Yasak Bölge 9 - District 9
11 Kasým 2009 22:09 / 1869 kez okundu!
"KENAR MAHALLE UZAYLILARI"
Güney Afrikalý Neill Blomkamp yönettiði ilk uzun metrajda seyirciyi ters köþeye yatýran bir film sunuyor. Bu baþarýda yapýmcý Peter Jackson’ýn da önemli katkýlarý olduðunu düþünüyorum.
Yönetmen: Neill Blomkamp
Oyuncular: Sharito Copley, Louis Minnear, Vanessa Haywood
Senaryo: Neill Blomkamp, Terri Tatchel
Sinematografi: Trent Opaloch
Müzik: Clinton Shorter
Bilim kurgu türünde çoðunlukla öykünün önüne geçen aksiyon kurgusu ve teknolojik cambazlýklar ile yetinmeye alýþan seyirciyi bu kez farklý bir durum karþýlýyor. Uzay gemisinin dünyamýzý ziyaretiyle baþlayan öykü direkt olarak bugünün yaþamýna baðlanýyor. Bilim kurgu türü günümüz yaþantýsýnýn ýrkçýlýk, yabancýlaþma sorunlarýna aracýlýk yapýyor.
Johannesburg üzerinde 28 yýl önce beliren uzay gemisi üç ay boyu insanlar ile herhangi bir iliþki kurmadan hareketsiz durur. Üç ay sonunda gemiye ulaþan insanlar gemide kötü beslenmiþ ve hasta bir milyondan fazla uzaylý ile karþýlaþýr. Gemi komuta modülü kayýptýr ve bu yüzden hareket edememektedir. Uzaylýlarýn ise salgýn hastalýk sonrasý gezegenlerinden son kaçabilenler olduðu düþünülür. Yeryüzüne indirilen uzaylýlar geminin hemen altýnda kurulan çadýrlara yerleþtirilir, çevresi tel örgüler ile askeri alan olarak çevrilir. Burada Yasak Bölge 9 olarak adlandýrýlan bir dýþ mahalle oluþur. Daha ilk günlerden itibaren yerel halk uzaylýlara tepki duymaya baþlar. ‘Büyük karides’ olarak adlandýrýlýrlar. Bu hem dýþ görünümlerini hem de ‘çöp yiyen alt tabaka’ olarak sýnýflandýrýlmalarýný tanýmlar. Halk uzaylýlara bir türlü alýþamaz, ‘insan bile deðiller, gemilerini tamir edip gitsinler’ görüþü yaygýndýr. Kentin bir çok yerine uzaylýlarýn girmelerini engelleyen yasak levhalarý asýlýr. Uzaylýlar da tepkilere karþý araba yakmak, trenleri raylardan çýkarmak, insanlarýn çeþitli eþyalarýný çalmak, öldürmek gibi kanun dýþý olabilecek her þeyi yapar. Özel bir askeri teknoloji þirketi olan MNU uzaylýlarýn yaþadýðý bu alanýn güvenliðinden ve idaresinden sorumludur. Þirketin esas hedefi uzaylýlarýn ileri teknolojik silahlarýný insanlar tarafýndan kullanýlabilir þekle dönüþtürmektir. Bu silahlarýn özelliði sadece uzaylýlarýn DNA yapýsý ile çalýþabilen çok seri ve güçlü olmasýdýr. Silahlarýn insan tarafýndan kullanýlabilir þekle dönüþtürülmesi ile þirketin inanýlmaz bir zenginlik ve güç kazanmasý planlanmýþtýr. Nijeryalý bir çete bölgenin yeraltý faaliyetlerini yürütmektedir. Eski bir asker olan, vücudunun alt tarafý felçli Obesandjo bu çetenin lideridir. Nijeryalýlar uzaylýlarý kedi mamasýna alýþtýrmýþ, onlara mamalarý fahiþ fiyatlarla satmakta veya onlarýn silahlarý ile takas yapmaktadýrlar. Hükümet halkýn tepkileri sonucu MNU’dan uzaylýlarý þehrin 200 km dýþýnda baþka bir alana taþýmasýný ister. Þirket memuru Wilkus Van De Merwe (Shapiro Copley) bu iþin baþýna atanýr. Wilkus uzman olmadýðý bir konu ile ilgili alanda çalýþmaya baþlar. Tahliye sýrasýnda bulduðu bir tüp kutudan uzay teknolojisine ait bir siyah sývý Wilkus’un yüzüne fýþkýrýr. Kýsa bir süre sonra Wilkus hastalanmaya baþlar ve sol eli uzaylý þeklini alýr. Artýk vücudunda DNA deðiþimi baþlamýþtýr. MNU fýrsatý kaçýrmayýp Wilkus’u zorla deneylerde kullanmaya baþlar. Þanssýz memurun tek þansý kalmýþtýr; kaçmak ve yaþamýný kurtaracak çareleri araþtýrmak.
