filmin mesajýný özetleyen alt metinler oldu.
Seri katil filmleri arasýnda sinemaya Hannibal Lecter (Anthony Hopkins) gibi unutulmaz bir kötü karakteri kazandýran ‘Kuzularýn Sessizliði-The Silence of The Lambs’ son çeyrek yüzyýlýn önemli filmlerinden birisidir. Thomas Harris’in ayný adlý romanýndan uyarlanan ve Jonathan Demme’nin yönettiði filmde FBI ajaný Clarice Starling (Jodie Foster) genç kadýnlarý öldüren Buffalo Bill lakablý seri katilin yakalanmasýnda önemli bir ilerleme kaydedemez. Bunun üzerine psikiyatrist iken yamyama dönüþen, yaþam boyu tutuklu Hannibal ile katil hakkýnda ipuçlarý vermesi için konuþmalar yapmaya baþlar. Zamanla genç detektif ve Lecter arasýndaki konuþmalar bir düelloya, kiþisel çatýþmalara dönüþür. Beþ Oscar ile ödüllendirilen filmin baþarýsý Lecter üzerine iki film daha yapýlmasýna neden olur.
Matrix, alt metinleri ve görselliði ile tartýþmasýz sinema tarihinin en önemli filmlerinden birisi olur. Mitoloji, felsefe, din, edebiyat köklerinden beslenen senaryo insan algýlamasýný yeniden tartýþýr hale getirir. Sürdüðümüz standart yaþantýnýn bir bilgisayar programý olarak kurgulandýðýný algýlayan bir grup insan yeraltýna sýðýnarak yaþamlarýný bir direniþ olarak sürdürmektedir. Bekledikleri Neo (Keanu Reeves) adýnda üstün yetenekler ile donanmýþ bir insandýr. Bir Mesih gibi algýlanabilecek Neo, yeryüzündeki sistem ile savaþlarýnda en büyük güçleri olur. Latince’de rahim anlamýný taþýyan Matrix kelimesi filmde gerçek yaþamda adý Anderson olan Neo’nun sanal olmayan yaþamýna yeniden doðuþu kendisine sunulan kýrmýzý/mavi haplardan maviyi seçmesi ile baþlar. Kýrmýzýyý seçse sanal yaþamýný sorgulamadan sürdürecektir. Reload ve Revolution ile üç bölüm halinde çevrilen Matrix aksiyon sahneleriyle de ayrýca deðerlendirilecek referans bir filmdir. Uzak Doðu filmlerinden esinti dövüþ sahneleri, tüm taþýt araçlarýnýn karýþtýðý takip sahneleri, Bullet-Time efektiyle de unutulmaz sekanslar içerir. Yönetmen Wachowski Kardeþler Platon’un maðara alegorisinden, Zen Budizmine, Gnostisizm’e (Ýsa’yý dümdüz bir insan olarak kabullenen Hýristiyan tarikat) Ýncil ve Tevrat’a uzanan alýntýlar ile yazdýklarý ve Bilimkurguda çýðýr açan senaryolarý 2000 yýlýnda Oscar kazanýr. Film toplam dört Oscar ile ödüllendirilir.
Luc Besson’un yazýp, yönettiði Leon (1994) New York’ta yalnýz baþýna yaþayan ve Ýtalyan mafyasýnýn tetikçiliðini yapan bir adamýn hikayesini anlatýr. Anne ve babasý uyuþturucu mafyasý tarafýndan katledilen komþu kýzý Mathilda’yý Leon yanýna alýr. Yaþamýný kimseyle paylaþmamýþ bu adam için duygu, sevgi yabancý açýlýmlardýr. Jean Reno ve daha 12 yaþýndaki Nathalie Portman’ýn duygu yüklü oyunculuklarý yanýnda Amerikan aksiyon ve Fransýz polisiye evrenlerini birleþtiren Besson sýra dýþý bir iþe imza atar. Yaþ farkýna karþýn Leon ve Mathilda’nýn birbirlerine karþý duyduklarý aþk sadece ima edilir. Daha cüretkar bir senaryo yazmýþ olan Besson yapýmcý firmanýn uyarýlarýyla bazý bölümleri sinema versiyonundan çýkartýr. Film her iki oyuncunun da kariyerlerinde sýçrama tahtasý olur.
Kimse 1992 yýlýnda ‘Affedilmeyen-Unforgiven’ ile yönetmeni Clint Eastwood’un Oscar kazanmasýný beklemiyordu. Ne de olsa westernlerin bu ödülü kazanma þansý çok yüksek deðildi. Eastwood bu kez kendisinden alýþýlmadýk bir kahramaný William Muny’i canlandýrýyordu. Silaha tövbe etmiþ, ata binmekte zorlanan, çiftçilik yaparak iki çocuðuna bakmaya çalýþan emekli bir silahþördür Muny. Big Whisky kasabasýnda iki kovboyun saldýrýsýna uðrayýp yüzleri kesilen iki hayat kadýnýnýn ýsrarlarýna ve para ödülüne dayanamaz, yollara düþer. Yan karakterlerde Gene Hackmann, Morgan Freeman, Richard Harris gibi muhteþem aktörler ile çalýþan Eastwood, filmin unutulmaz finali ile tüm zamanlarýn en iyi westernlerinden (belki en iyisi) birisine imza atýyordu. Küllerinden silkelenen silahþör öyküleri her zaman seyirciyi etkilemiþtir. Bu kez karakterler bir westernin sýnýrlarýný aþan bir derinlikte iþlenmiþtir. Eastwood’un en az yönetimi kadar etkileyici oyunculuðu bu filmi farklý unsurlardan birisidir.
Emir Kusturica’nýn 2005 Cannes Film Festivali’nde Altýn Palmiye Ödülü kazanan Yeraltý (Underground) Yugoslavya’nýn yakýn tarihini gerçek ve hayalin örtüþtüðü bir sýnýrda geçen olaylar ve adeta bir Fellini filminden fýrlamýþ deli dolu karakterlerle anlatýr. 1941 yýlýnda Alman iþgali altýndaki Yugoslavya’da baþlayan öykü ülkeyi parçalayan iç savaþa kadar süren bir dönemde geçer. Yer yer Ýkinci Dünya Savaþý ve Tito döneminden belgesel görüntüler ile desteklenen filmde düðün, savaþ, aþk, ihtiras, ihanet iç içe yaþanýr. Kusturica’ya Sýrp tarafýný desteklediði konusunda birçok suçlama yapýldý. Filmin el altýndan Miloseviç tarafýndan yönetilen TV ve radyo kurumu tarafýndan maddi olarak desteklendiði iddia edildi. Yine de Kusturica’nýn absürd ve satirik komedi anlayýþý övgü yaðmuruna tutuldu. Goran Bregoviç’in unutulmaz Balkan ezgileri filmin þöhretinin bile önüne geçer.
Emin Yeðinboy
22.007.2009
Devam edecek...