YAÞAM ÞÝFRESÝ - SOURCE CODE
11 Nisan 2011 18:49 / 2672 kez okundu!
TEKRAR TEKRAR YAÞANAN SON SEKÝZ DAKÝKA
Bilimkurgu ve aksiyon arasýnda köprü kurarken düþündüren ve sýkmayan mükemmele yakýn bir film.
-------------------------------------------------------------------------------
YAÞAM ÞÝFRESÝ - SOURCE CODE
YÖNETMEN: DUNCAN JONES
OYUNCULAR: JAKE GYLENHAAL, MICHELLE MONAGHAN, VERA FARMIGA, JEFFREY WRIGHT
“Yaþamýn Þifresi” bir patlamadan önceki son 8 dakikaya tekrar tekrar dönerek, treni havaya uçuran bombacýyý yakalama emri almýþ Yüzbaþý Colter’un mücadelesini anlatýrken gerilim, felsefe, kuantum fiziði, politika ve duygu arasýnda köprü kurmayý baþarý ile gerçekleþtiriyor. Teröristin bulunmasý için ayný tren vagonuna, ayný zaman birimine geriye dönüþlerde aksamayan ve düþmeyen tempo kadar olayýn kahramaný Colter’un, içinde bulunduðu durumu seyirci ile birlikte algýlamasý, her iki tarafý da bombacý kim sorusuna ortak yapýyor. Bu durumda karmaþýk senaryolarýn olasý mantýk boþluklarýný aramak yerine, öykünün içine girmek, kahraman ile özdeþleþmek, bombacýnýn peþine düþmek seyirci de tatmin duygusunu arttýrýyor. Senaryonun yaratýcýlýðý kadar kurgunun aksamadan yaptýðý geçiþler aksiyon ve gerilimi baþtan sona canlý tutuyor.
Yaþamýn son 8 dakikasýnýn beyinden silinmediði mantýðý ile kurulan olay örgüsünde bir tren yolculuðunda gözlerini açan Colter Stevens (Jake Gyllenhaal) kendisini çekici bir genç bayanýn karþýsýnda bulur. Ýçinde bulunduðu durumdan habersiz þaþkýn çevresine bakýnýrken, karþýsýndaki bayan kendisine “Sean” diye hitap ederek konuþmaya baþlar. Telaþla gittiði tren tuvaletindeki aynada kendisini bir baþkasý olarak görür. Az sonra büyük bir patlama ile tren havaya uçar.
Seyirci öyküyü Colter ile koþut yaþýyor. Patlama sonrasý Colter’u bir kapsül içinde pilot kýyafetleri içinde görüyoruz. Colter burada Afganistan’da helikopter pilotu olarak savaþýrken ölmüþ olduðunu ve baþka bir kimlikle hayata döndürülerek, hükümete baðlý bir merkezden kendisine patlamayý yapan teröristi yakalama görevi verildiðini anlýyor/anlýyoruz. Her seferinde yeni kanýtlar ile geriye gönderilerek son sekiz dakikayý defalarca yaþamaya mecbur býrakýlýyor. Colter duruma hakim olduktan sonra, geçmiþi ile yaþadýðý an arasýnda baðlantý kurmaya, mantýk ve duygu arasýnda gidip gelmeye baþlar.
David Bowie’nin oðlu olan yönetmen Duncan Jones ikinci uzun metrajýnda mükemmel bir film ortaya koyuyor. Ýlk filmi “Ay-Moon”da bir uzay kapsülünün dar mekanýnda, yer yüzüne dönme mücadelesi veren astronot Sam Bell’in klonlarý ve Gerty 3000 kompüteri ile olan mücadelesini anlatýrken “2001: Uzay Macerasý” ve “Solaris” gibi bilimkurgu türünün iki baþ yapýtýný referans alýyordu. “Ay”da insanlýk gerçeði, bölünmüþ benlik gibi temalarýn peþine düþüp, sorgulayan Duncan bu kez sorularýný zaman içinde sýçrama, paralel evrenler üzerinden ölüm ve yaþam üzerine yöneltiyor. Ölüm sonrasýnýn bir boþluk olduðunu, ruhun ise farklý bedenlerde yaþayabileceði inancýný taþýyor Duncan.
Artýk yaþamadýðýný fark eden bir adamýn duygusal çabalarý ise etkileyici bir ayrýntý olarak sunuluyor. Babasý ile arasýndaki soðuk iliþkiyi sadece sesini duyarak son bir telefon konuþmasý ile düzeltmeye çalýþmasý veya çekici yolculuk arkadaþý Christina’ya (Michelle Monaghan) tutulmasý aksiyonun duygusal yönünü tamamlýyor.
Senaryo ve kurgu, Tony Scott‘ýn “Deja Vu”sü ve Harold Ramis’in “Bugün Aslýnda Dündü- Groundhog Day” yanýnda baþladýðý yere geri dönmesiyle Kurosawa’nýn efsanevi “Rashomon”u ile yakýn akrabalýðý olan filmler. Gerilim ise Hitchcock’dan ödünç alýnmýþ.
Kariyerinin baþýnda zaman içinde yolculuk, ölüm gibi konularý kafa karýþtýran bir biçimde iþleyen “Danny Darko”da oynadýðý þizofren, genç ergen ile çýkýþ yakalayan Jake Gylenhaal bir kez daha “nerede, nasýl, ne zaman“ sorularýný sorduran bir karaktere can veriyor. Karakterin talep ettiði karakter derinliðini yakalayan mükemmel bir performans.
Bilimkurgu ve aksiyon arasýnda köprü kurarken düþündüren ve sýkmayan mükemmele yakýn bir film.
Emin Yeðinboy
10.04.2011