Öykü, yönetmenin 2005 tarihli “Alive in Joburg” adlý kýsa filminden uyarlanmýþ. Altý buçuk dakikalýk bu kýsa metrajda ayný konu bir haber programý gerçekçiliðinde iþleniyor. Uzun metrajda da bu belgesel yapýya yer verilmiþ. Blomkamp bazý bölümlerde toplumun farklý kesimlerinden insanlara mikrofon uzatýyor. Halk, içindeki kýzgýnlýðý dile getirirken, öðretim üyeleri, gazeteciler olaylarýn gerçek ve bilimsel yönünü tartýþýyor. Titrek bir kamera, soluk renkteki kareler, helikopter çekimleri öyküye gerçekçi, haber programý havasý veriyor.
Bugünün yaþam koþullarý içine oturtulmuþ uzaylýlarýn oluþturduðu, alt bir sosyal sýnýfýn sýkýntýlarý ön planda iþleniyor. Ýleri teknolojileri ile insanlýk için her zaman tehdit unsuru olan uzaylýlarýn bu maðdur durumlarý geçmiþ ile hoþ bir paradoks yaratýyor. Irkçýlýk, xenofobi yani yabancýlara veya bilinmeyen kültürlerine karþý duyulan korku filmin ilgilendiði esas mesele. Irk ayrýmýnýn Apartheid ile kanunlaþtýðý bir ülke olan Güney Afrika’nýn olaylarýn geçtiði yer olarak seçilmesi yine ayrý bir paradoks. Irkçýlýktan, baþka bir halkýn görmediði kadar zulüm gören ve ülkenin dörtte üçünü oluþturan siyahi nüfus bu kez baþka bir topluma ayný þiddeti uyguluyor. Onlarý dýþlýyor, aralarýna almýyor, bir virüs ile ortadan kaldýrýlmasýný veya direkt olarak öldürülmelerini öneriyor. Sokaklara dökülüp, gönderilmeleri için hükümeti baský altýna almaya çalýþýyorlar. Geçmiþte siyahi halkýn yerini bu kez uzaylýlar alýyor. Uzaylýlarýn insan ýrkýna karþý önceden planlanmýþ bir düþmanlýðý yok, dünyayý istila gibi alýþýlageldik bir senaryolarý da yok. Sadece sýðýnmacýlar. Gemilerinin komuta modülünü bulamadýklarý için gezegenlerine dönemiyorlar. Dünyalýlar ile olan anlaþmazlýklarý ise bir uyum sorunu. Bilmedikleri bir yaþam þekline alýþmayý tek baþlarýna baþaramýyorlar. Ýnsanlar onlarýn dýþ görünümlerinden iðrenmeyi, onlara karaborsa kedi mamasý satmayý ve üstün silahlarýný çalmayý tercih edip onlara hiçbir destek vermiyorlar. Saniyede on altý bin mermi atabilen silahýn son aþamasýna gelmiþ olan insanlýk böyle bir fýrsatý tepmek ister mi?
Film karamsar atmosferi ile ‘Baðýmsýzlýk Günü-Ýndependence Day’, David Cronenberg’ten ‘Sinek-The Fly, ‘Dünyanýn Durduðu Gün-The Day The Earth Stood Still’ gibi klasiklere yakýn duruyor. Jeff Goldblum’un Sinek’te yaþadýðý mutasyonel deðiþimin bir benzerini bu kez Wilkus Wan De Merve yaþýyor. ‘Üçüncü Dereceden Yakýnlaþma-Close Encounters’ veya ET benzeri iyimser mesajlar taþýyan insan-uzaylý yakýnlaþmasýný kurgulayan Spielberg yapýmlarýna göz bile kýrpmýyor. Filmin mükemmel aksiyon koreografisi dikkat çekici. Gözün izleyebileceði hýzda çekilmiþ çarpýþma sahneleri Transformers veya benzerlerinin abartýlý, gürültülü aksiyonlarýna örnek olmalý.
Oyuncu olarak ön plana çýkan tek dünyalý Wilkus’u canlandýran Shapiro Copley olaðanüstü bir oyunculuk gösteriyor. Öykünün dramatik ve tek mizahi karakteri olmayý baþarýyor. Ýyi niyetli bir memurdan ortalýðý yakýp yýkan (duygusallýðýný yitirmeden) bir karaktere dönüþümü her türlü övgüyü hak ediyor.
Bilim kurgu bir çok yazýlý ve görsel örneði ile günümüz yaþantýsýna göndermeler ile doludur. Bunun en son örneðini Yasak Bölge 9 da fazlasý ile baþarýyor.
Emin Yeðinboy
09.11.2009